Cumhuriyet Bulvarı No: 82 Erboy 2 İş Merkezi

FİRMA: Hisarlık Tepesi
MARKA: Hisarlık Tepesi
BÖLGE: Çanakkale, Tevfikiye, Kalafat

Kokusunda da tadında da Kazdağları, Çanakkale Boğazı ve Ege Denizi var

Canan Özkal, dört nesildir üreten bir aileden gelince yerel ve doğal ürünlere her zaman kolay erişmiş. Ancak pandemiyle beraber etrafındaki insanların bu kadar şanslı olmadıklarını görmüş. Diğer tarafta üretmenin zorluğunu, onu aracılarla son tüketiciye ulaştırırken çiftçinin ne kadar zor kazandığına da şahit olmuş. Meslek olarak da yıllardır online alışveriş üzerine çalışınca bütün parçalar birleşmiş ve ortaya ‘Hisarlık Tepesi’ çıkmış.

Canan Özkal, dört nesildir çiftçilik yapan bir aileden geliyor. Dedeleri Bulgaristan göçmeni. 1’inci Dünya Savaşı sonrası mübadelede Çanakkale’nin Tevfikiye köyüne, o zamanın ismiyle Hisarlık’a yerleşmişler ve çiftçilik yapmaya başlamışlar. Çocukluğundan kalan hatıralarda bu topraklarda pamuk yetiştirildiği, üzüm bağlarının olduğu, ağustos geldiğinde TIR’lara domates kasalarının doldurulduğu var. Sonra, eğitim ve çalışma hayatı derken uzun yıllar buralardan ayrı kalmış. Yaklaşık 20 yıla yakın İstanbul’da e-ticaret ve pazarlama üzerine çeşitli pozisyonlarda çalışmış. Ama Çanakkale o kadar güzel, bu topraklar öyle bereketlidir ki, içinize bir girdi mi hep aklınıza düşer. O da geçtiğimiz yıl doğduğu büyüdüğü bu topraklara dönmüş. Dönerken de bana ‘Hisarlık Tepesi’nin hayali eşlik etmiş.
ÜZÜM BAĞLARININ YERİNE ZEYTİNLİK
“Benim çocukluk ve ilk gençlik yıllarımda şimdi zeytinliğin olduğu arazide üzüm bağı bulunuyordu. Bağ bozum zamanları o yıllardan kalan güzel hatıralar oldu hep. Yılda 30 bin tonun üzerinde şaraplık üzüm üretiminin yapıldığı bölgemizde üretimin yüzde 70’i Tekel’in fabrikasında işleniyordu. 1962 yılında kurulup 2003’te özelleştirilen fabrikanın 2007 yılında kapanmasıyla bölgedeki tüm bağlar söküldü. Biz de o dönemde sökülen bağların yerine zeytin ağaçları diktik. Dedemin vefatıyla da zeytinlikteki üretimi dayım Ali Özdemir devam ettirdi. Benim yolculuğum ise 2020 sonunda Çanakkale’ye geri dönmemle başladı. Yaklaşık 20 yıllık İstanbul’da kurumsal hayat sonrası satış ve pazarlama süreçlerine dahil oldum” diyor.
E-TİCARETTEKİ TECRÜBELERİNİ KATTI
Ailenin zeytinliği Kuzey Ege’nin incisi Çanakkale’de. Tevfikiye ve Kalafat olmak üzere birbirine çok yakın iki bölgede. Çanakkale merkeze 25, Troya antik kentine ise 2 kilometre uzaklıkta. Toplam 25 dönüm. Ağaçlar yağlık ‘Ayvalık’ ve sofralık ‘Gemlik’ olmak üzere iki çeşit. Yıllara göre miktarı değişse de 5 ton civarında bir üretimleri bulunuyor. Canan Hanım’ın uzun yıllar e-ticaret sektöründe çalışması nedeniyle ürünlerini internet üzerinden satıyorlar. Markalarını anlatmak için üreticiden tüketiciye aracısız satış yapmanın çok önemli olduğunu düşünüyorlar. Bunun için instagram sayfalarında aktif olarak her şeyi tüketicilerle paylaşıyorlar. Instagram sayfaları ve satış sitelerinin yanında N11, Good4Trust gibi açık pazar yerlerinde de varlar. Son tüketiciyle birebir buluşup etkileşim yaratmak için bazen tadım günleri de düzenliyorlar.
SOS, TARHANA, ERİŞTE, MANTI DA VAR
Canan Özkal, “Şu anda sadece ‘Hisarlık Tepesi’ markasıyla satış yapıyoruz. ‘Hisarlık’ Tepesi aslında sadece zeytin ve zeytinyağı için oluşturduğumuz bir marka değil. Kendi arazimizde ilaçsız tarımla yetiştirdiğimiz domates, patlıcan, kapya biberlerle hazırladığımız soslarımızı, diğer ürünlerimizi de bu marka çatısı altında topladık. Daha önce de söylediğim gibi dört kuşaktır tarımsal üretim yapıyoruz. Aile içinde pek çok farklı ürünün de üretimi gerçekleştiriliyor. Bütün bu ürünleri ‘Hisarlık Tepesi’ altında topladık. Çünkü ‘Hisarlık Tepesi’ hem bu verimli toprakların, hem de tarihin izlerini taşıyor. İsim ve logo en az zorlandığımız konulardan biri oldu. Üniversitede pazarlama ve iletişim okudum, uzun yıllar kurumsal hayatta dijital platformlarda pazarlama ve marka oluşturma üzerine çalıştım. O nedenle yola çıkarken markamızın hangi öğeleri içermesi gerektiği konusunda çok nettik. Pek çok ürün için bu saptama doğrudur ancak özellikle zeytin-zeytinyağı dediğimizde bulunduğu bölge ve iklim özellikleri ön plana çıkıyor. O nedenle marka ismimizin de ilk çağrışımının bölge coğrafyası olmasını istedik” bilgisini paylaşıyor.
YEMEĞİNDEKİ YAĞI MASASINDA DA GÖRSÜN
Butik üretim yapıyorlar ve kapasiteleri şu an için çok yüksek değil. O nedenle planlamalarında henüz ihracat yok. Öncelikli hedefleri marka bilinirliğine yatırım yapmak. Hisarlık Tepesi’ni tüketiciyle sadece satış noktalarında değil, restoranlarda da marka ismiyle buluşturabilmek. Bunun için öncelikle Çanakkale’deki restoranlarla işe başlamışlar. Yavaş yavaş diğer illere de yayılmayı planlıyorlar. Canan Hanım, “Tüketicinin, yemeğinde kullanılan zeytinyağını masasında da adıyla görmeli diye düşünüyoruz. Zeytincilik için ihracat çok önemli konulardan biri. Ancak markalaşma olmadan ürün hak ettiği değere ulaşamıyor” diye konuşuyor.

