FİRMA: Mikacan Turizm, İnşaat, Gıda, Organizasyon Ltd. Şti.
MARKA: Egeo Norte
BÖLGE: Çanakkale, Bozcaada
Ege’nin kuzeyinden sofralara süzülen sağlık iksiri
İlayda Tanrıver, işletme ve psikoloji üzerine eğitim almasına rağmen, anne-babasının yolundan gidip tarımcı olmuş. Bozcaada’daki zeytinliklerinden ‘Egeo Norte’ markasını yaratmış. “Bana göre en önemli farkımız kadın istihdamına verdiğimiz önem ve bir kadın girişimi olması. Özenle seçip büyüttüğümüz zeytinlerimizle bir kültür yaratmak, sevgi, sağlık dağıtmak istiyoruz” diyor.
Tarımcı bir anne-babanın kızı o… Çocukluğu yurtiçi ve yurtdışı yollarda, bağ-bahçelerde geçmiş. Anne-baba işlerine aşık olunca, tarımın hem çok içinde, hem de dışındaymış. Böcek sevmez, “Tatile gidelim artık, yoruldum” dermiş sürekli. Halbuki 0-4 yaşı, annesinin doktora tezi sırasında üniversitede peşinden koşup, “Anne, menezleme (melezleme) yapalım mı?” diyerek geçmiş. Yani yeşil sevgisi ruhunda hep varmış. İlayda Tanrıver, 26 yaşında. Koç Üniversitesi’nde işletme ve psikoloji okumuş. 2.5 yıllık denetim şirketi tecrübesi sonrası Adana’ya dönüp hem aile işlerinin yönetimsel işlerini yürütüp, hem de kişisel markalaşma ve üretme üzerine çalışmalar yapmaya başlamış. İlayda Hanım, dünyayı üretmenin ve sevginin kurtaracağına inanıyor. Mutluluğu ve sevgiyi yaymayı, üreten kadın olmayı hayat tarzı haline getirmeye çalışıyor. Üretmek, başka canlıların hayatlarına dokunmak ve hayal etmek hayatta en zevk aldığı şeyler. Bunu daha çok insana anlatmak ve bir gün güçlü kadınların sesi, motivasyonu olabilmek en büyük isteklerinden biri. Girişimci olmaya 5-6 yaşlarındayken karar vermiş. Hiçbir zaman kendisini var olan düzende rahat hissedememiş. “Kurallar hep olmalı ama güzellikler için hep daha iyisi ve üretmeye açık olanı seçilmeli” gibi gelmiş ona. Öyle ki, oyuncaklarını bile kendisi yapar, çadırlarını, bebeklerinin elbiselerini hep o dikermiş. Her gece hayal ederek uyurmuş. Şimdi yıllar sonra hala aynı heyecanla bu kez zeytinyağındaki markası ‘Egeo Norte’yi hayal ederek büyütmeye çalışıyor.
KADIN İSTİHDAMINI DESTEKLİYOR
“Son 2-3 yıldır daha bir farklı bakıyorum sanırım hayata. Bunu en son hasada gittiğimde adalı kadınları çok şanslı bulduğumu fark ettiğimde anladım. Bebek gibi ciltleri, gülünce ışık saçan bakışları, gözleri var. Ve ben binaları, huzursuzluğu o kadar sevmiyorum ki! Zeytinleri ellerimizle topladık, sıkıma götürdük, mis gibi kokan zeytinyağlarımızın şişelerini, logosunu, her noktasını emek emek araştırarak, koşturarak, hayal gücümüzle birleştirerek seçtik, yaptık. Zaten biz zeytinyağı değil, sağlık iksiri yapıyoruz. Özenle seçip büyüttüğümüz zeytinlerimizle bir kültür yaratmak, sevgi, sağlık dağıtmak istiyoruz. Ortalama üzeri bir zeytinyağında polifenol oranı 250 iken bizim yağımızda bu oran 569. Bunun en önemli sebebi erken hasat yapıyor olmamız. Asit oranımız hem ‘Arbequina’ çeşit zeytin kullandığımızdan, hem de erken hasat ve soğuk sıkım yaptığımızdan binde 3. Bu kalite için adalı teyzelerimizle bütün yıl çalışıyoruz. Egeo Norte’nin bana göre en önemli farkı kadın istihdamına verdiği önem ve bir kadın girişimi olması. Adalı yaşlı-genç bir sürü kadınımız için turizm dışında bir çalışma alanı yaratıyoruz. Sadece ada ile sınırlı kalmayıp Çanakkale’nin ilçelerinden de kadın çalışanlar getiriyoruz. Projenin ve markanın sonraki aşamasında bu sayı daha da artacak. Turizm her ne kadar bacasız fabrika olsa da gelecek tarımda. 4 mevsim devam eder, pandemi döneminde bile durmaz” diyor.
ADANIN SUYU VE RUHUYLA BÜYÜTTÜ
Adana’da yaşıyorlar ama zeytinliklerinin tamamı Çanakkale Bozcaada’da. İlayda Tanrıver, adalı insanların huzurunu kıskandıklarını, birkaç santim büyüklüğünde, resimlerde bile net çıkmayan küçücük fidanlarını dikmeye başladıklarını paylaşıyor. Adanın suyu, adanın ruhu ile fidanlarını büyüttüklerini, 17 bin küçücük yavrunun yıllar geçtikçe serpilip büyüdüğünü ve meyvelerini vermeye başladığını aktaran İlayda Hanım, şöyle devam ediyor: “Onlara iyi baktık. Çocuklarımıza gereksiz ilaçlar vermedik. Aşılar yapmadık. Sadece soğuk algınlıklarını atsınlar diye kontrollü destekledik. Onaylı uluslararası iyi tarım belgelerimizi aldık. Bizim kullanmadığımız hiçbir şeyi onlara da kullanmadık. ‘Arbequina’ cinsi bodur zeytin fidanları yetiştiriyoruz. Sonraki aşamada yine aynı yerden, Beta Fidan’dan seçtiğimiz başka çeşitleri de eklemeyi planlıyoruz. Tek bahçe. Karışık toplama değil, 17 bin ağaç tek yerde. Her ürün aynı. Zor, meşakkatli. Elle toplanıyor taşlı topraklı alanlarda teker teker ama değiyor. Sonuçta ürünümüz gurur kaynağımız oluyor. Zeytinlerimizi erken, hatta en erken tarihte daha parlak yeşilken hasat ediyoruz. Soğuk sıkım yöntemiyle sıkımını gerçekleştiriyoruz. Erken hasat sızma zeytinyağımızı eylül sonu, ekim başı toplanmış zeytinlerimizden elde ediyoruz. Böylece yağımızı asit ve oksidasyon oranı düşük zeytinlerden üretiyoruz. Ürün ve marka kontrolünü elde tutabilmek için öncelikli olarak yalnızca kendi web sitemizde satışa başladık. Birkaç aydır da ulaştığımız kitleyi genişletmek için çalışıyoruz. Satış bayilerimiz ve dijital mağazalarımız mevcut. Şimdilik sadece yurtiçindeyiz ama önümüzdeki aylarda ihracat için de çalışıyoruz.”
İlayda Tanrıver