Derler ki; antik Yunan’da, zeytine hayat veren tanrıça Athena, İda’daki (Kazdağları) bu mucize meyve ağaçlarını korumakla Antea’yı görevlendirmiş. Ümidin, bolluğun, bereketin, esenliğin, barışın, uzun ömrün, saflığın, sadeliğin simgesi kabul edilen zeytine kendini siper eden Antea’nın adı bu nedenle özellikle İtalya ve Yunanistan’da birçok kız çocuğuna verilerek nesilden nesile yaşatılmış.
ZEYTİNİN OKULUNDA OKUDU
İşte, öykümüzün kahramanı Alper Tunga Kuru da Ocak 2019’da kurduğu firmasına ve markasına bundan esinlenerek ‘Antea’ ismini vermiş. 1985 Balıkesir doğumlu Alper Bey’in zeytin&zeytinyağı ile yolculuğu 2005’te Balıkesir Üniversitesi Edremit Meslek Yüksekokulu Zeytin Endüstrisi Bölümü’ne girmesiyle başlamış. Bu mucize meyve ve iksir diye nitelenen suyuyla ilgili bilgi sahibi oldukça ilgisi her geçen gün artarak devam etmiş. Sektörde yaşanan sorunları ve doğru bilinen yanlışları da gördükçe bu ilgisi katlanarak artmış.
SAHADA ÇALIŞARAK ÖĞRENDİ
Mezun olduktan hemen sonra Kuzey Ege’de bir fabrikada zeytinin hasadından sofralara gelene kadar geçen süreci bizzat başında durarak deneyimleyerek meslek hayatına giriş yapmış. Askerlik dönüşü Balıkesir’de köklü bir firmada üretim, bakım ve laboratuvar bölümlerinde görev alarak farklı bitkisel yağların hammaddeden mamul hale gelene kadarki süreç hakkında tecrübe sahibi olmuş. 2015’te, İzmir’de görev yaptığı bir tesiste rafinasyon, vinterizasyon, depolama ve paketleme işlemlerini öğrenmiş. 2018’de Dikili’de sektörün lideri konumunda bulunan bir prina fabrikasının bakım, üretim ve laboratuvar bölümlerinde çalışmış. 2019’nun başında da Antea Zeytin&Zeytinyağı’nı kurarak sektöre kendi markasıyla giriş yapmış.
BİZ AİLECE İYİ BİR EKİBİZ
Bu yolculukta ilk günden beri en büyük yardımcılarının kız kardeşi Çisem Kuru, annesi Aysel Kuru, babası Ahmet Kuru olduğunu söyleyen Alper Tunga Kuru, “Üretim, depolama, ambalajlama ve pazarlama işlerinde en büyük destekçilerim onlar. İş kurmak, yönetmek, üretmek ve pazarlamak iyi bir ekip işi. Antea ailesi olarak güçlü ve güzel bir ekibiz” diyor. Zeytinliklerinin Altınoluk, Güre ve Dikili’de yer aldığını, ağaçlarının ‘Edremit’ tipi olduğunu, sıkımı özel bir tesiste makinelerin operatörlüğünü bizzat üstlenerek yaptığını belirten Alper Bey, şöyle devam ediyor:
LATİN İSME ZEYBEK FİGÜRÜ
“Dediğim gibi tek markam var: Antea. Bende derin anıya sahip bir isim. Logodaki zeytin dalı arkeolojik kazılarda elde edilen bir mozaikten esinlenilerek uyarlandı. Sonra buna benim için önemli bir yere sahip olan zeybek figürü de eklendi. Bundaki amaç, Latin kökenli bir isme bizden bir simge ekleyerek Türk zeytin ve zeytinyağını bütün dünyaya tanıtmak. Ama bunun çok da kolay olmayacağını biliyorum. Buna rağmen sektörde kalitesinden asla şüphe duyulmayan üreticilerle birlikte olup tüm dünyada Türk zeytinyağını tanıtacağımıza olan inancım sonsuz. Tabii bunu önce kendi ülkemizde kendi insanlarımızla yapacağız. Sonra dünyaya açılacağız. Hedefim, günümüzde dahi doğru bilinen birçok yanlışı, yıllarca sektördeki öncü firmalarda gerek üretim, gerek depolama, gerek ambalaj, gerek sevkiyat aşamalarında görüp yaşamış biri olarak insanlarımıza aktarmak. Böylece kusursuz ürünlere yönlenmelerini sağlamak. En önemlisi de Türk zeytinyağını o veya bu marka diye ayırmadan sunmak.”