Cumhuriyet Bulvarı No: 82 Erboy 2 İş Merkezi

FİRMA: İde Yatçılık ve Zeytin Ürünleri

MARKA: Bonafide Olive

BÖLGE: Balıkesir, Edremit, Havran

 

Her damlasında iyilik var

 

ya da

 

Güzel insanları birleştiren tat

 

Eczacılıktan çiftçiliğe geçiş yapan İdil Alcal, Edremit ve Havran’ın ‘altın suyu’ olarak da bilinen leziz zeytinyağını en saf, en sağlıklı, en doğal haliyle tanıtmak için kolları sıvamış. Oluşturduğu markaya da Latince’de ‘iyi niyetli’ anlamına gelen ‘Bonafide’ adını vermiş.

İdil Alcal, üç nesildir zeytincilik ve sabunculuk işleriyle uğraşan bir aileden geliyor. Zeytin ağaçlarına olan değişmez tutkusunu eczacılık yaptığı zamanlarda keşfetmiş. Bunun üzerine köklerine, atalarının toprağı olan Edremit Körfezi’ne dönüp mükemmel zeytinyağını üretmek istemiş. Edremit ve Havran’ın ‘altın suyu’ olarak da bilinen leziz zeytinyağını en saf, en sağlıklı, en doğal haliyle tanıtmak için oluşturduğu markaya Latince’de ‘iyi niyetli’ anlamına gelen ‘Bonafide’ adını vermiş. Ekibiyle birlikte olabildiğince iyi niyetli temiz tarım yöntemleri uygulama gayreti içinde olduğundan slogan olarak da ‘her damlasında iyilik’ ve ‘güzel insanları birleştiren tat’ı seçmiş.

İdil Hanım, 1977 Bursa doğumlu. Eczacı. 2018 yılına kadar İstanbul ve Muğla Marmaris’te eczacılık yapmış. Daha sonra toprak sevgisi ağır basmış ve atalarının yurduna dönüp Edremit-Havran’da zeytincilik yapmak için çiftçi olmaya karar vermiş. 2016’dan bu yana bilge ağacı, toprağı, zeytini tanımaya çalışıyor. (Tanıdıkça da saygısı artıyor.) Zeytin ağacını ve zeytinyağını altın olarak görüyor. Hatta altından daha kıymetli kabul ediyor.

KUŞAKTAN KUŞAĞA AKTARILAN EMANET

Havran’da hem anne, hem baba tarafından gelen zeytinlikleri var. 1960’larda bakanlık adına inceleme yapan ziraat mühendisleri, kayıta alırken yaklaşık 400 yıllık olduklarını not düşmüşler. Zeytin ağaçlarının dikilmiş tarzı bir karenin dört kenarı ve tam ortasına gelecek şekilde yapılmış. Hangi açıdan bakılırsa sırada gözüküyor. Baba tarafı Bulgaristan Deliormanlı. Sonrasında Midilli Molva ve en son Edremit-Havran’a gelip yerleşmişler. Ürettikleri zeytinyağını büyük alıcılara toptan satmışlar. Dede Mehmet Şefik Efendi sabun yapma zanaatini öğrenmiş, Körfez’de öncü olmuş. Anne tarafı ise (Kamile-Nihat Doğanlarlı) Balya’dan Havran’a göçüp zeytinlik almışlar ve zeytincilikle geçimlerini sağlamışlar. İdil Alcal’ın anne-babası (Seral-Fehmi Emre) her ne kadar farklı sektörlerde çalışmalarını sürdürseler de hiçbir zaman zeytinyağından vazgeçmemişler. Fehmi Bey, 2016 yılında toprakları İdil Hanım ve ablası Prof. Dr. Ayşe Emre’ye devretmiş.

HAYALİ ZEYTİNYAĞI MÜZESİ KURMAK

İdil Alcal, “Havran ve çevre köylerde konuşlanmış 130 dönüm alanda yaklaşık bin 800 adet zeytin ağacımız var. Ağaçların tümü ‘Edremit Yağlık’. Yıllık

bakımlarını ve hasadı annemin hemşerisi olan emekçi çiftçimiz Balyalı Ahmet Dallı ve ekibi ile ben ve eşim Uğur Alcal üstlendik. İyi niyet ve dürüstlük zemininde buluştuğumuz, köylü ile kentli olarak gelenek ve bilgilerimizi paylaştığımız bir aile gibiyiz. Yıllık kapasitemiz ortalama 10-12 ton zeytinyağı. Soğuk sıkım. Havran’daki Tuna Kimya’da kontinü sistemle sıktırıyoruz” diyor.

Şu günlerde kendisinden sonra gelecek olanlara kurulu düzen bırakmak için butik bir aile işletmesi oluşturmanın ilk adımlarını attığını söyleyen İdil Hanım, “Ölçeğini bir parça daha büyüttüğüm takdirde ihracat yapmak da hedeflerim arasında. Kendimi çok şanslı bir coğrafyanın parçası olarak görüyorum. Havran’ın altın suyunu elimin ulaşabildiği her yere ulaştırmak ve tanıtmak en büyük hayalim. Bir diğer hayalim de 1928-1950 yılları arasında Havran Belediye Başkanlığı yapan dedem Zahir Emre’den kalan evi restore edip zeytinyağı müzesine çevirmek. Her zaman sadelik ve doğallığı tercih etmeye çalıştım. Üstünlük peşinde değilim. Körfez’deki temiz ve dürüst çalışılmış bütün zeytinyağları güzeldir. Hepsi altın değerindedir ve ödüle layıktır” ifadelerini kullanıyor.

 

İdil Alcal