KONUK YAZAR
DR. MUSTAFA TAN-ULUSAL ZEYTİN VE ZEYTİNYAĞI KONSEYİ BAŞKANI
2021/2022 sezonunda bizi neler bekliyor?
2009/2010 sezonundan itibaren olduğu gibi 2021/2022 üretim sezonu için de Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yetkili kıldığı Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi’nin (UZZK) görevlendirdiği 4 farklı uzman gruptan oluşan Rekolte Tahmin Heyeti çalışmalarını tamamlayıp raporunu hazırladı.
Buna göre, Türkiye genelinde toplam 164 milyon 586 bin 585 adet meyve veren, 27 milyon 696 bin 636 adet meyve vermeyen ağaç mevcut olduğu ve meyve veren ağaç sayısında 2020/2021 sezonuna göre yüzde 3.3 artış olduğu görülmektedir.
Ağaç başına ortalama üretimin geçen seneye göre arttığı ve ağaç başına 10.6 kg zeytin elde edileceği, buna bağlı olarak toplam elde edilecek zeytin miktarının 2020/2021 sezonuna göre yüzde 32 artarak 1 milyon 738 bin 680 ton olacağı tahmin edilmiştir.
Ülkemiz 2021/2022 üretim sezonu meyve veren zeytin ağacı sayısı ve toplam zeytin ağacı sayısı.
Ülkemizde son 10 üretim sezonunda elde edilen ve 2021-2022 üretim sezonunda elde edilmesi tahmin edilen son 11 yıllık toplam dane zeytin miktarı tespit ve tahmin sonuçları (ton).
SOFRALIK ZEYTİNDE YÜZDE 41 ARTIŞ
Toplam sofralık zeytin üretiminin 2020/2021 sezonuna göre yüzde 40.7 oranında artarak 506 bin 754 ton olacağını ve bu üretimin yüzde 52.8’inin Manisa ve Bursa’da üretileceği tahmin edilmektedir.
Ancak rekolte tahmin çalışmalarının sürdürüldüğü günlerde dahil olmak üzere kuraklık etkisi ile dane iriliğinin istenen boyuta gelemediği, ağacın yeterli suyu alamaması gibi nedenlerle kuraklığın devam etmesi durumunda sofralık zeytine ayrılacak miktarda azalma olacağı, bu gibi danelerin yağlık olarak değerlendirileceği öngörülmektedir.
(Ülkemizde son 10 üretim sezonunda elde edilen ve 2021-2022 üretim sezonunda elde edilmesi tahmin edilen son 11 yıllık sofralık zeytin miktarı tespit ve tahmin sonuçları (ton).)
Toplam dane üretiminin yüzde 70.9’u olan 1 milyon 231 bin 925 tonunun yağlığa ayrılacağı, bundan da ortalama 1/5.2 randımanla 2020/2021 sezonuna oranla yüzde 32.4 artarak 235 bin 727 ton zeytinyağı elde edileceği tahmin edilmiştir.
Ülkemizde son 10 üretim sezonunda elde edilen ve 2021-2022 üretim sezonunda elde edilmesi tahmin edilen son 11 yıllık zeytinyağı miktarı tespit ve tahmin sonuçları (ton).
ZEYTİNDE 2’NCİ, YAĞDA 4’ÜNCÜYÜZ
Ağaç varlığımızı diğer önemli zeytinci ülkelerle kıyaslandığımızda İspanya’da 315 milyon, İtalya’da 159 milyon, Yunanistan’da 108 milyon, Tunus’ta 76 milyon, Portekiz’de 68 milyon olduğu ve 192 milyon zeytin ağacımızla ülkemizin İspanya’nın ardından dünya ikincisi olduğu görülmektedir.
Diğer taraftan sevindirici bir gelişme ülkemizin bu yıl 506 bin ton sofralık zeytin üretim tahmini ile dünyanın en büyük sofralık zeytin üretimini gerçekleştirmiş olacağıdır.
Mısır 500 bin tonla ikinci, İspanya 462 bin tonla üçüncü, Yunanistan 200 bin tonla dördüncü sırada yer almaktadır.
Ancak geçtiğimiz günlerde İspanya Tarım Bakanlığı verilerine göre İspanya zeytinyağı üretimini 1.300 bin ton, sofralık zeytin üretimini 524 bin ton olarak revize edince dünya sıralamasındaki yerimiz İspanya’nın ardından ikincilik olmuştur.
