Cumhuriyet Bulvarı No: 82 Erboy 2 İş Merkezi

İstanbul’da doğup büyüyen, 2016’da Çanakkale’de yolları kesişen Sami Ulus ve Necmi Dayalı, doğallık ve saflıktan yana olan yaşam felsefelerinin hayat bulması ve insanlara aktarılması için girdikleri zeytinyağı sektöründe ‘Çoral’ markasıyla 4 yılda başarı öyküsü yazmış.

 

Bu yıl 8’incisi düzenlenen Japan Olive Oil Prize 2020’de Türk zeytinyağını temsil eden 43 marka arasında yer alan ve altın madalya kazanan ‘Çoral’, İstanbul’da doğup büyüyen, 2016’da Çanakkale’de yolları kesişen iki doğa dostunun, doğal ve saflıktan yana olan yaşam felsefelerinin hayat bulması ve insanlara aktarılması için oluşturdukları hikayenin adı olmuş.

46 yaşındaki Sami Ulus ve 65 yaşındaki Necmi Dayalı, Çanakkale’nin ekonomik değerlerini araştırırken karşılarında zeytin ve zeytinyağını bulmuşlar. Ancak devamında, “Her zeytinyağı sağlıklı değildir” acı gerçeğiyle yüz yüze kalmışlar. “Peki, biz ne yapabiliriz?” demişler. Ülkemizde zeytin ve zeytinyağı üretiminin yapıldığı bölgeleri mercek altına almışlar. Tarihi Gelibolu Yarımadası’nda yetişen zeytinlerden elde edilen yağın nefaset olarak öne çıktığı sonucuna varmışlar. Bunun sonucunda da doğallık ve saflıktan yana olan yaşama bakışlarını bu bölgenin yağıyla buluşturmaya karar vermişler.

ANTİK TRUVA’NIN YAMACINDA

İki ortağın zeytinlikleri Çanakkale Tevfikiye köyü sınırları içinde kalan Truva Antik Kenti’nin hemen yanında. Kendi bahçelerinin yanı sıra Gelibolu Yarımadası’ndan kiraladıkları zeytinlikler de var. Toplamda işledikleri zeytinlikler 80 dönüm. ‘Ayvalık’ ve ‘Trilye’ cinsi zeytinlerden elde ettikleri zeytinyağlarını ayrı ayrı stoklayarak tek bahçe özelliğiyle tüketicilerle buluşturuyorlar. Ayrıca önümüzdeki yıl 30 dönüm ‘Arbequina’ tipi zeytinle ayrı bir bahçe planlıyorlar. Sıkımı Pazarbaşılar Gıda’da yaptırıyorlar. Sami Ulus, “2016 yılında zeytinyağı ile ilgili araştırmalarımızı yaparken görmüş olduğumuz tesisler bu işi hedeflediğimiz standartta yapamayacağımızı düşündürttü. Ta ki, Pazarbaşılar Gıda’nın sahibi Şeref Pazarbaşı ile tanışana ve tesisini görene kadar… Bu platformdan hem böyle bir tesisi ülke ekonomisine kazandırdığı, hem de bize verdiği destekten dolayı kendisine bir kez daha teşekkür ederiz” diyor.

ZEYYAT VE ÇORAL’IN ÖYKÜSÜ

Sami Bey, firmanın ve markanın isim öyküsünü ise şöyle anlatıyor: “Yolculuğumuzda öncelikle bir şirket adına ihtiyacımız vardı. Araştırmalarımızda eski zamanlarda zeytinyağı üreten kişilere ‘Zeyyat’ dendiğini gördük. Ve tereddütsüz bu isimde karar kıldık. İş markamıza geldiğinde Yörüklerin kullandığı bir tabir olan ‘Çoral’ kelimesi karşımıza çıktı. Anlamındaki gizem ilgimizi çekti. Yörükler yabani zeytinden elde ettikleri ilaç değerindeki zeytinyağına ‘Çoral’ diyorlardı. Ve bu tabir bizim hedeflerimizle neredeyse birebir örtüşüyordu.”

Öncelikli hedeflerinin yüksek kalitede nitelikli ürün üretmek ve bunu dünya ülkeleri ile buluşturmak olduğunu söyleyen Sami Ulus, “Bunun için de her yıl imkanlarımız doğrultusunda ve doğanın bize sundukları dahilinde en iyi zeytinyağını üretmek için çalışıyoruz. Şu an, bölgemizin tarihi ve kültürel dinamiklerinden de yola çıkarak üzerinde çalıştığımız projede insanların zeytinyağımıza farklı bir bakış açısıyla bakmasını sağlıyoruz. Bu proje tamamen ihracat odaklı olup, başarıyla gerçekleştirdiğimiz taktirde hem ülkemiz, hem de şirketimiz adına bir katma değer yaratacak” diye konuşuyor.

AMAÇ SAĞLIĞA DEĞER KATMAK

Amaçlarının tutkuları olan zeytinyağı ile insan sağlığına değer katabilmek olduğunu vurgulayan Sami Bey, ekliyor: “Halihazırda tüketicilerimize web sitemiz üzerinden ulaşıyoruz. Abone olan müşterilerimize yıllık tüketimleri kadar zeytinyağı ayırıyoruz. Hangi çeşit zeytinyağını hangi seriden aldıysa tüm yıl boyunca aynı standartta ürünü kendileriyle buluşturuyoruz.”