Neden zeytinyağı sabunu kullanmalıyız?
Sabunlar yağ asitlerinin alkali metal tuzları olup, yüzey aktif bir madde oldukları için temizlik malzemesi olarak kullanılmaktadır. Sabun yapımında uygulanan temel proses 2000 yıldan bu yana hiç değişmemiştir. Bu yöntemde, katı veya sıvı yağlar bir alkali ile sabunlaştırılmakta ve daha sonra karışıma tuz katılarak sabun ayrılmaktadır.
Endüstriyel alanda üretimde ortaya çıkan başlıca değişmeler katı veya sıvı yağların ön işlemlere sokulmaları ve hazırlanan sabunun kullanılır hale getirilmesi aşamalarında olmuştur. İleri sabunculukta hidroliz, yağların solvent ekstraksiyonu, hidrojenasyon, sıvı-sıvı ekstraksiyon gibi geliştirilen işlemler daha iyi kalitede hammaddelerin hazırlanmasını sağlamıştır. Ayrıca, kesikli üretimin yerini kontinü çalışan prosesler almıştır.
Sabun üretiminde temel kimyasal işlem bir “sabunlaştırma” reaksiyonu olup, yağın kostikle işleme sokulmasıdır. Esasında proses, önce yağları parçalamak (hidrolizlemek) ve değerli bir yan ürün olan gliserinin ayrılmasından sonra yağ asitlerini kostik ile nötrleştirmekten ibarettir.
İKİ YOLLA ÜRETİM YAPILIYOR
Günümüzde sabun üretiminin endüstriyel uygulaması iki yolla yapılmaktadır. Bunlardan birincisi klasik usul olup, yağların doğrudan kostikle sabunlaştırılmasıdır. İkinci yöntemde ise önce yağlar sabunlaştırılarak (hidroliz) yağ asidi ve gliserine ayrıştırılır, daha sonra yağ asitleri fraksiyonlu destilasyonla sabun üretimine uygun gruplara ayrılır ve bu uygun asitler alkali ile nötralize edilerek sabun üretilir.
Çeşitli amaçlar için üretilen sabunlar pratik olarak kıvamlarına göre “sert sabunlar” ve “yumuşak sabunlar” şeklinde ikiye ayrılmaktadır. “Zeytinyağı sabunu” sert sabun grubunda yer alır ve geleneksel yolla klasik usul kullanılarak hazırlanmaktadır.
KÖKÜ SÜMERLER’E KADAR GİDİYOR
Dünyada bilinen en eski kozmetik ürünü Sümer kayıtlarında rastlanılan sabundur [1]. Türkler yaklaşık olarak 11’inci Yüzyıl’a kadar sabun yerine sulardaki soda, çöven, saparma, sabun otu, süt kökü, kaşık otu, kılaya kavuğu, acı ağaç, herdemtaze, tavşankulağı, hintkestanesi gibi saponinli maddeleri ve kül kullanmıştır. Belgelere göre bugünkü sabunun ilkel şekli, ilk çağlarda Araplar tarafından yapılmıştır. Sabunculuk Ortaçağ’da İslam ülkelerinde gelişmiş bir imalat kolu olmakla beraber; Türk sabunculuğu Osmanlı döneminde sabun üretiminin sanayileşmesiyle gelişme göstermeye başlamıştır.
Osmanlı’da sabun esnafının tertip edilen törenlerde esnaf alaylarında yer aldığı ve sabun imalatı ile tüketiminin oldukça yaygın olduğuna arşiv vesikalarında rastlanmaktadır. Türkiye’de resmi kayıtlara göre 19’uncu Yüzyıl başlarında Antakya’da taş kazanlarda sabun yapıldığı bilinmektedir.
Günümüzde ise bir taraftan tamamen doğal bitkisel yağlardan Hatay’da defne ve bıttım sabunu, Siirt’te bıttım sabunu, Ege ve Trakya’da yıllardır zeytinyağı sabunu gibi geleneksel sabunlar evlerde, çok küçük kapasiteli ve dağınık imalathanelerde üretilirken; diğer taraftan gelişen sabun endüstrisiyle sürekli sistemler kullanılarak çok farklı özelliklere sahip çeşitli endüstriyel sabunlar büyük tesislerde imal edilmektedir.