Zeytinyağı üretiminde ise İspanya’nın tahmin sonrasında 1.300 bin tonla birinci, İtalya’nın 371 bin tonla ikinci, Tunus’un 240 bin tonla üçüncü, ülkemiz ile Yunanistan’ın 235 bin tonla dördüncü sırada olacakları tahmin edilmektedir.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN DE ETKİSİ
Zeytinyağıyla ilgili diğer ülkelerde daha düşüklükler olabileceği de gelen bilgiler arasında yer alırken, ülkemiz açısından rekolte tahmin çalışmaları sonucundaki tespitlerimiz belirli periyotlarda yeniden değerlendirilip gelişmelere göre gerekirse revize edilecektir.
Son yıllarda iklim değişikliğinin etkileri dünyada ve ülkemizde kendisini çok daha güçlü hissettirmeye başlamıştır.
Zamansız, ani ve çok şiddetli yağışların yol açtığı sel felaketleri, ani sıcaklık değişimlerinin yarattığı şiddetli fırtınalar günlük hayatımızda da endişelenmemize yol açmaktadır.
En gelişmiş iklim modelleri uygulanarak küresel ortalama yüzey sıcaklıklarında 1990-2100 yılları arasında yaklaşık 3 derecelik artış olacağı öngörülmektedir.
İklim koşullarındaki bu değişimin tarım ve bitki örtüsü, temiz su kaynakları, deniz seviyesi, insan sağlığı ve biyo çeşitlilik üzerinde etkileri şimdiden görülmeye başlamıştır.
Tüm bunların yanında iklim değişikliği sosyo-ekonomik sorunlara neden olarak tarım üzerinde baskı oluşturabilmektedir.
İklim değişikliği nedeniyle toprak ve su rejimleri değişime uğramakta, tarımsal üretim azalmakta ve gıda güvenliği tehlikeye girmektedir.
Nitekim iklim değişikliğinin sebep olduğu kuraklık, fırtına, sel vb. gibi ekstrem iklim olaylarının sık ve şiddetli bir şekilde yaşanıyor olması ile bunların zeytin tarımı üretimi üzerindeki olumsuz yönde etkileri de yoğun olarak hissedilmeye başlamıştır.
Bu etki sadece üretimin miktarında değil, aynı zamanda elde edilen yağın kalitesinde ve kompozisyonunda da değişimlerin oluşmasına neden olmaktadır.
(kutu)
BEKLENTİLER NELER?
* Avrupa Birliği’nde olduğu gibi piyasayı düzenleyici fiyat ve destek modellerinin ve yaklaşık/eşit miktarların uygulanması, sektörde ürün ve üretim maliyetinin düşürülmesinde mutlak gerekli görülen ve zeytincilikte kullanılan girdilerden başta gübre, akaryakıt ve enerjinin ucuzlatılması gerekmektedir.
* Sektörün tüm bileşenlerinin ortak talepleri de dikkate alınarak UZZK öncelikli önerimiz zeytinyağı priminin en az 4-5 TL/kg, dane zeytinin ise 80-100 krş/kg olarak günümüz koşullarına göre güncellenmesidir.
* Diğer taraftan AB’nin zeytinci ülkelerinde uygulanmakta olan benzeri mevcut ve ilave önlemlerle ağaçlarımızın korunması, geliştirilmesi ve sürdürülebilirliğinin sağlanması gerekmektedir.
* Zeytin hastalık ve zararlıları ile mücadelede yeni yaklaşım ve yöntemlerin geliştirilmesi, geniş spektrumlu ilaç tüketiminin minimize edilmesi, düzenli ve yüksek verimli, ihracata uygun zeytin çeşitlerinin tercih edilmelidir.
* Kalite değerlerinin yükseltilmesi, paketleme tesislerinin kurulması ve zeytinyağı üretiminin ihracata yönelik olması için günün koşullarına uygun, uluslararası rekabet yapılabilecek şekilde destekleme modeline geçilmelidir.
* Sektörümüzün yan ürünü olan prina ve karasu çevreyi kirletici olarak algılanmakta, bu durum sanayicilerimizin özellikle atık su deşarj sorununa yönelik çözüm sağlanamadığı için ciddi sıkıntılara neden olmaktadır. Bu kapsamda Merkezi Madrid’de bulunan Uluslararası Zeytin Konseyi’nin raporu dikkate alınmalıdır.
* Sektörümüzün diğer bir önemli sorunu ise Afrin’den ihraç kaydı ile getirilen zeytinyağının iç piyasaya arz edilmesi, ticarette haksız rekabet yaratılması ve bu sürecin yüksek üretim maliyetleri altında ezilen üretici fiyatları üzerine baskı yaratmasıdır.
* Özellikle son yıllarda taklit ve tağşişle mücadelede çok sıkı denetim yapılmasına rağmen bu olay yeterince önlenememektedir. Cezaların caydırıcı olması konusunda sektörün beklentileri olduğu gözlenmiştir.