FİRMA: Doğrul Zeytinyağları
MARKA: Doğrul
BÖLGE: Balıkesir, Edremit, Havran
Geçmişin izinde yeni bir başlangıç
Nesiller boyu zeytine değmiş elleri… Büyük dede Müritoğlu Hacı Ali Ağa ile başlamış, markaya adını veren dede Haydar Doğrul’la devam etmiş. Sonra ara verilmiş. Bir zamanlar kadınların yapamayacağı bir iş olarak görülmesi nedeniyle yarım kalan hikaye 61 yıl sonra torun Özlem Aktan Yakın’la yeniden başlamış. Ve Doğrul artık bir kadın girişimci markası olarak yoluna devam ediyor. Tıpkı Zümrüdü Anka diye de bilinen Doğrul Kuşu gibi…
‘Doğrul’, efsanelerde ve çeşitli mitolojilerde Kafdağı’nın ardında Bilgi Ağacı’nın dalları arasında yaşadığına, her şeyi bildiğine inanılan ve ölümünden sonra küllerinden tekrar ve tekrar doğduğu söylenen ‘Zümrüdü Anka’ kuşunun Türk mitolojisinde geçen adlarından biri. Bir efsanede tüm kuşların Doğrul Kuşu’nu bulmak için çıktıkları çetin yolda Kafdağı’na varmak 7 dipsiz vadiyi (için (İstek, Aşk, Cehalet, İnançsızlık, Yalnızlık, Dedikodu, Yokluk) aşmaları gerektiği anlatılır. Bu zorlu vadilerden geçmeyi başaran kuşların her biri, iyilik sever bir doğası olduğuna ve kanatlarının bir dokunuşunun her türlü hastalık ve yarayı tedavi edeceğine inanılan Doğrul Kuşu olur sonunda. Aslında bu, kendini bulma yolculuğudur. Özlem Aktan Yakın, “Bu yolculukta nihayet ait olduğum yerdeyim” diyor ve hikayesini şöyle anlatıyor:
KÖKENLERİ 1790’LARA KADAR GİDİYOR
“Elimizdeki belgelere göre annem Ayşe Aktan’ın büyük büyük dedeleri 1790’lardan itibaren Kazdağları’nın eteklerinde, Edremit-Havran bölgesinde zeytinyağı üretimi yapmış. Bu süreci 1939 yılında dedem Haydar Doğrul markalaştırmış. 1958’deki vefatına kadar ‘Doğrul’ adıyla zeytinyağı üretimine ve ihracatına devam etmiş. Küçük yaşta babasız kalmak ve o zamanlar kadınların bu işi yapamayacağı düşüncesiyle üretim hikayemiz o tarihte son bulmuş. Bahçelerimiz o günden sonra kiraya verilmiş. Gençlik yıllarımda bahçelerimizin bakımını üstlenmek ve zeytinyağı üretmek konusunda çok istekli olmama rağmen ailem benim okuyup farklı bir meslek sahibi olmam konusunda çok ısrarcıydı. Karşıma hep aynı cevap çıktı: ‘Sen oku. Kadınların yapabileceği bir iş değil bu.’ Uzun yıllar sonra kızım aynı isteği dile getirdiğinde hiç tereddüt etmeden, ‘Yapalım’ dedim. ‘Çünkü kadın isterse her şeyi yapar.’ Artık böyle olmalı… İşte bizim hikayemiz böyle başladı. Eşim Uğur, oğlum Kerem ve kızım Ecem’in desteğiyle çıktım bu yola. Hayatımın her aşamasında olduğu gibi zeytinyağı yolculuğunda da emekleri ve destekleriyle hep yanımdalar.”