ŞU DÖRT ANA BAŞLIĞA DİKKAT
Zeytinyağı sabununun diğer sert sabunlardan farkını ortaya koymak için sırasıyla “insan sağlığına etkisi”, “ekonomik katkısı” ve “kültürel değeri“ konularının ele alınması gerekmektedir. Son yıllarda dünyada sağlıktan ve kaliteden ödün vermeden üretilen, kimyasal katkı maddeleri içermeyen, çevreyi kirletmeden imalat ve satış süreci gerçekleşen doğal ürünlerin tercih edilmesi bu tip ürünlerin tüketiminde önemli bir artışa yol açmıştır. Bu yönelimin bir sonucu olarak zeytinyağı sabunu son yıllarda tüketimde gözde temizlik ve kozmetik ürünlerinden biri haline gelmiştir.
İçeriğinde zeytinyağı, su ve sodyumhidroksitten (kostik) başka herhangi bir beyazlatıcı, sertleştirici, köpürtücü ve parfüm gibi kimyasal madde bulunmayan doğal zeytinyağı sabunu, ülkemizde sıcak (marsilya=kaynatma), soğuk (castile) ve sürekli (endüstriyel) sabun üretim yöntemleriyle elde edilebilmektedir. Zeytinyağı sabununun yapımında yağ kaynağı olarak sadece zeytinyağı kullanılır. “Zeytinyağlı sabun” adıyla satılan sabunların üretiminde zeytinyağından başka tohum ve hayvansal yağların olabileceği unutulmamalıdır.
YUMUŞATICI VE NEMLENDİRİCİ
Zeytinyağı sabununun oluşumu sırasında gliserolden ayrılan tekli doymamış yağ asidi başta oleik asittir. Oleik asit optimum oranda kostikte bulunan sodyumla bağlanarak, sodyumun tahriş edici etkisini azaltır. Ayrıca zeytinyağındaki sabunlaşmayan tekli doymamış yağ asitleri, diğer bitkisel yağlardaki çoklu doymamış yağ asitlerine kıyasla oksidasyona daha dirençlidir. Böylece zeytinyağı sabunu deri üzerinde tahriş ve sertleşme yapmadığı gibi yumuşatıcı ve nemlendirici bir etkiye sahiptir [2].
Bununla beraber zeytinyağının sabunlaşmayan bileşenleri arasında yer alan beta-karoten, vitamin E ve skualen gibi kuvvetli antioksidanları, özellikle soğuk sabun üretimi süreci tamamlandığında bozulmadan zeytinyağı sabunu içerisinde kalır ve bu bileşenler de deri sağlığını koruyarak, sabuna nemlendirme etkisi vermektedir. Ayrıca zeytinyağı antioksidanlarının ve biyoaktif bileşiklerinin inflamasyondan koruyucu etkisi olduğu tespit edilmiştir. Çalışmalarda zeytinyağı sabununun deriden ölü hücreleri uzaklaştırdığı, özellikle kuru ciltler için faydalı olduğu ve koyu lekeleri azalttığı da rapor edilmiştir [2,3,4,5].
Sabun üretiminde kullanılacak yağ asitleri sabunun kullanılacağı yere göre değişmektedir. Küçük moleküllü yağ asitlerinin (miristin, laurin) sodyum tuzları soğuk suda iyi çözünürken, stearin, palmitik ve olein gibi büyük moleküllü yağ asitlerinin sodyum tuzları 50 derecenin altındaki sıcaklıklarda güç çözünerek köpürürler. Bu nedenle, zeytinyağı sabununun sıcak suyla beraber banyo ve çamaşır sabunu olarak kullanılması idealdir.
TİCARİYE GÖRE ÇOK DAHA MALİYETLİ
Sabunculukta yağlı madde karışımının seçimi yerel ekonomik koşullara ve üründe bulunması istenen özelliğe göre yapılır. Seçilen yağ veya yağ karışımları sabunun kir sökme, köpürme, yüzey ıslatma ve yumuşaklık verme gibi özellikleri üzerinde farklılık yaratırlar. Zeytinyağı sabunu ise sadece zeytinyağından yapılan sabun manasına gelmektedir. Ancak düşük asitli kaliteli zeytinyağlarından genellikle sabun imalatı yapmak ekonomik değildir. Örneğin soğuk proses sabunun yaklaşık yüzde 70’i yağdır. Sızma zeytinyağının litresinin 25 lira olduğu düşünülürse, kaliteli zeytinyağıyla üretilen bir el yapımı soğuk proses sabunun maliyeti ticari sabunlara göre çok daha yüksek olacaktır.
