Aslen Muğlalı olan Tuna Yılmaz, 2002 yılında Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Bölümü’nden mezun olduktan sonra Coca-Cola, Avea ve Türk Telekom gibi üst düzey firmalarda yöneticilik yapmış. 2016’da, kızı Zeynep doğmuş. Onu İstanbul’da büyütmek istemeyen Yılmaz, radikal bir karar alıp, çok iyi bir maaş ve kariyeri arkasında bırakıp, finans yöneticisi olan eşi Güliz Hanım’la birlikte ailesinin de yaşadığı İzmir’e yerleşmiş. Bundan sonraki iş hayatına, Egeli olduğu için çocukluğundan beri ilgi duyduğu zeytincilikle devam etme kararı almış. Edremit Körfezi’nden Akdeniz’e kadar yaptığı tarama sonucu, fiyat-maliyet dengesi açısından son derece uygun olduğunu tespit ettiği Aydın Karacasu’da üç ayrı bahçeden oluşan 65 dönüm arazi satın alarak sektöre adım atmış.
AYDIN KARACASU’DA KARAR KILDI
“Önceki yıla kadar İstanbul’da yaşıyorduk. Ben de, eşim de yıllarca plazalarda çalıştık. Çok seyahatli yoğun bir tempomuz vardı. Kızımız 16 milyonluk bir şehirde büyümesin, bir apartman dairesinde bakıcı elinde eve dönmemizi beklemesin istedik. Malum; İstanbul gerek karmaşıklığı, gerek trafiği ile zor bir şehir. Ne alt yapı yeterli, ne de üst yapı. Bir nefes almak için bile 2 saat yol gitmek gerekiyor. İşimizden ayrıldık ve İzmir’e yerleştik. Her zaman üretmekten yana bir insanım. İzmir’e taşındıktan sonra daha önceki çalışma alanlarıma benzer bir iş yapabilecek olsam da üretimi seçtim. Aydın Karacasu’da 65 dönüm zeytinlik aldım. ‘Domat’, ‘Manzelina’ ve ‘Gemlik’ türü toplam 2 bin ağacım var. Ancak yeterli olmuyor. Bu yüzden diğer çiftçilerden de zeytin alıyorum. Yıllık zeytinyağı kapasitem şimdilik 15 ton. Kendi tesisim yok. O gün için hangi tesis benim istediğim sıcaklıkta ve temizlikte ise sıkımı orada yaptırıyorum. Ailemin ve sevdiklerimin yemediği yağı başkasına da yedirmiyorum” diyor.
SEVDİKLERİMİZİ KOPLAYABİLSEK
Tuna Bey’in şimdilik, ‘Doli Mio’ adını verdiği tek bir markası var. 1996’da kopyalanan koyun Dolly’den esinlenerek ortaya çıkmış. “Sevdiğimiz insanları keşke kopyalayabilsek ve sonsuza kadar bizlerle olsalar” denilerek üretilmiş. Logoyu Yeditepe Üniversitesi İletişim Fakültesi Görsel İletişim Tasarımı Bölümü’nde okuyan Sude Esel isimli bir genç tasarlamış. Online satışla Türkiye’nin her yerine ürün göndermeye başlanırken, ihracat için de kollar sıvanmış. “Bunun için yurtdışı fuarları sürekli ziyaret ediyorum. Özellikle Güney Kore pazarı ilgimi çekiyor. Şimdiden ciddi 3 bağlantı kurdum. ‘Yağınızı çok beğendik. Ama İspanya’ya gönderelim, orada şişeletelim. Made in Spain yazsın, bunu alalım’ diyen de oldu. Çok para kazanacağımı bilsem bile bunu yapmam. Henüz para kazanmaya başlamadım ama bu yoldan da vazgeçmeyeceğim” diye konuşuyor.
AMAÇ GERÇEK YAĞLA TANIŞSINLAR
Aynı zamanda İstanbul’daki 16 tadım panelistinden biri olan Tuna Yılmaz’ın hedefi çok net: İnsanları gerçek zeytinyağı ile tanıştırmak. Bununla beraber 30 ton perakende satış. Yüksek polifenollü ve antioksidan değerleri yüksek zeytinyağlarını insanların sofralarına misafir etmek ve sağlıklı yaşamlarına bir nebze de olsa katkıda bulunmak. Bu ay Londra’da düzenlenecek olan London Olive Oil’e ‘Manzelina’ cinsi zeytinden ürettiği yağıyla katılıp derece alarak Türk ve Karacasu zeytinyağını tüm dünyaya duyurmak istiyor.