Cumhuriyet Bulvarı No: 82 Erboy 2 İş Merkezi

Coğrafi işaret katma değeri de yükseltiyor

Belirgin bir niteliği, ünü veya diğer özellikleri bakımından kökenin bulunduğu yöre, alan, bölge ya da ülke ile özdeşleşmiş ürünü gösteren işaretlere ‘coğrafi işaret’ denir. Bu işaretler, söz konusu ürünün ya da malların tüketiciler tarafından tercih edilmesinde önemli rol oynarlar. Tüketicinin bilincinin artmasına katkı sağlarken, üreticinin ürettiği ürünlerinin ya da tüccarın satmış olduğu malların kalitesini artıracak faaliyetlerde bulunmasını teşvik amacıyla ortaya çıkmışlardır. Bir ürün coğrafi işaret almaya hak kazandığı an ekonomik anlamda değeri artar. Kırsal kalkınmayı destekleyici özelliğe sahip olup göçü önleyici bir faktör olarak görülebilirler. Ürünlerin kalitesinin korunmasına imkan sağlayarak tüketiciler için güvenilir bir pazar oluştururlar.

MENŞE VE MAHREÇ ADI NEDİR?

6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’na göre geleneksel ürün adları ile coğrafi işaretler ‘menşe’ ve ‘mahreç’ işareti olarak isimlendirilir. Menşe adı (Protected Designation Origin), “Coğrafi sınırları belirlenmiş bir yöre, bölge veya istisnai durumlarda ülkeden kaynaklanan, tüm veya esas özelliklerini bu coğrafi alana özgü doğal ve beşeri unsurlardan alan, üretimi, işlenmesi ve diğer işlemlerin tümü bu coğrafi alanın sınırları içinde gerçekleşen ürünleri tanımlayan adlar” olarak açıklanır. Menşe adı sadece ait oldukları bölgede üretilen ürünlere verilir. Mahreç adı (Protected Geographic Origin) ise, “Coğrafi sınırları belirlenmiş bir yöre, bölge veya ülkeden kaynaklanan, belirgin bir niteliği, ünü veya diğer özellikleri bakımından bu coğrafi alanla özdeşleşen, üretimi, işlenmesi ve diğer işlemlerinden en az biri belirlenmiş coğrafi alanın sınırları içinde yapılan ürünleri tanımlayan adlar” olarak tanımlanır. Mahreç adı sadece ait oldukları bölgede üretilen ürünlere verilmez, farklı yerlerde üretilen ürünlere de verilebilir.

HAKLARI GÜVENCE ALTINA ALIR

Coğrafi işaretlerin ve geleneksel ürün adlarının korunmasının temel amacı, konu olan ürünlerin kalite sürecinin korunmasını ve ürünün üretim sürecinin sürdürülebilirliğini sağlamakla birlikte, kültürel değerlerin varlığını yaşatır. Aynı zamanda, bölgesel ekonomik kalkınmaya katkı sağlayarak göçün önlenmesini de amaçlar. Ayrıca, yabancı ülke kaynaklı başvurularla ülkelerin kendilerine has özellikteki ürünleriyle uluslararası piyasada var olabilmelerini sağlar. Zeytinyağı coğrafi işaretleri zeytin çeşitlerinin korunmasıyla birlikte üreticilerin ve tüketicilerin haklarını güvence altına alırken, kültürel değişimde evrensel değerlerin de korunmasına yöneliktir.