Ülkemizde evlerde, küçük işletmelerde ve sabun sanayinde zeytinyağı sabunu yapmak amacıyla çoğunlukla yenilemeyecek özellikteki yüksek asitli (lampant) zeytinyağları, posa zeytinyağları, rafinasyon sonucu açığa çıkan yan ürün soapstock ve zeytin küspesi (pirina) yağları kullanılmaktadır [6]. Kısaca mutfaklarımızda tüketemeyeceğimiz nitelikteki, zeytin meyvesinden elde edilen yağların sabunculukta kullanılmasıyla, atıl durumdaki yağlar ekonomiye kazandırılarak zeytin üreticisine önemli bir gelir kaynağı sağlamaktadır. Bu bakımdan zeytinyağı sabunu, zeytin üreticisi için zeytinyağı ve sofralık zeytinden sonra önde gelen ekonomik değeri yüksek ticari bir üründür.
SAFLIĞI VE GÜZEL KOKUYU HATIRLATIR
Temizliğin özü su ve sabundur. Sabun bize her zaman saflığı ve güzel kokuları hatırlatır. Özellikle zeytinyağı sabunu kültürümüzde banyo eşyaları arasında, gündelik yaşamda, el yüz yıkamada, çamaşır temizliğinde ve daha pek çok yerde asırlardır elimizin altındadır. Bazen bir çekmecede, bazen bir gelinin sandığında, bazen de yeni doğmuş bir bebeğin beşiğinde çıkar karşımıza. Geleneksel zeytinyağı sabunu imalatı sırasında deneyimli ustalar ve çıraklarına ihtiyaç duyulur. Bu sebepledir ki, imalat günü sanki bayrammışçasına telaş ve heyecan yaşanır. Çıraklar ustalardan işin incelikleri öğrenmeye çalışırken, usta her defasında daha kaliteli sabununu imal etmenin derdine düşer. Zeytinyağı sabunu imalatından damgalanmasına, satışından tüketimine nesilden nesile aktarılan kültürel bir mirastır. Endüstriyel sabunlarda böylesi bir kültürel değerden bahsetmek söz konusu değildir.
NESİLLER BOYUNCA DEVAM ETSİN
Sonuç olarak, zeytinyağı sabunu gerek insan sağlığı üzerindeki olumlu etkileri, gerek zeytincilik sektöründeki ekonomik katkısı, gerekse sahip olduğu kültürel miras değeri ile diğer sabun çeşitleri içinde özel bir yere ve öneme sahiptir. Günümüzde geleneksel yaşam trendindeki yükselmeye bağlı olarak ülkemizdeki doğal zeytinyağı sabun tüketiminin artarak nesiller boyunca devam etmesi dileğiyle…
Kaynaklar
[1] Gündoğan, N. & Asman, G., 2014. Kozmetik ve Kozmetik Mikrobiyolojisine Giriş, Nobel Yayınları, 108. s, Ankara.
[2] Laleli, Y., 2011, Sabun Kullanımı, İhtiyacı, Tarihi, Oleokimya Notları, 51. s.
[3] Tokuşoğlu Ö., 2016, Sabun ve Zeytinyağlı Sabun. (23. Bölüm)365-389. “Özel Meyve Zeytin: Kimyası, Kalite ve Teknolojisi”. Editor Özlem Tokuşoğlu, genişletilmiş 2. baskı. 464. s., SidaŞ Medya, İzmir.
[4] Arasaretnam S. & Venujah K., 2019. Preparation of Soaps by Using Different Oil and Analyze their Properties. Nat Prod Chem Res 7: 357.
[5] Girgis A. Y. Production of high quality castile soap from high rancid olive oil. Grasas y Aceites. 2003, 226–233 S.
[6] Güle, E., 2003. Zeytinyağı Sabunu Hakkında, Tariş Türkiye 1. Zeytinyağı ve Sofralık Zeytin Sempozyumu, Sözlü Bildiri, Tam metin.