FİRMA: Fabro Gıda ve Teknoloji Ltd. Şti.
MARKA: Dededen
BÖLGE: Gaziantep
Antepli ‘Dededen’ çıtayı yükseltmeye kararlı
ABD’de pazarlama eğitimi alan Burak Fadıloğlu, yurda dönüşünden bir süre sonra bir yandan sağlık ve yapı sektörlerinde faaliyet gösteren ailesine destek olurken, bir yandan da kaliteli gıdaya olan ilgisi ve köklerinin yeşerdiği topraklara bağlılığıyla birlikte yolu zeytinyağıyla kesişmiş. ‘İncir babadan, zeytin dededen’ atasözünden hareketle ‘Dededen’ markasına hayat veren Fadıloğlu, kaliteli natürel sızma zeytinyağının memleketi için bir uyanış olmasını ümit ediyor.
Uygarlığın, medeniyetin ve ilk kentsel yerleşimlerin Mezopotamya’da başlamasıyla beraber dünyanın en eski zeytin ağaçları burada kök salmış. Arkeolojik kazılar sonucunda 1995’e kadar Gaziantep’in bir ilçesi olan Kilis’in Oylum Höyük bölgesinde 4 bin yıllık onlarca zeytin tohumuna rastlanmış. Dolayısıyla Gaziantep, zeytinin dünyaya açılan ilk kapısı. Bu coğrafyada bilinen 30’a yakın zeytin çeşidi mevcut. ‘Nizip’ ve ‘Kilis Yağlık’ zeytinleri ‘Ayvalık’, ‘Gemlik’, ‘Memecik’ kadar ün salamamış olsalar da yağ verim oranları en yüksek düzeyde olup yöreye has karakteristik aromaları var. Gaziantep bir gastronomi kenti olmasının yanı sıra ciddi bir sanayi şehri. Yüklü bir ihracat söz konusu ama tarımsal gıda alanında yatırımcıların niş üretime eğilimi yok denecek kadar az. Coğrafyanın biraz da kaderinden olsa gerek, bilinçli üreticiler yatırım konusunda ağırlıklı olarak ülkenin batısına yönelirken; yöremizdekiler daha çok sanayileşme odaklı bir şekilde, üretimde rafine işlem gören yüksek asitli Riviera gibi besin değeri düşük yağ sınıflarına kaymış durumda. Yol haritasının bu şekilde biçimlenmesinde de Ortadoğu’ya olan yakınlık, bölgesel gelir seviyesi, okur-yazarlığın arz-talebi etkilemesi, çiftçi ve toprak sahiplerinin bilinçsizliği yatıyor. Biraz bilgi sahibi olanlar ise markalaşma konusunda zorlandıkları veya kaliteli üretim için gerekli makine ve süreçsel iyileştirme yatırımlarını yapmadıklarından dolayı bölge bu anlamda ne yazık ki çok yol kat edemiyor. İşte Burak Fadıloğlu, belki de tam bu noktada kaliteli bir natürel sızma zeytinyağının bu yöre için gastronomik bir uyanış olması ümidiyle kendisini ‘Dededen’ markasını kurarken bulmuş.
YÜREĞİNİN GÖTÜRDÜĞÜ YERE GİTTİ
Burak Bey, 28 yaşında. Üniversite eğitimimi TOBB ETÜ İşletme’de tamamladıktan sonra UC Irvine Üniversitesi’nde pazarlama eğitimi alıp Orange County’de bir melek yatırım firmasında kısa süreliğine çalışmış. Askerlik görevini tamamlamak üzere Türkiye’ye döndükten sonra 2 yıl boyunca kuzeninin firmasında yönetici asistanı pozisyonunda başlayıp çok güzel tecrübeler edinmiş. Bu verimli 2 senenin ardından ailesinin sağlık ve yapı sektörlerindeki rolünü üstlenmek adına 2019 yazında memleketi Gaziantep’e dönme kararı almış. Bir yandan bu sektörlerde olan işlerine devam ederken, bir yandan da kaliteli yemeğe olan ilgisi ve köklerinin yeşerdiği topraklara duyduğu bağlılık yolunu zeytinyağıyla kesiştirmiş. Bunun üzerine dedelerinin Gaziantep’teki 70 yıllık zeytin ağaçları arasında gezinirken hissettiği huzur, onu yüreğinin götürdüğü yere gitme konusunda perçinlemiş. Araştırma ve okumalarıyla beraber zeytinyağı yolculuğu başlamış.
