Cumhuriyet Bulvarı No: 82 Erboy 2 İş Merkezi

Paris’te bundan 160 yıl önce düzenlenen bir fuarda ilk kez ‘en iyi zeytinyağı’ olarak ödüle değer bulunan Ayvalık yöresi zeytinyağı günümüzde hala dünyanın en iyileri arasında ilk sırada yer alıyor. Bugün Ayvalık Ticaret Odası üyesi 50’ye yakın marka ile dünyanın her noktasına ulaşan üründe katma değerin daha da artırılması için tarladan rafa kadar birçok proje tüm hızıyla devam ediyor.

RAFLARDAKİ YERİ SAĞLAMLAŞACAK

Ayvalık yöresi zeytinyağlarının sağlık ve kalite açısından her zaman ilk sıralarda yer aldığını belirten Ayvalık Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Büyükçıvgın, bu sorumlulukla ürünü daha ileri noktalara taşımak için çalıştıklarını söylüyor. Ayvalık zeytinyağına ilk olarak 2006 yılında coğrafi işaret menşei belgesini aldıklarını belirten Büyükçıvgın, “2010’da yine Türkiye’de ilk kez duysal ve kimyasal laboratuvarı Ayvalık’ta kurduk. 2014 yılında laboratuvarımıza uluslararası akredite alarak bu alanda dünyada en iyi ilk 60 laboratuvar arasına girdik. Türk Patent Kurumu’nun AB tescili alacak 35 coğrafi işaretli ürün arasındayız. AB tescilimiz içinde her türlü başvurumuzu yaptık. Kısa zaman sonra tescilimizi alarak, Avrupa başta olmak üzere dünyadaki her rafta yerimizi daha da sağlamlaştıracağız” diyor.

5 BİN AİLE ZEYTİNDEN GEÇİNİYOR

Coğrafi tescil ve AB tescilinin markalaşmanın önünü daha da açacağını, böylece bölgelerinde üretilen zeytinyağlarının katma değerinin artarak ülkeye daha çok döviz kazandıracağını vurgulayan Mustafa Büyükçıvgın, zeytinyağında her zaman ilkleri bölgelerine kazandıran kurum olduklarını kaydediyor. Ayvalık Zeytinyağı Hasat Günleri’ni uluslararası festival hale getirdiklerini, ilçelerinin ve zeytinyağlarının adını dünyaya duyurduklarının altını çizen Büyükçıvgın, şöyle konuşuyor:

“Odamız üyesi 50’ye yakın zeytinyağı markamız var. Bu sayı sürekli artıyor. Odamızın yaptığı çalışmalar sayesinde zeytinyağında katma değer sürekli artığından yeni yatırımcılar da bu sektöre girerek yeni markalar oluşturuyor. Bugün bölgemizde 5 bin aile bu sektörden geçimini sağlıyor. Biz üreticiyi de bilinçlendiriyor ve destekliyoruz. Tarladan rafa kadar olan süreci en iyi şekilde yönetmeye çalışıyoruz. Bu konuda çeşitli projeler hazırlıyoruz. Üreticimize vereceğimiz bilinç ve destekle zeytinyağımızın kalitesinin daha da artacağını ve ülkemize daha çok katkı sağlayacağını biliyoruz. Çalışmalarımızda akademik destek de alıyoruz. Bilimsel ve etkin bir şekilde çalışıyoruz. Bölgemizde 2 milyon adet zeytin ağacı var. Bölgemizin zeytinyağı 1860’da Paris’te yapılan bir fuarda ilk olarak ödül almış. Daha o yıllarda keşfedilen zeytinyağımızı daha da ileri noktalara taşımak için gece gündüz demeden çalışıyoruz.”

PRİM VE TANITIM DESTEĞİ ŞART

Zeytinyağının ülke açısından çok önemli bir değer, gelecek yıllarda da ekonomiye çok önemli katkılar sağlayacak bir ürün olarak devlet tarafından stratejik olarak ele alınması gerektiğine dikkat çeken Mustafa Büyükçıvgın, şöyle devam ediyor: “Ülkemizde zeytinyağına litrede 80 kuruş prim veriliyor. Avrupa Birliği’nde bu 1 Euro. Türkiye’de de en az 0.5 Euro (3 lira) prim verilmeli. Zeytinde de 15 kuruş olan prim rakamı 50 kuruşa çıkarılmalı. Coğrafi tescili olan zeytinyağlarının da kamu spotları ile televizyonlarda ücretsiz tanıtımının yapılmasını istiyoruz.”