Temellerini ‘Gazozcu Zeki’nin attığı, Bayramiç’in bereketli topraklarında ve eşsiz ikliminde yetişen zeytinlerin sağlık kalitesinin tüketiciye yeterince yansıtılamadığını fark eden dördüncü nesil temsilcisi Çağlar Beceren’in yönetiminde dökme satıştan çıkan aile, ‘İdalina’ markasıyla bölgenin adını dünyaya duyurmakta kararlı.
(yazı buradan başlıyor)
Onlar, bin yıllardır dünyaya sağlık dağıtan İda topraklarında zeytin yetiştiriciliği yapan atalarının altıncı nesil temsilcileri. 1800’lü yıllarda hobi amaçlı olarak başlayan zeytin yetiştiriciliği maceraları, büyük mücadele sonunda topraklarımızın yeniden hürriyete kavuştuğu Cumhuriyet dönemiyle birlikte ailenin önemli işlerinden biri haline gelmiş. Ve 1952’de büyük büyük dede Ahmet Zeki Bey (Tokgöz) önderliğinde Çanakkale’nin farklı alanlarına dağılmış olan birtakım araziler tarım çiftliğine dönüştürülmüş ve ailenin profesyonel olarak zeytin üreticiliğine geçişini sağlamış.
ABD’DE BİRİKTİRDİĞİ PARAYLA ALDI
Aslen Karadeniz kökenli olan Ahmet Zeki Bey, savaş zamanı Sedhülbahir’e yerleşmiş bir ailenin evladı olarak doğmuş. Askerliği zamanında 3 yıl boyunca Türk donanmasıyla Florida’da görev yaparken para biriktirmiş. Aynı zamanda ABD’deki gelişimi izleyip kendisine gazoz ve dondurma makineleri almış. Bununla da yetinmeyip babasına da para göndererek yerler satın aldırmış. Askerlik sonrası Çanakkale’ye dönmüş ve aldığı yerlere yıllar boyunca zeytin fidanları dikmiş. Sonrasında, yaklaşık 70 yıl üretilen yüksek kaliteli zeytinler farklı üretici firmaların markalarıyla sağlıklı beslenmek isteyen tüketicilere ulaştırılmış.
AİLE İÇİN DEMO ÜRETİMLE BAŞLADI
Aile büyüklerinin yaşlarının ilerlemesi ve minik aile üyelerinin aralarına katılmasının ardından sağlıklı beslenmenin önemine olan farkındalıklarının daha da artmasıyla topraklarının onlara sunduğu zeytinlerin sağlık kalitesinin tüketiciye yeterince yansıtılamadığını fark etmişler. Bununla birlikte fark ettikleri en önemli unsur ise her şeyiyle doğal, hiçbir katkı kimyasalı içermeyen zeytinyağı üretiminin üretici ticari işletmeler için cazip olmamasıymış. Bu yüzden ilk olarak ailenin sağlıklı beslenme ihtiyacı kadar tamamen saf ve doğal zeytinyağını kendileri için üretmeye karar vermişler. Bu bağlamda girişimci ailenin son nesil temsilcisi iş insanı Çağlar Beceren tarafından 2020’de ilk butik atölye kurulmuş. Küçük üretim yoluyla demo ürünler üretilip test edilmiş. 2021’de de tesisleşme yoluna gidilerek yörenin en eski ve tescilli fabrikası bünyeye katılmış.
DAHA ÇOCUKKEN TOZUNU YUTMUŞ
Çağlar Bey, “Çocukluğumuzda, aynı zamanda gazoz üretimi de yaptığı için ‘Gazozcu Zeki’ olarak bilinen dedemizle birlikte zeytin ağaçlarımızın bakımlarını yapar, zamanı gelince de toplardık. Çok küçük olsam bile işin ucundan tutardım. Yani tozunu yuttum diyebilirim. Üniversite sonrası bu zeytinliklerden elde edilen ürünleri paketlemeye, satmaya da başladık. 12 yıl önce İstanbul’da armatör bir beyefendiye yağlarımızdan götürdüğümde bu işi daha butik yapmam için bana telkinde bulundu. Yaşadığım bu olay aklımdan hiç çıkmadı. Ve ilerleyen süreçte baba ocağı Bayramiç’e yönelmemi sağladı. İlk olarak 2020’de küçük butik bir makine alarak demo üretim yaptım. Hatta hem bizim köyden, hem de çevre köylerden gelenler başlangıçta bize güldüler. ‘Oyuncak mı bu? Bu nasıl makine? Kolun dahi sığmıyor’ diyenler bile oldu. Gerçekten de öyleydi. Hatta yanıma aldığım emekli ziraat teknikeri abim bile pandemi korkusuyla beni bıraktı. Tek başıma hem malımı çıkardım, hem de diğer işlerimi yaptım” diyor.
