FİRMA: Antikas Zeytincilik
MARKA: Antikas
BÖLGE: Manisa, Soma, Hacıyusuf
Antik zamanların as ağacı
Ertuğrul Özcan, kamuda geçen 26 yılın sonunda tüm enerjisini atadan miras zeytin işine vermiş. Bahçesindeki 1624 yıllık ağaçtan yola çıkarak ‘Antikas’ markasını hayata geçirmiş. Şimdi iki oğlunun da desteğiyle, daha ilk yılında biri yurtdışından olmak üzere 3 madalya ile taçlanan Antikas’ı tüm dünyanın beğenisine sunmak için çabalıyor.
Manisa’nın Soma ilçesinin Hacıyusuf köyünde tarih kokan bir zeytin bahçesi var. Öyle ki, içindeki ağaçlardan biri tam 1624 yaşında. Tarihe tanıklık eden bu ağacın kök çevresi 6.80, taç çapı 13, boyu ise 6 metre. Tescilli ve koruma altında. Aynı bahçede 400 yaş civarında 25 zeytin ağacı daha var. Hepsi de ‘Edremit’ çeşidi. Arazinin sahibi Ertuğrul Özcan. 26 yıl kamuda çalıştıktan sonra emekliye ayrılmış. Ardından da tüm enerjisini atadan miras zeytin işine vermiş, ‘Antikas’ markasını hayata geçirmiş.
DİRİ GİTSİN, DİRİ GELSİN
“Dedem Mehmet Özcan ve babaannem Halime Özcan’ın kendilerine has yöntemleri vardı. Dedem hava tahminini gökyüzüne bakarak değil, elini toprağın altına sokarak, nem durumuna ve sıcaklığa göre yürütürdü. Yaprakların şeklinden, renginden sezonun kurak geçip geçmeyeceğini söyler, önlemlerini ona göre alır, zamanın şartlarını zorlarcasına aklını kullanırdı. Babaannem de toplanan zeytini önce çıtalardan yapılan büyükçe kasalarda biriktirirdi. Böyle yaparak bir taraftan zeytinin kızışmasını önlerken, diğer yandan içindeki kurtların kendilerini dışarı atmasını sağlardı. ‘Zeytinler sıkıma diri gitsin ki, gelecek yağ da diri olsun’ derdi. Onlardan sonra bayrağı devralan babam Mehmet Ali Özcan da işini layıkıyla yapan ve çevresiyle sürekli iletişim halinde olan bir insandı. Elde ettiğimiz zeytinyağını sık sık insanlara tattırır, her zaman daha iyisinin, daha güzelinin olduğunu gösterirdi. Kuzinede ısınmak için yaktığımız odunun küllerini biriktirip hayvan gübresiyle karıştırarak zeytin ağaçlarının dibine serer, dönem dönem de köklerine suyla seyreltilmiş süt takviyesi yapardı. Annem Hatice Özcan ise her sabah kalkar kalkmaz önce zeytinyağı içerdi. Bütün yemeklerimizi -kızartması, çığırtması, pilavı dahil- zeytinyağıyla yapardı. Ömrü hayatında hiç ilaç içmedi. 85 yaşında rahatsızlanıp vefat edene kadar her işini kendi gördü” diyor.
BABADAN OĞULA AKTARIYORLAR
Dedesinden ve babasından gördüğü uygulamaların üstüne koya koya ilerleyen, merak eden, sürekli araştıran, öğrendiklerini modern tarımla birleştirip deneyen Ertuğrul Bey, şimdi deneyimlerini 4’üncü nesil olarak bu işe yardımcı olan oğulları Özgün ve Oğuz’a büyük bir özveriyle aktarıyor. Özgün Özcan, Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Reklamcılık Bölümü mezunu. Halen hem özel bir firmada çalışıyor, hem de aile işine destek veriyor. Kardeşi Oğuz Özcan ise Uludağ Üniversitesi Matematik Öğretmenliği’ni bitirmiş. O da şu an bir yandan özel bir okulda öğretmenlik yapıyor, bir yandan da ailesine iş geliştirme konusunda bir nevi danışmanlık yapıyor. Baba ve iki oğulun en önemli özelliği mevcut koşulları kabullenmeyip, işi hep bir adım ileriye taşıma geleneğine sahip olmaları.