MÜTERCİM TERCÜMANLIKTAN ÇİFTÇİLİĞE
Özlem Hanım, özel sektörde ve çeşitli devlet kuruluşlarında mütercim tercüman olarak görev yapıp emekliye ayrıldıktan sonra çiftçi olmuş. Bir öğrenci gibi öğrenmeye ve eğitim almaya başlamış. İlk olarak iyi bir zeytinyağı üretmek için öncelikle doğru ve sağlıklı tarım yapmak gerektiğini öğrenmiş. “Malum, yıl boyunca toprak ve ağaçlar için yapılması gereken çok zorlu bir zeytin takvimi var. Kaliteli zeytinyağı üretmek bahçede başlıyor. Zeytinyağı, taze meyvelerden meyve suyu yapmak gibi. Meyve ne kadar sağlıklı ve taze ise suyu da o kadar güzel, vitaminli ve şifalı olur. Bu nedenle öncelikle sağlıklı ve kaliteli zeytin üretmek çok önemli. Toprağı ve ağaçları dikkatli takip etmek, ihtiyaçlarını vermek gerekir. Ağaçların bakımı, yeterli oranda sulama, gübreleme, budama gibi işlemler doğru zamanda ve doğru şekilde yapılmalı. Hasat zamanı, hasat şekli ve sıkımı, depolama ve ambalajlama da doğru şekilde olmak zorunda. Çok emek isteyen bir süreç bu ve yanlış kaldırmıyor. Edremit Körfezi’nin eşsiz deniz havası ve oksijen deposu Kazdağları’nın eteklerinde Edremit-Havran bölgesinde dede yadigarı asırlık ağaçlarımızın bulunduğu zeytinliklerimiz ve üretim süreci başından sonuna kontrolümüz altında olan kiraladığımız bahçelerle yaklaşık 100 dönüm arazide ‘Edremit’ cinsi zeytinlerimizi, sağlığı birincil önceliğe koyan doğal tarım yöntemleri kullanarak kendimiz yetiştiriyoruz. Çok daha kolay erişimli ve ucuz olan tarım ilaçları kullanmak yerine, yeşil gübreleme, ahır gübresi kullanmak gibi doğal tarım uygulamalarını tercih ediyoruz. Zeytinlerimiz henüz yeşilken zedelemeden, dal sarsıcılar kullanarak erken hasat ediyor, bekletmeden ve herhangi bir kimyasal kullanmadan iki fazlı (ekolojik) kontinü sistem modern tesislerde soğuk sıkım prensiplerine dikkat ederek sıkıyoruz. Sınırlı miktarda butik üretim yapıyor ve özellikleri farklı her bir zeytinyağımıza sevgiyle isimler veriyoruz. Zeytinyağlarımızı depomuzda paslanmaz krom tanklarımızda muhafaza ediyor, sipariş üzerine dolum yapıyoruz” diyor.
DAHA YOLUN BAŞINDA AMA YANLIZ DEĞİL
Henüz yolun çok başında olduğunu, emin adımlarla ilerlemek istediğini söyleyen Özlem Aktan Yakın, işini çok severek yaptığını, ailesinin ve sevdiklerinin yanı sıra dört bir yanını bilgilerini paylaşmaktan çekinmeyen yeni dostların, sırtını yaslayabileceği yol arkadaşlarının sardığını kaydediyor. Son söz olarak ise şunları paylaşıyor: “Yalnız değilim bu yolda… Dede mesleği zeytinciliği daha ileriye taşımak istiyorum. Şimdilik ağırlıklı olarak ben ön planda olsam da çocuklarımın benden sonra bu görevi üstleneceğini istek ve heyecanlarından anlıyorum. Doğrul olarak 2021 bizim ilk yılımız. Ancak bu sene 14’üncüsü yapılan Zeytindostu Derneği Ulusal Naturel Sızma Zeytinyağı Kalite Yarışması’nda aldığımız 3’üncülük ödülü öğrendiklerimizi doğru yaptığımızı ve doğru yolda olduğumuzu gösterdi bize. Heyecanımız ve isteğimiz güçlendi. Zeytinyağı üretimimizin her aşamasında çok titiz çalışıyoruz. Kimyasal analizlerimizi web sayfamızda paylaşıyoruz. Seçkin şarküteri ve restoranlarda müşterilerimizle buluşmaya başladık. Ayrıca, sosyal medya üzerinden satış yapıyoruz. Erken hasat, yüksek polifenollü zeytinyağı üretimine çok önem veriyoruz. 2021 hasadımızda 257 ve 407 (mg/kg) polifenol miktarına ulaştık. Bu bizi çok heyecanlandırdı. Doğaya saygılı, sağlıklı tarım yaparak antioksidanları, vitaminleri ve polifenolleri ile nitelikli doğal sızma zeytinyağı üretmek için ver gücümüzle çalışıyoruz.”