TOPLAM 7 TESCİLLİ ÜRÜN VAR

Türkiye’de coğrafi işaretlerin tescillenmesinden Türk Patent ve Marka Kurumu sorumludur. Bu kurumun tescillediği ‘Ayvalık’, ‘Edremit’, ‘Güney Ege’, ‘Kuzey Ege’, ‘Milas’, ‘Mut’ ve ‘Nizip’ ismiyle 5’i menşe, 2’si mahreç işareti olmak üzere zeytinyağında toplam 7 tescilli coğrafi işaret vardır. İlgili coğrafi işaretlerin Türk Patent ve Marka Kurumu’nca gerçekleştirilen tescilleri sadece Türkiye sınırlarında geçerlidir. Bir ürünün dünya sahnesindeki yerini korumak için de izlenecek yollardan biri koruma alınmak istenen ülkenin mevzuatı çerçevesinde tescil başvurusunda bulunmak ya da uluslararası koruma sağlayan sistemler kapsamında başvuru yapmaktır. Örneğin, AB ülkelerinin tamamında koruma almak için 2012/1151 sayılı Tarım Ürünleri ve Gıda Maddeleri Hakkında Kalite Tasarısı isimli Avrupa Konseyi Tüzüğü çerçevesinde Avrupa Komisyonu’na başvuru yapılır. AB’ye başvurabilmek öncelikle Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan ülkemizdeki coğrafi işaret tescilinin gerçekleştirilmesi gerekir.

MİLAS ZEYTİNYAĞI ONAY BEKLİYOR

‘Milas Zeytinyağı’ coğrafi menşe işareti, AB Komisyonu’na başvurusunu gerçekleştirmiş olup onay bekliyor. Ayrıca, Türk Patent ve Marka Kurumu’na ‘Akhisar Domat’, ‘Akhisar Uslu’, ‘Aydın Memecik’, ‘Burhaniye’, ‘Derik Halhalı’, ‘Maraş Natürel Sızma’ ve ‘Ödemiş Çekişte’ zeytinyağı olmak üzere toplamda 7 yeni coğrafi işaret başvurusu yapılmış bulunuyor. Bu durumda unutulmaya yüz tutmuş birçok zeytin çeşidimizin açığa çıkmaya başladığını görüyoruz. Umarım dünya piyasasında da hak ettikleri yeri alırlar. Böylelikle üreticimizin emeğiyle kültürel değerlerimiz evrensel değerlere dönüşür.

TESCİLLİ 107 ZEYTİN TÜRÜ MEVCUT

Ülkemizde yaklaşık 107 çeşit tescilli zeytin türü bulunuyor. Bunların arasında en çok bilinenleri ‘Ayvalık’, ‘Memecik’ ve ‘Gemlik’ türleri. ‘Uslu’, ‘Tavşan Yüreği’, ‘Beylik’, ‘Sarı Ulak’, ‘Trilye’ ve ‘Halhalı’ da aromatik olarak zengin çeşitlerden. Coğrafi işaret çalışmalarına üreticimizin ağırlık vererek kaliteli zeytinyağının katma değerini yükseltmesi önem taşıyor. Bu konudaki en önemli nokta, coğrafi işaret verilen zeytinyağlarının moleküler, morfolojik, kimyasal ve duyusal özelliklerinin bilimsel çalışmalarla desteklenmesi. Özellikle ülkemizde coğrafi işaret çalışmalarında üniversitelerin ilgili bölümlerinin (kimya, gıda, bilgisayar mühendisliği, istatistik, hukuk, sosyoloji, işletme vb), sektörel bölgesel karar vericilerinin (ticaret ve ziraat odaları), kamu kuruluşlarının, üreticilerin ve tüketicilerin birlikte hareket etmesi gerekiyor.

Ayrıca, her coğrafi işaretin kendi iç denetim sistemi mevcut. İlgili kurumlar, Türk Patent ve Marka Kurumu’na rapor verirler. Piyasa denetimi ise yetkili kurum veya kuruluşlarca merci denetiminden bağımsız olarak yapılıyor. 11 Haziran 2010 tarihli ve 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu ile diğer yasalarda yer alan coğrafi işaretlerin ve geleneksel ürün adlarının denetimine ilişkin hükümlere göre Tarım ve Orman Bakanlığı’nca gerçekleştiriliyor. Bu hususta da birliği sağlayıp birbirimize yol göstermemizin çok önemli olduğunu düşünüyorum.