HİSARLIK TEPESİ’NİN MANİFESTOSU: GELECEK GELENEKTE
Hisarlık Tepesi’ni kurarken ilk yaptıkları şeylerden biri de kendi manifestolarını hazırlamak olmuş. Canan Özkal, o süreci de şöyle anlatıyor: “Bu manifestoyla yola çıkarken amacımız ve hedefimizi sık sık hem kendimize, hem de Hisarlık Tepesi ile yolu kesişen herkese hatırlatıyoruz. Biz Hisarlık Tepesi’nde temiz ve yerel gıdaya saygı duymayı, onu geleneksel yöntemlerle gerçek bir bağ kurarak, katkısız, koruyucusuz üretmeyi, yerel üreticilerimize değer katan hikayeler yaratmayı, ürünlerimizi aracısız olarak minimum tedarik zincirinde tüketiciye ulaştırmayı, kırsal kalkınmaya, yerel üreticilere ve tarımdaki kadın üreticilere destek olmayı hedefliyoruz. Hisarlık Tepesi’nde başta kendi üretimimiz olan ürünlerin yanında akraba çiftlikleri ve ailedeki üreticilerin ürünlerine de yer veriyoruz. Kendimizi küçük aile çiftçisi olarak tanımlıyoruz. Aynı zamanda kaz, hindi ve ördek yetiştiriciliği de yapıyoruz. Bunun yanında kendi üretimiz olmayan ürünler ise yakın akraba üreticilerimizden. Zeytinleri dayım yetiştirirken, ballarımız halamdan, kuru fasulyeler ise kuzenimin üretimi. ‘Dört kuşaktır çiftçilik yapan bir aileden geliyorum’ demiştim, onun için ailede üretici de çok. Hisarlık Tepesi’nde satışta bulunan tüm ürünlerin hikayesi, kimin nasıl yetiştirdiğini, yetiştirilme koşullarını çok iyi biliyoruz. Çiftlikteki hayvanlarımızı ise kendi yetiştirdiğimiz arpa, mısır ve buğdayla açık alanda geleneksel yöntemlerle besliyoruz. Hisarlık Tepesi’nde tüm ürünlerin en temel özelliği katkısız, koruyucusuz ve ilaçsız olmaları, yerel ve geleneksel yöntemlerle üretilmeleri. 30 dönümlük arazimizin bir bölümünde hayvanlarımızı yetiştiriyoruz, diğer bölümünde ise ürünlerimizi üretirken kullanacağımız meyve-sebzeyi. ‘Gelecek gelenekte’ diye bir söz var, biz buna çok inanıyoruz. Onun için de hem üretirken, hem de çiftliğimizde hayvanlarımızı beslerken hep geleneksel yöntemleri kullanıyoruz. Tüm soslarımız, tarhanalarımız, eriştelerimiz, mantılarımız el yapımı ve anneannelerimizden öğrendiğimiz geleneksel yöntemlerle üretiliyor. Biz Hisarlık Tepesi’nde başta Hisarlık ve çevresi olmak üzere sadece Çanakkale’nin ürünlerini satmayı hedefliyoruz. Kırsal kalkınma ve kadın üreticilere destek olmak en önem verdiğimiz konulardan. Onlarla birlikte geçmişten geleceğe yeni reçeteler hazırlamak istiyoruz. Uzun vadede hayalimiz ise Hisarlık Tepesi’ni köyde yaşayan kadınların modern mutfak teknikleri konusunda eğitim alıp ‘farm to table’ konseptiyle hizmet verecek, gelenekselle modernin harmanlandığı yerel ve ekolojik ürünlerin yanında mutfak-restoran deneyimi de sunar hale getirmek.”


Canan Özkal, “Zeytinyağımız damakta Ayvalık çeşidine özgü duyusal özelliklerinin yanında Kuzey Ege Denizi’nin de etkisiyle düşük, orta şiddette hafif acımsılık ve olgunluk seviyesine göre değişen bir yakıcılık bırakıyor” diyor.