Her şey Gizem Çetintürk’ün 2015’te, doğduğu şehre, İzmir’e geri dönmesiyle başlamış. Dokuz Eylül Üniversitesi İktisat Fakültesi’nden mezun olduktan sonra kariyerini pazarlama ve marka yönetimi üzerine yapan, çeşitli gönüllü kuruluşlarda görevler alan Çetintürk, zeytine olan tutkusu ve merakının da etkisiyle atalarından miras bahçeleri yeniden bakıma almış. Artemis Tapınağı, Efes Antik Kenti, Meryem Ana Evi gibi binlerce yıldır birçok medeniyete ve kültüre ev sahipliği yapmış antik toprakların yaklaşık 20 kilometre güneyinde (Söke-Kuşadası arasında) bulunan birkaç bahçeden oluşan zeytinliklerdeki asırlık ‘Memecik’ cinsi ağaçlar, bulundukları dik yamaçlarda gerek Ege’nin eşsiz güneşi ve verimli toprakları, gerek bu güzel bölgenin tarih kokan rüzgar ve yağmurları ile beslenirken, bir taraftan da profesyonel olarak bakımları yapılarak bugünkü verimlerine ulaşmış. Bu süreçte Gizem Hanım, İzmir Ticaret Borsası’nda aldığı tadım uzmanlığı eğitimleri ile zeytine olan tutkusunu daha da derinleştirerek hayallerine yolculuğuna devam etmiş. 2019’da, uzun yıllar bankacılık, işletme ve finans sektörlerinde üst düzey görevlerde çalışmış olan Dokuz Eylül Üniversitesi İktisat mezunu Serdar Yıldız’la ortaklık yaparak birlikte Eliada Gıda Tarım Kozmetik İthalat ve İhracat Sanayi Ticaret Ltd. Şti.’yi kurmuşlar.
ZEYTİN VE ADA’NIN BİRLEŞİMİ
‘Eliada’, Yunanca’da zeytin anlamına gelen ‘Elia’ ile Gizem Çetintürk’ün kızı ‘Ada’dan türetilmiş. Kendisini şöyle tanımlıyor: “Ben kimim? Ben bir zeytin ağacıyım. Dünyanın ilk meyve ağacının torunuyum. Binlerce yıllık bir yaşamın parçasıyım. Yakın geçmişte, tarih kokan Ege’de, asırlık bir ailede dünyaya geldim. Bu güzel verimli topraklarda kök salıp nice aşklara tanık oldum, nice savaşlara meydan okudum. Ege’nin güneşiyle can buldum. Ege’nin güzel denizinin kokusunu taşıyan rüzgarlarıyla nefes aldım, yağmurlarıyla beslendim. Tarih boyunca doğamdan gelen mucizemi insanlığa cömertçe sunmama rağmen, bugüne kadar bir adım yoktu benim. Şimdi ise bilgi, deneyim, sevgi ve tutkuyla bana dokunan eller sayesinde, doğamdan gelen meyve suyumu sizlere sunuyorum. Sofralarınıza ‘kendi adımla’ eşlik ediyor, konuk oluyorum. Benim adım, Eliada…”
İLK YILLARINDA ABD’DEN GÜMÜŞ
İki ortak, daha ilk yıllarında, ilk ürünleri ‘Eliada Premium’ ile dünyanın en saygın uluslararası sızma zeytinyağı yarışmalarından NYIOOC 2020’de gümüş madalyaya layık görülmenin mutluluğunu yaşıyorlar. “Tarih boyunca doğanın insana sunmuş olduğu bu müthiş mucizeyi Eliada’nın sanatsal dokunuşuyla birleştirmek istiyoruz. Böylece hem sağlıklı yaşamı, hem de Ege’ye özgü yaşam biçimini gelecek nesillere taşıyacağımıza inanıyoruz. Ege’nin en değerli zeytin tanelerini kendi ellerimizle tek tek topluyor ve sıkıyoruz. Kendine has kokusunu ve aromalarını, sağlık için yararlı olan vitaminler ve fenolik bileşenlerle birlikte en üst düzeyde koruyoruz. Ürünlerimizin analizlerini akredite olmuş yetkili laboratuvarlarda gerçekleştiriyoruz. Akabinde uzmanlara tadımlarını yaptırıp kategorilere ayırıyoruz. Mucizemizin en uygun yöntemlerle üretildiğinden ve taşıdığı değerlerin kaybolmadığından emin olduktan sonra da doğallığını koruması için özel olarak tasarlanan ambalajlarında tüketicilerimizin beğenisine sunuyoruz” diyorlar.
BU OYUNDA BİZ DE VARIZ MESAJI
Elida’nın hedefini, “Sağlıklı kuşaklar için doğru ve kaliteli beslenme alışkanlıklarının yerleşmesine katkı sağlayan, uluslararası arenada ülkemiz ve Ege zeytinyağının kalitesi ve güvenirliği ile hak ettiği yeri kazanmasına destek veren, doğal ve sağlıklı yaşamın sürdürülebilirliğinde aktif rol oynayan, değerlerinden ödün vermeden tüketicilerin güvenle aradığı bir marka olmak” şeklinde özetleyen Gizem Çetintürk ve Serdar Yıldız, ekliyor: “Eliada’nın her bir damlası, doğal olarak sanat yapıtı. Onunla tanışan herkesin temel mutluluk kaynağı. Sofraların vazgeçilmezi ve doğası gereği sağlığın sırrı. Dolayısıyla iç-dış piyasa ayırt etmeden yolumuza devam ediyoruz. Uluslararası arenada gösterdikleri başarılarla tüm dünyaya, ‘Bu oyunda biz de varız, güçlüyüz ve kaliteliyiz’ mesajı veren tüm üreticilerimize teşekkür ediyoruz.”