BU UĞURDA ARABASINI BİLE SATMIŞ
Ama hiç yılmamış. Ürettiği ürünler çok beğenilmiş. Bunun üzerine, “Farklı şeyler yapmalıyım” demiş ve 1950’li yıllardan kalma, Bayramiç’in en eski fabrikasını satın almış. Bu uğurda arabasını bile satmış. Bu izbeliği 4 ay gibi kısa bir sürede tamamen profesyonel hale getirmiş. KOSGEB’den de makine için hibe almış. Mali müşavir olduğu için bilgi birikimini kullanarak tüm prosedürleri hızlı ve eksiksiz yerine getirmiş. Sonuçta, yaklaşık 2.5 dönüm içinde, 250 metrekare kapalı alanda, tescilli ve ISO belgeli bir tesis yaratmış.
KÖYLÜLERİN HER DAİM HİZMETİNDE
“Markamız olan İdalina ürünlerine kalite ve sağlık veren tek bahçe zeytinliğimiz İda Dağı’nın zeytin yetiştiriciliği için en elverişli ve en verimli toprakları olan Bayramiç’te yer alıyor. Bunun yanı sıra kiraladığımız yaklaşık 500 dönüm zeytinliğimiz daha var. Ürünlerini toplamayan ailelerle de anlaşmamız mevcut. ‘Zeytin Boğazı’ tabir edilen, 4-5 köyü kapsayan bu alan yükseltisi ve oksijeniyle çok değerli. Fabrikamızda sadece kendimize ürün üretmiyoruz. Randevulu sistemle tüm üreticilerimize sıkım yapıyoruz. Soğuk sıkımın yanında kişinin isteğine göre sıcak sıkım hizmeti de veriyoruz. Önümüzdeki sezon çevre köylerdeki üreticilere tonaj bazına göre ulaşım desteği sağlayacağız” diye konuşuyor.
KAZDAĞLARI İLE KIZININ ADININ BİRLEŞİMİ
Beceren ailesinin tek markası var: İdalina… ‘İda’, Kazdağları’nın mitolojideki ismi. ‘Lina’ ise yine Eski Yunan’da ‘zeytin tacı’ anlamına geliyor. Ve aynı zamanda Çağlar Beceren’in kızının adı.
MİKRO BAZLI İHRACAT
ÇAĞLAR Beceren, dökme ihracata karşı. Şu anki şartlar ölçeğinde mikro bazlı ihracat yapıyor. “Bilinmesini isterim ki tadını ya da içeriğini beğenmediğim şeyi ne üretirim, ne de tüketirim. Fabrikamızda çalışan arkadaşlarımızdan makine ve ekipmanın hijyenine kadar çok detaylı bir süzgeç var elimizde. O yüzden gönlüm rahat. Sektörde niş ürünleri de yapıyoruz. Örneğin, Kazdağları’nın tepesinde kendiliğinden biten ağaçlardan delice yağ üretiyoruz. ‘Oğlum parana yazık, bundan yağ çıkmaz’ diye bana kızıyorlar. Evet, 20-25 kilodan ancak 1 litre ‘Delice’ yağ alabiliyoruz. E vitamini yüklü bu yağı üreten ender tesislerden olmaktan gurur duyuyorum. Bunun dışında zerdeçallı zeytinyağı da üretiyoruz. Üstatlar kızsa, ‘Böyle bir şey yok’ dese de biz zeytin sütü (çiğ yağ) de yapıyoruz. Fincanla çalışan arkadaşlar 4-5 saat emekle bunu çıkartıyorlar” ifadelerini kullanıyor.