Cumhuriyet Bulvarı No: 82 Erboy 2 İş Merkezi

Akıllarında hep vardı ama okudukları bir kitap onlara ışık oldu

 

Artun Ünsal’ın ‘Ölmez Ağacın Peşinde’ isimli eseri, Neşe-Hakan Kayıkçı’ya ışık olmuş. 20 yıllık iş yaşamlarına nokta koyan çift, ata toprağı Aydın Koçarlı’da , ‘Agena’ markasıyla zeytinyağı sektöründe yeni bir başlangıç yapmış. İşte o öykü…

 

Nazım Hikmet, Şeyh Bedrettin Destanı’nda, “Burada insan toprak gibi, güneş gibi, deniz gibi bereketli / Burada insan gibi verimli deniz, güneş ve toprak” der, Aydın için… Öykümüzün kahramanları da tıpkı Nazım’ın şiirinde olduğu gibi, güneşin Aydın Ovası’na bereketini sunduğu bir gün ata ağaçlarının altında oturup zeytin bahçelerine bakmış ve geleneği sürdürmeye karar vermişler. Ve dağlarından yüzyıllar boyunca akan yağı küplerinden çıkarıp ‘Agena’ adıyla şişelemişler.

KARİYERLERİNE NOKTA KOYDULAR

Neşe-Hakan Kayıkçı’nın zeytinyağı serüveni yaklaşık 5 yıl önceye dayanıyor. Yarım asırdan fazladır diğer çiftçilik faaliyetlerinin yanında zeytincilik de yapan bir aileden gelen Neşe Hanım’ın hediye ettiği Artun Ünsal’ın ‘Ölmez Ağacın Peşinde’ isimli kitabı makine mühendisi Hakan Bey’in hayatına adeta yeni bir sayfa açmış. Daha öncesinde de, “İyi zeytinyağı nasıl olmalı?” konusunda bilgisi varmış ama zeytin kültürü bu kitabı okumasıyla başlamış.

Egeli bir annenin evladı olarak evlerinde tecrübe ettiği neredeyse tek yağ olduğu için zeytinyağına sempatisi küçük yaşlarına dayanan Neşe Kayıkçı’nın ise gerek dayısının 40 yıllık çiftçi olması, gerek abisinin şehri terk edip toprağı seçmesinin de etkisiyle ikinci yolu kendiliğinden çizilmiş. Hakan Kayıkçı 20 senesini verdiği üretim ve fabrika müdürlüğü, sosyoloji mezunu Neşe Kayıkçı da insan kaynakları yöneticisi olarak çalıştığı 15 yıllık kariyerini sonlandırarak isim ve soyadlarından türettikleri HNK Tarım ve Gıda’yı kurup sektöre adım atmışlar. “Doğru bir yol arkadaşı ve doğru zamanın geldiğini hissetmemizle birlikte kendimizi bu dünyanın içinde buluverdik. O gün bu gündür de bu konu üzerine okuyor, araştırıyor, kendimizi geliştirmeye ve eğitmeye çalışıyoruz” diyorlar.

ÖNCE TESİS, ARDINDAN İHRACAT

Zeytinlikleri, dağlarının kekik koktuğu, rüzgarının bereket kovaladığı (ve aynı zamanda Neşe Hanım’ın annesinin memleketi olan) Aydın Koçarlı’da. Dağlık bir arazide, iki bahçede toplam 15 dönüm. Asırlık ağaçların tamamı ‘Memecik’ cinsi. Yıllık kapasiteleri şimdilik 3 ton. Henüz kendi tesisleri yok. Bu nedenle sıkımı temizliğinden ve tekniğinden emin oldukları bir yere yaptırmışlar. Hedefleri en geç 2021’de  kendi tesislerini kurmak, 2022 yılında da ilk ihracatlarını yapabilmek. Her yeni başlayan gibi çevreleri başta olmak üzere internet ve sosyal medya aracılığıyla tüketicilere ulaşıyorlar.

“Bizler 20 yıl kadar sürdürdüğümüz profesyonel iş hayatını bir kenara bırakıp dedelerimizin ve ninelerimizin yarattığı kültürle tanışmak, aile geleneğini yeniden yaşatmak için bu topraklara geri döndük. Zeytinin kültürünü yaşamak için döndüğümüz bu topraklarda, yaşadığımız coğrafyada zamanın getirdiği yeniliklere, mühendisliğine ve teknolojik şartlarına uygun üretim yaparak hem ülkemizde, hem de yurtdışında saygınlığı olan bir marka yaratarak gelişmek hedefindeyiz. Bizler markamızı büyütüp geliştirirken kültürümüzü de, coğrafyamızı da, paydaşlarımızı da geliştirmek istiyoruz” diye de ekliyorlar.