Cumhuriyet Bulvarı No: 82 Erboy 2 İş Merkezi

KONUK YAZAR

  1. SUZAN KANTARCI SAVAŞ-KIRKLARELİ ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ

 

“Zeytinyağı nedir?” diye sorulduğu zaman aklınıza ilk hangi tanım geliyor?

Benim aklıma gelen ilk tanım, ‘zeytin meyvesinin suyu’ olduğu…

Zeytinyağı, zeytin meyvesinin suyudur.

Zeytin meyvesine iyi bir bakım süreci uyguladıktan sonra doğru toplama ve sıkım sürecinden geçirirseniz iyi meyve suyuna da ulaşabiliyorsunuz.

Butik zeytinyağı üretimdeki artış kaliteli üretimle birleşiyor.

Son yıllarda butik üreticilerin artışı ve kaliteli üretim konusunda yürüttükleri hassas süreçlerle Türk zeytinyağının uluslararası jüriye sahip yarışmalarda kazandığı madalyaların sayısı gün geçtikçe artıyor.

Dünya Gazeteciler ve Şarap, Likör Yazarları ve Diğerleri Derneği’nin (WAWWJ) sıralamasına göre Türkiye, 2020’de 17329.39 puanla toplam 15 yarışmadan 361 adet ödül alarak 42 ülke arasında 4’üncü.

Bu sıralamaya ulaşmamızda toplam 146 markanın rolü bulunuyor.

Bazı firmalar birden fazla markayla yarışmalara katılım sağlıyorlar.

Türkiye için yapılan sıralamada ilk 4 arasında Nova Vera Hayat, Nova Vera Early Harvest Premium, Kisthene Early Harvest 0.2 Domat ve Hermus Trilye bulunuyor.

Listeyi incelediğimizde madalyaları kazanan yağların Anadolu topraklarına has ‘Trilye’, ‘Gemlik’, ‘Memecik’, ‘Ayvalık’, ‘Domat’, ‘Yamalak Sarısı’ gibi zeytin çeşitlerinden elde edildiğini görüyoruz.

Yerli çeşitlerin yanı sıra ‘Arbeqiuna’ gibi Anadolu topraklarına uyum sağlamış İspanyol türleri de dikkat çeken diğer çeşitlerden…

Uluslararası jüriye sahip zeytinyağı yarışmaları, Türk zeytinyağını ve Anadolu topraklarına has zeytin çeşitlerinin özelliklerini dünya pazarlarına taşıyan aktörler olarak karşımıza çıkıyor.

KATILIMDA YÜZDE 112 ARTIŞ

Daniel Dawson, geçtiğimiz 26 Nisan’da OliveOil Times’ta yayımlanan yazısı için bana ulaştığında çok şaşırdım.

Dawson’ın yazısında görüyoruz ki, New York Uluslararası Zeytinyağı Yarışması’na bin 171 giriş gerçekleştirilmiş.

Türkiye, Hırvatistan, İtalya ve Yunanistan’dan yarışmaya katılımlar Kovid-19 sürecinde en yüksek sayısına ulaşmış durumda.

Türkiye’den katılımlarda 2020’ye göre yüzde 112’lik artış söz konusu.

Ülkemizde Uluslararası Zeytin Konseyi’nce akredite duyusal analiz panel gruplarının panelistlerinden oluşan ulusal bir jürinin değerlendirmeler yaptığı Zeytindostu Derneği Natürel Sızma Zeytinyağı Kalite Yarışması, ulusal bir yarışma.

Bu yarışmaya ek olarak, uluslararası jüriye sahip ulusal ve uluslararası olmak üzere iki yarışmamız daha var.

Biri, Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi’nin Uluslararası Zeytin Konseyi’nin himayesinde düzenlediği IOC UZZK Yarışması…

Bu, ulusal bir yarışma olup Uluslararası Zeytin Konseyi’nce akredite duyusal analiz panel liderlerinden oluşuyor.

Diğeri ise Antonio Giuseppe Laura’nın direktörlüğünde Birsen Can Pehlivan’ın kurucusu ve yöneticisi olduğu Anatolian IOOC….

Bu da uluslararası alanda düzenlenen bir yarışma olup farklı ülkelerin yağlarının yarıştığı bir organizasyon.

İspanya, İtalya, Tunus, Amerika gibi farklı ülkelerden jürileri ağırlayan bu iki yarışmamız farklı zeytin çeşitlerimizden elde edilen natürel sızma zeytinyağlarının dünyaca tanınan isimlerin değerlendirmeleriyle sahneye çıkıyor.

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ÖNEMLİ

Son yıllarda yarışmalardan aldığımız sonuçlar yüzümüzü güldürürken, “Peki, sürdürülebilirliği nasıl sağlayacağız?” sorusu aklıma geliyor.

Türkiye ekonomisindeki göstergeler, maliyet artışları, TL’nin dolar karşısındaki değer kaybı üreticileri de, tüketicileri de zorluyor.

