Cumhuriyet Bulvarı No: 82 Erboy 2 İş Merkezi

FİRMA: Eron Kozmetik Gıda İlaç A.Ş.
MARKA: Badema Garden
BÖLGE: Bandırma, Balıkesir

Bundan sonra Badema!

Kuruculuğunu Onur Turan ve Erol Koçtaş’ın yaptığı Badema Garden, dünyanın en güçlü antioksidanını zeytin ağacından alıp insanlara vermek için çabalıyor. Hedef, daha sağlıklı ve genç görünen insanların sayısını olabildiğince artırmak. Enerjisi yüksek keyifli bir toplum yaratmak.

(yazı buradan başlıyor)
Badema Garden, insanların daha sağlıklı ve genç görünmelerini sağlamaya karar verdiğinden bu yana 3 yıl geçmiş. 2018 yılında Onur Turan tarafından kurulmuş. 2020’de Eron Kozmetik Gıda İlaç A.Ş. çatısı altında kurumsallaşmış. 1983 Bandırma doğumlu Onur Bey, çiftçi bir ailede büyümüş. Eğitimini Gazi Üniversitesi’nde tamamladıktan sonra profesyonel çalışma hayatına Almanya ve Türkiye’de devam etmiş. Gıda ambalajı tasarımı ve üretimi üzerine uzmanlaşmış. Tanışıklığı aileden gelen zeytin ağaçlarıyla profesyonel çalışma hayatı boyunca da hiç kopmamış. Rutin bakımlarını ve hasadını hep yakından takip etmiş.
“Ben hiç zeytinyağı satmaya ya da ödül almaya çalışmadım. Lezzet odaklıydım ama bunu lanse etmeye değer bulmadım. Daha çok, ‘İnsanların zeytinden talepleri nedir?’ sorusuna odaklandım. Gördüm ki, ülkemizde ve ihracat yapmak istediğim bazı ülkelerde zeytinyağı tüketicisinin büyük bir bölümü lezzet odaklı değil. İnsanlar daha çok sağlık faydalarından dolayı zeytinyağını tercih ediyorlar. Bu durumu açıkça gördükten sonra zeytinyağının insanlara ne gibi sağlık faydaları sunduğunu araştırmaya başladım” diyor.
ODAKLARI ÜRÜNLERİ DEĞİL, AĞACIN KENDİSİ
İlk iş olarak, iddia edilen kardiyovasküler sistemin daha sağlıklı çalışması, mide-bağırsak sağlığının korunması, cildin daha nemli olması vb. gibi etkilerin ne kadar doğru olduğunu klinik düzeyde kısa ve orta vadede incelemişler. Onları bu araştırmaya iten nedenler sadece ticari beklenti değilmiş. Hazin olarak başladığı ama mutlu sonla biten bir hastalık tespiti de önemli bir etken olmuş. En yakın arkadaşlarından ve sonradan da Badema Garden’nın kurucu ortağı olan Erol Koçtaş’ın babasına kanser teşhisi konulmuş. İlk klinik bulgularını kolon kanseri vakasında Erol Bey’in babasında tespit etmişler. Şu anda yendiği hastalık seyri boyunca kemoterapinin yanında yardımcı olarak oleropin de kullandırılmış.
Yaptıkları çalışmaların dışında dünyada bu konuda hazırlanmış yüzlerce yayını düzenli olarak takip etmişler. Ve fark etmişler ki asıl odaklanmaları gereken zeytin ürünlerinden daha çok, ortalama 500 yıl ömrü olan zeytin ağacının kendisiymiş. Kendi ağaçlarında gözlemledikleri bulgulara odaklanmışlar. Ağaç inanılmaz derecede zararlılarla mücadele edebiliyormuş. Kronik rahatsızlığı çok az, mantar ve bakteri kaynaklı çürümeler oldukça nadirmiş. En önemlisi de 500 yaşından sonra bile taptaze görünüp üremeye devam edebiliyor oluşu imiş.
81 FARKLI FENOLÜN EN BASKINI OLEROPİN
“Ağacın böylesine genç kalmasının ve uzun yıllar boyunca tüm fonksiyonlarını devam ettirebiliyor olmasının en önemli nedeninin kanında dolaşan fenolik biyoaktif bileşikler olduğunu anladık. 81 farklı fenolün içinde en baskını ‘oleuropein’di (Türkçe oleropin). Dünyada ve ülkemizde oleropin üretimini ve kullanımını bir yıl boyunca değerlendirdik. Yönetim kurulu üyemiz ve medikal direktörümüz Dr. Buğra Adil Buyrukçu klinik çalışmaları yönetti. Vardığımız nokta şuydu: Oleropin zeytin yaprağından elde ediliyor, doğal olarak yaprağın içinde toplam polifenolün maksimum yüzde 19’una tekamül ediyordu. Herkesin de gayet iyi bildiği gibi insan sağlığına inanılmaz faydaları vardı. Koruyucu hekimlik açısından oldukça iyi bir argümandı. Yüzde 19-20 içerikli zeytin yaprağı ekstraktı (sulu çözelti) ve ortalama 300 mg/lt polifenol yükü olan zeytinyağı ile yapılan çalışmaların klinik bulguları değerlendirdiğimizde yetersizliği gördük. Zeytinyağının