Cumhuriyet Bulvarı No: 82 Erboy 2 İş Merkezi

Hakkı Kanık işletme okudu, 2016’ya kadar çeşitli sektörlerde çalıştı. Sonra radikal bir kararla memleketi Bergama’ya dönüp zeytincilik başta olmak üzere tarımla uğraşmaya başladı. Geyiklidağ’ın eteğindeki bahçelerinden elde ettiği zeytinyağının dökme olarak satılıp karışıma gitmesine razı gelmeyip aynı isimle markalaştı.

 

Hacettepe İşletme mezunu Hakkı Kanık, İstanbul’da yapı malzemeleri sektöründe beyaz yaka olarak iş hayatına atılmış. Daha sonra İzmir’de tekstil girişimi olmuş. 2008 krizinde yaşanan daralmadan dolayı sektörden çıkmış. Ardından, cazip bir teklif üzerine İstanbul’da açık hava reklamcılığına geçiş yapmış. 2016’da radikal bir kararla memleketi Bergama’ya dönüp zeytincilik başta olmak üzere tarımla uğraşmaya başlamış. Zeytin ve zeytinyağına ilgisi her zaman varmış ama o güne kadar çok fazla ilgilenme fırsatı yokmuş. 2016’da çalışanlarla beraber aileden tek başına yaptığı ilk hasat, bu ağaca ve meyvesine karşı özel bir bağ kurmasını sağlamış. Zeytin ağacının kutsallığını anlamış, bereketini yaşamış, doğayla bir olmayı görmüş. Ve zeytincilik tamamıyla yaşamının bir parçası olmuş.

 

 

KARIŞIMA GİTMESİNE RAZI GELMEDİ

 

“Rahmetli dedem Mustafa Kanık, 1950’de, şu an popülasyonumuzda en genç olan zeytin ağaçlarımızın fidanlarını dikmiş. Zeytinliği tesis ettikten 5 yıl sonra da vefat etmiş. Babam ve amcam zeytin fidanlarını çocuk yaşlarında çok kere kuyudan su çekip sulamışlar, yetiştirmişler. Hep anlatırlar. Bu bahçeden toplanan zeytin ve çıkan yağın kalite özellikleri ve nefaseti gerçekten de çok iyi. Mübadelede Rumlardan kalan zeytin ağaçlarının oluşturduğu bahçelerimiz de mevcut. Onların yağ kaliteleri de çok çok iyi. Büyüklerimiz senelerce evimizin ve yakın çevremizin ihtiyacı kadar zeytin ve zeytinyağını depomuza getirir, kalan yağı dökme olarak  Tariş veya tüccara satarlardı. Bu kadar iyi zeytinyağının karışıma gitmesine gönlüm elvermedi. Son iki yıldır tüm görevi üzerime aldım” diyor.

 

TİTİZLİĞİNİ BU İŞE DE YANSITTI

 

Hakkı Bey ilk olarak zeytinliklerin verimini artırmaya yönelik bakım çalışmaları gerçekleştirmiş. 2018 itibariyle organik tarım sertifika sürecini başlatmış. Hasat, bakım ve depolamaya yönelik ekipman yatırımları yapmış (hala da yapıyor). İş sürecinde titiz bir insan olarak bu özelliğini öncelikle hasat sürecine yansıtmış. Öğretmen olan eşi Dilek Kanık’ın da desteğiyle, kendisini, “Zeytinyağını en kaliteli nasıl elde edebilirim?” sorusunun cevabını yerine getirmeye adamış.

“Zeytinliklerimiz Kuzey Ege’de, Bergama-Dikili arasında Geyiklidağ eteklerinde yer alıyor. 4 bahçede toplam 92 dönüm. En genci 65-70 yaşında bin 500 civarı yaşlı zeytin ağacımız var. Tamamı Ayvalık yağlık. Yenice ve Sağancı köyleri zeytinyağı kalitesi yönünden çok özel bir bölge. Hem Bergama Ovası’ndan gelen poyraz rüzgarlarına, hem de Dikili Körfezi’nin deniz havasına maruz kalıyor. Geyiklidağ’da doğal yetişen yaban kekiği bu yöre zeytinyağının nefasetinde baskın rol oynuyor. Yıllık kapasitemiz 10-12 ton civarında” bilgisini paylaşıyor.

 

ÖNCELİK MARKAYI ÖN PLANA ÇIKARMAK

 

Tescili alınmış tek markaları var, “Geyiklidağ.” Arazilerinin bulunduğu ve ürünlerinin kalitesine güçlü etki yapan dağdan esinlenmişler. Logoyu oluştururken de zeytine ve zeytin ağacına olan güçlü bağlarını göstermek istemişler. Hedefleri ise şöyle: Önümüzdeki süreçte zeytin ve zeytinyağı kapasitelerini artırmak. Bunun için öncelikle boş olan arazilerine yeni fidanlar dikmek. Sonrasında bahçeler kiralamak. Organik bölgede yer alan zeytin bahçelerine yenilerini eklemek. Markayı ön plana çıkarmak. Kaliteden ve organik üretimden ödün vermeden kapasitelerinin yeteceği kadar insana güven içinde sağlıklı ve lezzetli zeytin ve zeytinyağı tükettirmek. Kalitelerini ulusal ve uluslararası platformda tescilletmek. İlerleyen zamanda da ihracat yapmak.

 

 

Hakkı Kanık, son olarak ise şunları söylüyor: “Bu dünyada unvanlar, kazançlar geçici. Ama arkanızda bıraktığınız iyi şeyler ise hep baki. Nurlar içinde uyusun ki, dedemiz zamanında zeytinleri o günlerin zorlu koşullarında ekmiş, bizler ve şimdiye kadar buradan farklı şekilde fayda görenler için bereket olmuş. Üzerine koymak ve gelecek neslimize bu bereketi aktarmak bizlerin görevi diye düşünüyorum. Türkiye’de son yıllarda butik zeytin ve zeytinyağı üretimi konusunda önemli gelişmeler oluyor. İyi eğitimli, ‘beyaz yaka’ tabir ettiğimiz çalışan bir kesimin tarıma giriş yapmasıyla bilinçli ve kaliteli üretim arttı. Üniversite hocalarımızın da emekleri çok. Dünya zeytinyağının önemi kavramaya başladı. Bizim görevimiz de en iyileri en sağlıklı şekilde üretmek ve maddi fırsatçılık yapmadan güven içinde tüketiciyle buluşturmak. Bunun için emek harcıyor, kendimizi anlatmaya çalışıyoruz.”