HEDEFTE TESİS KURMAK VAR
Başta da aktardığımız gibi ailenin zeytinlikleri Soma Hacıyusuf’ta. Kendi arazilerinin yanı sıra bakımını ve hasatını üstlendikleri dönemlik/sezonluk bahçeler de var. Bunlarda ‘Edremit’in yanı sıra ‘Trilye’, ‘Domat’ ve ‘Memecik’ de mevcut. 350 dönümü bulan arazilerin bakımı için kendi yaptıkları gülleci bulamacı ve ısırgan otu özütünü kullanıyorlar. Böylece kimyasala gerek kalmadan ve doğayı kirletmeden zeytin elde ediyorlar. Zeytinliklerin mümkün olduğunca kendi halinde yaşamasını sağlamayı onlara olan gönül borcu kabul ediyorlar. Yıllık kapasiteleri ortalama 15 ton zeytinyağı. Bunun yanı sıra sofralık olarak 50 ton civarı zeytinin bir kısmını kendileri işleyip, bir kısmını da dane olarak pazarlıyorlar. “Şu an için öncelikli hedefimiz kendi sıkım tesisimizi inşa etmek. Böylece hem iç pazarda, hem dış pazarda müşterilerimizin taleplerini daha rahat karşılayabilecek duruma geleceğiz. Şartların olgunlaşmasıyla girişimlerimize hız kesmeden başlayacağız” diye ekliyorlar.
EN DEĞERLİ MİRAS
Antikas’ın isim babası Ertuğrul Özcan. Bahçedeki 1624 yıllık ağaçtan esinlenmiş. “Antik zamanların as ağacı” anlamına gelen Antikas’ta karar kılmış. “Dedemin ve babamın bu ağaca nasıl özenli davrandıklarını hatırlıyorum. Ben de onlardan öğrendiklerimi uyguluyorum. Sanırım torunlarıma bırakacağım en değerli miras bu ağaç olacak. Bizim bahçemiz adeta tarih kokuyor. Nice mevsimler yaşadı bu ağaçlar, kökleri toprağımıza kilitlendi. Yüzlerce emekçi meyvelerini topladı. Bizler, çocuklarımız dalların altında koşuşturduk. Her biri bizim için çok değerli. Onlar özverimizin kanıtı, gururumuz, gözümüz gibi bakıyoruz” diyor.
2021 UĞURLU GELDİ:
2 ALTIN, 1 GÜMÜŞ
Tüm çabalarının ortaya iyi ve güzel işler koymak olduğunu paylaşan Özcan ailesi, ekliyor: “2021 markamızı oluşturmamızla beraber bize uğurlu geldi. Zeytindostu Derneği’nin düzenlediği 14’üncü Ulusal Naturel Sızma Zeytinyağı Kalite Ödülleri’nde ‘Trilye’ zeytinyağımızla ilk altın madalyamızı aldık. Ardından ülkemizde ilk kez düzenlenen Anatolian IOOC’den blend kategorisinde altın madalyaya layık bulunduk. Son olarak yine blend kategorisinde London IOOC’den gümüş madalyayı ülkemize getirmenin sevincini yaşadık. Yarışmaların en güzel yanı yeni insanlar tanıyıp onlarla bilgi alışverişinde bulunmak. Bu bilgi aktarımı da her işi ileriye taşıyan en önemli unsur belki de… Bunun yanı sıra yaptığımız işin kalitesinin tescillenmesi ve ufukta beliren yeni hedefler bize ayrı bir keyif ve çalışma azmi veriyor.”
Özgün-Ertuğrul-Oğuz Özcan