içerdiği toplam polifenolün çok çok az bir kısmı oleropindi. Genel sağlık durumunu iyileştirmekle birlikte iddia edilen sağlık faydalarının büyük bir kısmının aslında karşılamıyordu. Zeytin yaprağı ekstraktı yeteri kadar saf olmadığından vücut tarafından tam olarak kullanılamıyordu. Bu bulgulardan sonra oleropinin daha yüksek saflıklarda elde edilmesi gerektiğini anladık. Bugün ürettiğimiz oleropin vücutta çok yüksek oranda emilebiliyor. Başta t29 hücre hattı kalın bağırsak tümörleri, inflüenza a virüsü, çeşitli bakteri ve mantarlar ile tıpkı zeytin ağacında olduğu gibi insan vücudunda da mücadele edebiliyor. Damarlarda biriken oksitlenmiş kolesterolün LDL engellenmesine ve damar sağlığının korunmasına ciddi katkı sunuyor. Koruyucu tıp alanında kullanılabilecek harika bir antioksidan görevi görebiliyor. Özellikle vurgulamak isteriz ki antioksidan kapasite açısından oleropin dünyada keşfedilen en güçlü biyofenolik bileşiktir. Antioksidanların serbest radikal denilen toksik zararlıları temizleyebilme kapasitesi ORAC değeriyle ölçülür. En sık kullanılan antioksidan C vitamini oleropinle kıyaslanamaz derece zayıftır. Dolayısıyla bağışıklık sisteminin desteklenmesinde ve cilt bakımında oleropin C vitamininden çok daha fazla etkilidir” bilgisini paylaşıyorlar.
ÖNCELİK LEZZET DEĞİL, SAĞLIK FAYDASI
Badema Garden yapısı açısından çok ortaklı bir şirket. Tıp doktoru ve akademisyenlerden oluşan bir yönetim kurulu var. Tüm insanların genetik mirası ölçüsünde olabilecek en iyi kombinasyonla doğduklarına inanıyorlar. Yıllardır doğal seçilim süreçlerinden başarıyla geçtiklerine göre olabilecek en iyi biyolojik yapıda olduklarını düşünüyorlar. Bununla beraber tıpkı ellerimiz gibi hücre ve dokularımızın da temizlenmesi gerektiğini savunuyorlar. Bu nedenle dünyanın en güçlü antioksidanını zeytin ağacından alıp insanlara vermek için çabalıyorlar. Hedefleri, daha sağlıklı ve genç görünen insanların sayısını olabildiğince artırmak. Enerjisi yüksek keyifli bir toplum yaratmak.
Zeytin bahçeleri Bandırma’da. Toplamda 100 dönüm. Ağaçlar ağırlıklı ‘Gemlik’ ve ‘Memecik’. Zaman zaman Fethiye ve Didim’in yabani zeytinlerinden yaprak hasadı da yapıyorlar. Temel hedefleri oleropin üretip bunu insanlara olabilecek en iyi formda sunmak. Yani zeytinin lezzeti değil, sağlık faydası. Bu anlamda onlara zeytinyağı üreticisi denemez. Onlar zeytinyağını ürettikleri yüksek saflıktaki oleropini taşıması için kullanıyorlar. Zeytinyağı vücutta bağırsak duvarından harika emilebildiği için saf oleropini çok iyi yararlanıma sunuyor. Tabi ki kullandıkları zeytinyağı 0.3 dizem civarında, aroması ve lezzeti olan bir yağ. Oleropini ürettikleri bir tesisleri var. Taşıyıcı olarak kullandıkları zeytinyağını ya dışarıdan tedarik ediyorlar ya da bahçelerinden elde ediyorlar. Tüketicilere fabrika satış mağazaları, çalıştıkları klinikler ve internet aracılığıyla ulaşıyorlar. Marka olma yolculuğunun başında olduklarını kabul etmekle birlikte güvenli adımlarla ilerliyorlar.
HEDEF ORTALAMA YAŞAM SÜRESİNİ UZATMAK
Onur Turan, son olarak şunları aktarıyor: “Badema Garden, Türkiye’de yetişen güçlü zeytin ağaçlarının sunduğu tüm imkanları, en iyi formda işleyip insanların daha sağlıklı ve güzel görünmeleri için üretmeye devam edecek. Aralık 2022’ye kadar yüksek saflıkta oleropin üretimi yapan tesisimizi büyüterek daha çok üretip zeytin ağaçlarına farklı açıdan bakmaya devam edeceğiz. Oleropini hem ilaç, hem gıda, hem de kozmetik formlarda insanlara sunacağız. En büyük hedefimiz Türkiye’de yerleşmiş ölümcül kronik hastalıkların tedavisine ve korunma tedbirlerine katkı sağlayarak ortalama yaşam süresini ve kalitesini artırmaya devam etmek. Özellikle söylemem gerekir ki Türkiye’de yapılan oleropin çalışmalarını başlatan ve geniş kitlelerin oleropinle tanışmasını sağlayan Faruk Durukan’a şahsım ve kurumum adına minnettarım.”

