Zeytin ağacı barışın, bereketin, bilgeliğin ve saflığın sembolü… Bu ölmez ağacın meyvesinden elde edilen, izleri M.Ö. 4 bin 500 yıllarına uzanan zeytinyağı ise yaşamın ve sonsuzluğun simgesi… Peki, beslenme ihtiyacımız için sağlıklı olduğu kadar lezzetli, bir o kadar da mucizevi faydaları olan zeytinyağının iyisi nasıl elde ediliyor? Antalya’ya özgü ‘Tavşan Yüreği’ ve ‘Beylik’ zeytin çeşitleriyle ürettiği yağlarla dikkat çeken OOVIVA’nın yetkililerinden Argun Sarıkaya, bu sorunun cevabını merak edenler için yüksek polifenollü hikayelerini anlattı.
Adeta bir yaşam iksiri olarak kabul edilen zeytinyağının ne gibi antioksidanlar barındıracağı ve nasıl bir aromaya sahip olacağı zeytin ağacının genetik özelliklerine, yetiştiği bahçenin konumuna ve zeytinyağı elde etme tekniklerine bağlı.
Zeytin ağaçlarının güneşten aldığı enerjiyi, topraktan elde ettiği mineralleri ve çevresindeki endemik türlerden aldığı aromayı meyvesine aktardığını biliyoruz. Dolayısıyla zeytinliklerimizi tasarlarken hedeflenen kalite ve içeriğe ulaşmak için en uygun koşulları gözettik.
BİLGİNİN IŞIĞINDA BÜYÜDÜ
İstenen aroma ve antioksidan seviyelerine ulaşmak için öncelikle doğru ağaçları seçtik. Güneş ışığını verimli şekilde kullanmaları için her bir ağacımızın bir diğerinin gölgesinde kalmadığı bir bahçe düzenlemesi uyguladık. Araştırmalar, zeytin ağacının biriktirdiği enerjiyi işleyebilmesi için soğuması gerektiğini, ayrıca ortamdaki nemin güneş ışınlarının kırılmasına neden olduğu için verimliliği düşürdüğünü gösteriyordu. Bu yüzden ağaçlarımızın bulunduğu yüksekliğe dikkat ettik ve OOVIVA bahçelerini denize dik doğrultuda, 400-1000 metre rakım arasındaki vadilerde konumladık.
YÜKSEK POLİFENOLÜN SIRRI
Zeytin yapraklarını dökmeyen bir ağaç olduğu için kendisini koruma amaçlı antioksidan içerikler üretir ve bunu bağışıklık sisteminde kullanır. ‘Polifenol’ olarak adlandırılan bu antioksidanlar, ağacın yapraklarında ve meyvesinde yoğundur. Bu sayede yapraklarını ve meyvelerini zararlılardan korur. Eğer doğru ilaçlama ve bakım şartları sağlanmazsa bu antioksidanlarda düşüş yaşanır. Örneğin, fazla ilaç kullanımı sonucu ağacın kendini koruma ihtiyacı azalacağından antioksidan üretimi düşer. Hasat zamanı ve sürecine ise ayrıca hassasiyet gösterilmesi gerekir. Çok erken hasatta yeterli aroma ve yağlanma olmadığı gibi, geç kalındığında ise çürüme sonucu aroma ve antioksidan içeriklerinde düşüş gözlemlenir.
OOVİVA olarak en uygun zamanda topladığımız zeytinlerden elde ettiğimiz zeytinyağının faydalı içeriklerini yüksek seviyede koruyabilmesi için kendimize has bir yol izliyoruz. Yüksek polifenol içeriğini korumak için zeytini tesise değil, tesisi zeytine götürüyoruz. Yaygın bir uygulama olan, zeytinleri soğuk hava depolarında saklamak çürümeyi yavaşlatsa da en iyi sonuçları elde edebilmek için OOVİVA Mobil Zeytinyağı Üretim Tesisimiz sayesinde hasat sırasında topladığımız zeytinleri en fazla 2 saat içinde işleme alıyoruz.
HER AŞAMADA KORUMA ALTINDA
Zeytinyağına en çok zarar veren dış etkenler oksijen, ısı, su ve ışıktır. Bu nedenle toplanan zeytinler işlenmeye başlandığı andan depolanana kadar bu etkenlerden korunmalıdır. Antioksidan kaynağı polifenollerin suda çözündüğü bilimsel araştırmalar tarafından kanıtlanmıştır. Dolayısıyla zeytinleri yıkamanın haricinde su kullanılması antioksidan seviyelerinde dramatik düşüşe yol açar. Yüksek polifenol içeriğimizi korumak için kırma, malaksasyon ve dekantasyon aşamalarında yaygın olan sıkma teknikleri yerine susuz işlemeye uygun makineler ve üretim teknikleri tercih ediyor, geliştiriyoruz.
Zeytin hamur haline geldikten sonra oksijenle teması kesilmelidir. Zeytinyağı elde etme işlemleri arasında hamurun oksijenle en çok temas ettiği aşama ise malaksasyondur. Bu yüzden Ar-Ge çalışmalarımız sonucu geliştirdiğimiz vakumlu oksijensiz malaksasyon tanklarını kullanarak hamurun oksijenle temasını minimuma indirgiyoruz. Bu tanklar antioksidan ve fenolik bileşenleri korumaya yardımcı olurken, aynı zamanda uçucu aromatiklerin daha verimli şekilde zeytinyağına geçmesini sağlıyor.
DAHA DA İYİNİN PEŞİNDEYİZ
Zeytinyağının üretimi esnasında girmesi gereken son aşama ise yağ elde edildikten sonra içindeki partiküllerden arındırılma işlemidir. Günümüzde işlem filtreler ve seperatörler aracılığıyla yapılmaktadır. Ancak yapılan araştırmalar, filtre ve seperatörlerin yağın içindeki aroma ve antioksidan seviyelerini olumsuz yönde etkilediğini göstermektedir. Çünkü seperatörler başarılı bir şekilde yağı berraklaştırsa dahi çalışma prensipleri gereği su kullanımı zorunludur. Bu sebepten ötürü seperatör yerine hızlandırılmış sedimantasyon tekniklerini tercih ediyoruz. Böylece oksijenle teması minimumda tutarak su kullanmadan antioksidan ve aromatiklerin en yüksek seviyede korunumunu sağlıyoruz.
1000+polifenol seviyelerine ulaşan zeytinyağlarımızın hikayesi burada bitse de daha kaliteli, daha sağlıklı ve daha aromatik zeytinyağına ulaşma yolumuz devam ediyor.
(kutu)
ZEYTİNYAĞI YAŞATIR
Marka ismini belirlerken sonsuzluktan ve sonsuzluk işaretinden yola çıktık. DNA’nın sarmalı, makinelerde kullanılan sarmal ve sonsuzluk göze çarpınca en basit hali ‘oo’ olarak kaldı. Başka bir bakış açısında ise ‘olive oil viva’ kökeni Latinceye dayanan ve ‘yaşam’ anlamına gelen bir kelime olduğu için seçtik. Özetle, ‘zeytinyağı yaşatır’ gibi bir uyarlama yaptık.