MARKADA O ATASÖZÜNDEN ESİNLENDİ
“2019 hasat döneminde ilk sıkım denemelerimi yaptım. Bu sırada birçok üreticiyle diyalog halindeydim. Gözlemlerime göre yöredeki soğuk sıkım bilinci oldukça kötü bir noktadaydı. İstediğim kalitede sıkım yaptıramadım. Şehrimizde butik makinelerle üretim yapan tesis maalesef mevcut değildi. Bunun yanı sıra soğuk sıkım yapma bilinci neredeyse hiç yoktu. Üreticilerin yüzde 95’i sofraları taçlandırıp Avrupa ve Amerika pazarında konumlanabilecek yağlar üretmek yerine, yerelde ikinci sınıf ülkelere besin değeri düşük ikinci sınıf yağ ihracatı ya da en iyi halde natürel birinci zeytinyağı üretimi yapar konumdaydı. (Ki, birçoğu hala öyle. Bu duruma ticari anlamda saygım sonsuz ama hazır altyapıları mevcutken gelişmiş ülkeleri hedef edinmemelerinin yöreye zararı olduğuna inanıyorum.) 2020’nin başında, aradığım sistemi uygulamaya en yakın üreticiyi buldum ve eş zamanlı olarak gıda sektöründe henüz rol oynamadığımız için yeni bir firma kurdum. Bu sırada tadım eğitimleri, fuar gezileri, ambalajlama ve markayı yaratmakla uğraştım. Bu yolculukta sevgili dostum Çiğdem Karaata’nın desteklerini asla göz ardı edemem. Mimar Sinan Üniversitesi çıkışlı olan Çiğdem, heyecanımı paylaştığım ilk günden itibaren tasarımcı ruhuyla her konuda tam destekçim oldu. Logo tasarımımızdan ambalajlamamıza kadar her noktada çok güzel bir vizyon çizdi. Marka ismi için araştırmalara başladıktan sonra hoşumuza giden birçok isim oldu. Ancak atasözlerini karıştırırken rastladığım, ‘incir babadan, zeytin dededen’ sözü ve dededen kalma toprakların varlığı beni tam anlamıyla içine çekip ‘Dededen’ markasını kurmaya teşvik etti. İncir ağaçları bir kuşak geçtikten sonra en verimli dönemlerini yaşıyorlar ama zeytin ağaçlarının en verimli dönemleri için iki kuşak kadar zaman gerekiyor. Atasözümüzdeki enerjinin ışığında Çiğdem’le beraber logomuz ve mottomuzun en içimize sindiği noktayı yakalayıp tasarımsal süreci tamamladık ve heyecanla hasat dönemini beklemeye başladık” diyor.
YOLUN BAŞINDA KÜÇÜK BİR FİDAN
Bu süreçte Kilis İli Organik Zeytin Üreticiler Birliği ile işbirliği yapmışlar. Erken hasat döneminde istediği üretim bilinciyle dilediği sınıfa yakın bir ürün elde etmeyi başarmışlar. Ve şişeleme işlemini de yine orada yapıp satışa hazır hale gelmişler. 2020-2021 sezonunu yöreye soğuk sıkım erken hasat zeytinyağı tüketiminin önemini ve kullanımın alanlarını aşılama hedefi ilan etmişler. Yağlarını satın alan veya hediye ettikleri kişilere ufak birer kullanım önerisi ve yöreye has olduğunu vurgulayan bildirimler vermeye başlamışlar. Şimdilik yörenin tek gurme marketi olan Vista Mart’ta satıştalar. Bunun yanı sıra web siteleri ve Trendyol üzerinden de tüketiciye ulaşıyorlar. Burak Fadıloğlu, son söz olarak şunları kaydediyor:
“Şu an yolun çok başında olan küçük bir fidanız. Ancak pazarda beğeni toplayabildiğimiz noktada hasat dönemlerinde zeytin toplama, sıkma gibi süreçleri bir atölye tadında tüm sevenlerimizle deneyimleyip yöremizin soğuk sıkım erken hasat zeytinyağında da öncü bir rol oynamasını sağlamayı hedefliyoruz. Ülkemizde özellikle son 5 yılda bilinçli üreticilerin sayısının artmasına paralel uluslararası ödüller peşi sıra gelmeye başladı. Bunu bir diriliş olarak nitelendirmek istiyorum. Dünya pazarına açılan Türk markaları vesilesiyle zeytinyağı tutkunlarının bu meyvenin tarihteki köklerini takip edeceğini düşünüyorum. İnsanlığın, tarihin 0 noktası Mezopotamya’ya olan merakı ve yolculuğu hasebiyle ülkemiz ve yöremiz yakın gelecekte bu konuda daha aktif rol oynayacaktır.”
İşte Burak Fadıloğlu, Çiğdem Karaata