ZEYTİN AĞACINA BAKIŞIMIZI DEĞİŞTİRDİK
Badema, “Bundan böyle, bundan sonra” anlamına geliyor. Onur Turan, “Bundan böyle zeytin ağacına bakışımızı değiştirdik diyoruz aslında. Zeytin ağacı insanların kahvaltılarına ve damak tatlarına hizmet etmenin çok ötesinde bir yere sahip. Bunu herkesin bilmesini istiyoruz. Sadece bu ağacın sunduğu ürünlerle insanlar birçok kronik hastalıktan kurtulabilirler. Çok daha genç ve sağlıklı görünebilirler” diyor.

Olve Oil Bottle Mockup

ÖNCE KÖRFEZ ÜLKELERİ, SONRA AVRUPA
İhracat için öncelikleri Arap ülkeleri. Malum, Arapların beslenme alışkanlıklarında yoğun baharatlar ve yağlı gıdalar ön planda. Kırmızı et tüketimi de yüksek. Dolayısıyla sindirim sistemi rahatsızlıkları çok yaygın. Bu nedenle Körfez ülkelerine öncelik vermişler. “Ürünlerimiz özellikle helico bakter pylori, ülser ve gastrit gibi hastalıkların tedavisinde talep görüyor. Bunun dışında kozmetik ihtiyaçlar için de oleropin kullanılıyor” diyorlar. İkinci ihracat hedefleri ise Avrupa. Yaşlanan nüfusuyla Avrupa’nın önemli bir potansiyel olduğuna inanıyorlar.


ZİLE BAS, ÜRÜNLERİ TANI
Kendilerini ziyaret eden müşterilere barın önündeki zile basmadan kesinlikle ürün tanıtımı yapmıyorlar. Bunun gerekçesini de şöyle açıklıyorlar: “Takdir edersiniz ki ürettiğimiz ürünler genelde tanınmayan antioksidanlar. İnsanların en iyi bildiği antioksidan c vitamini. Onu da portakal suyu olarak tüketiyorlar. Zile basan müşterimize ilgili arkadaşımız merak ettiği ürünü en ince ayrıntısına kadar tanıtıyor ve mutlaka ikram ediyor.”


Onur Turan

Erol Koçtaş


Dr. Buğra Adil Buyrukçu