Yıllarca bilgiye ulaşmak ve bilgiyi yaymak için çalışıyorduk.

Şimdi bilgi çağındayız, teknolojinin gelişimiyle birlikte ona kolaylıkla ulaşabiliyor ve dijital iletişim araçlarını kullanarak edindiğimiz bilgiyi uygulayabiliyoruz.

Bu da bizi başarılı sonuçlara ulaştırabiliyor.

Bilgimizi aktarma, değerlerimize sahip çıkma, kaynaklarımızı sürdürülebilir politikalarla yönetme, birlik olma zamanı…

“Sürdürülebilir” denince de işin içine ekonomi giriyor.

Küresel dünyada varlığımızı duyurmak ve uluslararası alanda yer almak önemli!

İklim değişikliğinin etkisiyle kuraklık yanı başımızda…

Ve zeytin, kuraklığa dayanan en güçlü ağaçlardan biri.

Yılların emeğiyle yetiştirilen zeytin ağaçlarını korumak en önemli görevlerimizden biri.

Zeytinyağı kalitesi konusunda son 20 yılda hem kurumsal olarak, hem de üreticilerimizin emekleriyle kaliteli ürün ve gıda güvenliği konusunda yapılan birçok çalışma var.

Kazanımlarımızı korumak ve dünya pazarında değerimize sahip çıkmak için gerek zeytin bahçelerinin doğanın gelişimiyle uyumu, gerek değişen doğa koşullarının kaliteye etkisi, gerekse ekonominin gidişatına bağlı olarak ulusal ve uluslararası pazarlara bakış açımızı yenilemek gerektiğini düşünüyorum.

Risk ve kriz yönetimi açısından çalışmalar yapmamız gerekiyor.

KAYBEDECEK ZAMANIMIZ YOK

AB Tarım ve Kırsal Gelişim Komisyonu’nun 29 Temmuz’da 2020/2021 hasat dönemi için hazırlamış olduğu değerlendirmelere göre, Avrupa Birliği’nde üretim 2 bin 53 bin ton olarak son 5 yılın ortalama üretim miktarının yüzde 2 altında raporlanıyor.

İspanya’da bir önceki yıla göre yüzde 23’lük artış söz konusu iken, İtalya’da yüzde 25’lik azalış öngörülüyor.

AB’ye üye olmayan ülkeler arasında Türkiye üretiminde 222 bin tonla bir önceki yıla göre yüzde 1’lik düşüş söz konusu.

Genel olarak AB’ye üye olmayan ülkelerin toplam üretim miktarı da son 5 yılın ortalamasına göre yüzde 2’lik düşüşe sahip olarak belirtiliyor.

Üzerinde durmak istediğim, önemli olduğunu düşündüğüm bir konu ise AB’nin Türkiye’den zeytinyağı ithalatı 3 bin 457 tonla yüzde 46.5’lik düşüşe işaret ediyor oluşu.

Türk zeytinyağının varlığını duyurmak için AB ülkeleri zeytinyağlarının var olduğu pazarları gözlemlediğimizde karşımıza şu tablo çıkıyor:

AB ülkelerinin ihracatına bakıldığı zaman 199 bin 222 tonla bir önceki yıla göre yüzde 17.2’lik artışla ABD’nin ilk sırada yer aldığı görülüyor.

Japonya’ya ihracatta 37 bin 106 tonla yüzde 19.1’lik azalış söz konusu.

Çin’e ise 25 bin 518 tonla yüzde 15.2’lik azalış var.

İngiltere’ye baktığımızda yüzde 2.7’lik düşüşle 46 bin 203 tonluk ihracat gösteriliyor.

Uluslararası alanda kaliteyi duyurmak için kullanılan araçlardan birinin yarışmalar olduğunu ifade etmiştik.

Ayrıca, coğrafi işaretler kullanılan araçların en önemlileri arasında geliyor.

Ülkemizde coğrafi işaretleme sistemlerinin gelişmesi, üreticilerin ve tüketicilerin kendi yerel ürünlerimize sahip çıkmasıyla mümkün olacak.

Kurumların çalışmalarını ancak yerelin kendi değerine sahip çıkmasıyla geliştirebiliriz.

Anadolu topraklarının zeytin çeşitlerini coğrafi işaretleme sistemlerinin gelişimiyle sürdürülebilir bir kalkınma politikası haline getirmek önemli.

Zaman, Anadolu medeniyetlerinin izlerini taşıyan Türk zeytinyağını gerek Anadolu topraklarında, gerek uluslararası alanda birlikte el ele anlatma zamanı.

Değişen iklim koşullarında kaybedecek zaman yok!

 

Kaynaklar:

https://www.oliveoiltimes.com/competitions/world-olive-oil-competition-entries-up-from-turkey-croatia-italy-greece/92390

https://ec.europa.eu/info/sites/default/files/food-farming-fisheries/plants_and_plant_products/documents/market-situation-olive-oil-table-olives_en.pdf

http://www.evooworldranking.org/_EN/top_pais.php