FİRMA: İbrahim Ünal
MARKA: Gevendede
BÖLGE: Çanakkale, Ezine, Geyikli, Gökçebayır
Sofranıza gelen sadece bir zeytin danesi ya da bir damla altın sarısı değil; bir Ege kültürü, köklü bir tarih
Mehmet Ağa, Zamanının çok ötesinde bir girişimcilik örneği göstererek, 1928’de İtalya’dan sipariş ettiği makinelerle köyün ilk tesisini kurmuş. Oğlu ve torunu da onun açtığı yoldan ilerlemiş. Sonrasında aile bireyleri arasında yaşanan anlaşmazlık nedeniyle 60 yıllık maceraya bir süre ara verilmiş. Ama dördüncü nesilden İbrahim Ünal, geçmişin çağrısına karşı koyamayarak ‘Gevendede’ye can vermiş.
Gevendede’nin öyküsü 1872 yılında Mehmet (Ünal) Ağa’nın doğumu ile Çanakkale’nin Ezine ilçesine bağlı Geyikli’nin Bergaz (Gökçebayır) köyünde başlamış. Mehmet Ağa, eski usullerle yağ çıkarılan ve çok büyük kısmı da çiğ olarak satılan zeytinin yörede işlenmesi gerektiğini görüp, 1928’de köyün ilk zeytinyağı fabrikasının kurulumu için girişimlere başlamış. Zamanının çok ötesinde bir girişimcilik örneği göstererek İtalya’dan sipariş ettiği makine ve ekipmanları, özel tekerlek yaptırdığı kağnılar ve askeri top arabalarıyla büyük uğraşlar sonucu köye ulaştırmayı başarmış. Gerek yurtiçi, gerek yurtdışından usta ve mühendisler getirterek tesisi 3 yıl içinde hizmete sunmuş. Köyde zeytinin işlenme ve yağ olarak saklanma imkanı doğunca yörede zeytincilik faaliyetleri hız kazanıp ekonomik bir değer haline dönüşmüş. Açık ve bozuk araziler hızla ağaçlandırılarak yeni zeytinlikler tesis edilmiş.
60 YIL SONRA BİR VİRGÜL KOYDULAR
Mehmet Ağa’nın vefatı sonrası bayrağı oğlu İbrahim Ünal devralmış. O da babasının izinden gidip 1976’ta bir zeytinyağı fabrikası da Geyikli’de kurmuş. Onun oğlu İsmail Ünal, bu tesisin kurulumunda önemli rol oynamış. 1990’lı yıllarda ülke genelinde baş gösteren mali sıkıntılar ve enflasyonist ortam küçük ve orta çaplı işletmeleri zorlamaya başlamış. O dönemde günlük 10-15 kişiyle çalışan fabrikalar, zeytinyağı fiyatlarının da düşmesiyle darboğaza sürüklenmiş. Modern sistem kontinü fabrikaya geçiş konusunda aile bireyleri arasında anlaşmazlık çıkınca 60 yıllık tesis işletmeciliği macerasına bir virgül konmuş. Dördüncü kuşağın tamamı zeytini ek iş olarak görmüş ve her biri çeşitli kamu kurumlarında hizmete başlamış.
GEÇMİŞİN ÇAĞRISINA KARŞI KOYAMADI
Yeni nesilden, dedesiyle aynı ismi taşıyan İbrahim Ünal da 6 yıl boyunca bir kamu bankasında KOBİ portföy yöneticisi olarak görev yaptıktan sonra, geçmişinin çağrısına daha fazla karşı koyamayarak 2014’te yeni bir yola çıkma kararı almış. Gerekli yasal prosedürler ve altyapı hazırlıklarını tamamladıktan sonra 2017 yılında ‘dört nesil bir ağaç’ sloganıyla Gevendede’yi kurmuş. Firmanın kuruluş aşamasında hep yanında olan ve desteğini hiç esirgemeyen eşi Hatice Türkan Ünal bu yeni yolcuğun en önemli aktörleri arasında yer almış. Bununla birlikte hayaldaşı, kuzeni Gürhan Ünal da geceler boyu süren uzun telefon görüşmeleriyle bu maceraya ortak olmuş.
MARKA ASLINDA GEÇMİŞİN TA KAENDİSİ
İbrahim Bey’in yörenin farklı noktalarında -Gökçebayır (Bergaz), Geyikli, Mecidiyeköy (Aktepe), Yeni İskele- 100 dönüm zeytinliği var. Ki, aile zeytinliklerinin toplamı 600 dönüm. Zeytin ağaçlarının tamamı ‘Edremit’ cinsi ve 100 yaş üzeri. Yıllık kapasite 5-8 ton sofralık zeytin, 8-10 ton zeytinyağı. Sıkımı, Geyikli’de bulunan ve asıl mesleği öğretim üyeliği olan bir dostunun fabrikasında aynı gün içinde soğuk ve normal proses olarak gerçekleştiriyor. Bu konuda Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ferhan Savran’dan destek alıyor. Ürünleri gerek Geyikli’deki satış ofisi, gerekse www.gevendede.com.tr adresinden tüketiciyle buluşturuyor. Bu arada Instagram’da da @gevendedezeytin ile içerik üretiyor. İbrahim Ünal, “Tek markamız var. Ve bu marka aslında geçmişimizin ta kendisi. ‘Gevendede’, köyümüz Gökçebayır’ın (Bergaz) kurulduğu ilk mevkinin ismi. Logonun vücut bulmasında kardeşim Hasan Ayyıldız’in katkıları unutulmaz” diyor.
ALIRKEN VE TÜKETİRKEN DİKKAT!
İbrahim Ünal, tüketicilere ise şöyle sesleniyor: “Aynı yıl ve aynı tarlanın zeytinleri bile farklı lezzetlerde karşınıza çıkabilir. Çünkü zeytinin toplanması uzun bir süreçtir. Bu süreçte zeytin sürekli gelişmeye devam eder. Fabrikasyon bir mamul olmadığı için farklı lezzetlerle karşınıza çıkması doğaldır. Zeytinyağında sosyal medya üzerinden (özellikle Instagram’da) inanılmaz düşük fiyatlara satışlar görüyoruz. Kuzey Ege zeytinyağının bu yıl TARİŞ tarafından toptan alım fiyatı dahi 28 lira iken 5 litre zeytinyağını 125 liraya kargo bedava şeklinde satan birçok doğal ürüncü ya da şarküteri var. ‘En iyi zeytinyağı en pahalı olanıdır’ gibi bir yaklaşım değil elbette söylediğim. Ancak yukarıda söylediğim bazı gerçekleri de görmezden gelemeyiz. Zeytinyağında tağşiş (karışım) en büyük problem ve laboratuvar testlerinde ancak anlaşılabilir. Yağın donuyor olması tek başına hiçbir anlam ifade etmez. Yağın kokusu (taze çimen) ve ağızda bıraktığı tadı (taze zeytin meyvesi acılığı) ana kriterlerdir. Bu sebepten satın alınacak yağın güvenilir marka ya da ailelerden temini önemlidir. Son olarak; zeytinin hem hasatı, hem de bakımı çok meşakkatli ve maliyetlidir. Senelerdir bıkmadan usanmadan tüm bu maliyetlere rağmen başa baş noktalarında kazançlarla işlerine dört elle sarılan zeytincilerimize emekleri için teşekkür ediyorum.”
İsmail Ünal, İbrahim Ünal
Mehmet (Ünal) Ağa
Tuğberk-İsmail-Egemen-İbrahim Ünal