FİRMA: Green Amour Zeytin ve Gıda ürünleri
MARKA: Green Amour
BÖLGE: Manisa, Salihli, Poyrazdamları
Yeşili doğadan, lezzeti aşktan
Özdoğan ailesi, hissettiklerimizi yediklerimize, yediklerimizi ise doğaya borçlu olduğumuzu biliyor. Bu yüzden doğal tarım yaparak yetiştirdikleri zeytinleri, içindeki iyilik ve şifa ile ‘Green Amour’ markası altında şişelemişler. Böylece damaklara lezzeti, bedene ise zindeliği sunmayı dilemişler.
Efsaneye göre zeytin ağacı, bolluk ve bereket tanrıçası Athena tarafından insanlığa hediye edilmiş. Antik çağdan beri sıvı altın olarak adlandırılan zeytin; bereketin, barışın, bilgeliğin ve kutsallığın sembolü olmuş. Ayrıca zeytinin tüm dinlerin kutsal kitaplarında geçmesi, insanoğluna sunduğu şifayı ve bedeninde yarattığı mucizeyi manevi olarak da kanıtlamış. Yeşile ve doğaya aşık Suhbel-Yurdakul Özdoğan çifti de doğanın sunduğu bu mirası korumak ve binlerce yıl yaşayabilen zeytin ağaçlarının şifalı lezzetini en doğal haliyle sofralara taşımak istemişler.
KURUMSAL HAYATTAN TARLAYA
Yurdakul Bey, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni bitirdikten sonra müfettiş olarak bankacılığa başlamış. 33 yıl çok yoğun ve başarılı geçen bankacılık hayatının son 10 senesinde hep tarımla uğraşma hayali kurmuş. Suhbel Hanım da 20 yıldır kurumsal hayatta aktif şekilde rol almasına rağmen onun da en büyük motivasyonu kendi bahçelerinin, topraklarının, ağaçlarının olmasıymış. Karı-koca yıllarca, “Yeşile ve toprağa olan tutkumuzu en doğru şekilde hayata geçirmek için neler yapabiliriz, nerede yapabiliriz?” diye çok detaylı olarak düşünmüşler. Şehirde yaşamanın zorluğu, yeşil alanların her geçen gün azalması, doğal yaşamdan uzaklaşma, kullanılan tarım ilaçlarının doğaya ve insana zararları, çocuklarını nasıl bir geleceğin beklediği tüm anne-babalar gibi onları da kaygılandırmış.
DANIŞTILAR, ÖĞRENDİLER
Uzun süre profesyonel hayatta çalışmanın getirdiği detaycılık ve bankacılığın verdiği risk yönetimi ile ilgili çekincelerinden dolayı çok hızlı karar verememişler. Ancak Kasım 2019’da Yurdakul Özdoğan’ın kurumsal hayatı bırakıp emekli olmasıyla birlikte işin başında durma imkanı arttığı için hem daha çok cesaretlenmişler, hem de hayallerini daha fazla ertelemek istememişler. Ve, çok hızlı bir şekilde Temmuz 2020’de şu anda sahip oldukları bahçeyi satın almışlar. Manisa Salihli’ye bağlı Poyrazdamları’ndaki 400 dönümlük araziyi alma sürecinde, alanında çok iyi olan ziraat mühendislerinden danışmanlık alıp en doğru tercihi yapmaya çalışmışlar. Sonraki dönemde de hem bahçenin bakımında, hem zeytinyağlarını üretirken yine çok başarılı ve tecrübeli kişilerle çalışıp onların bilgi ve deneyimlerinden faydalanmışlar.
“Binlerce yıl yaşayabilen, faydaları saymakla bitmeyen, tüketimi her geçen gün artan, bereketin, barışın, bilgeliğin ve kutsallığın sembolü zeytine yatırım yaptığımız için çok mutluyuz. Tecrübeli bir ekiple yola çıkmanın attığımız en akıllıca adım olduğunu düşünüyor ve kısa sürede kat ettiğimiz yoldan mutluluk duyuyoruz. Zeytincilikle ilgili yurtiçi ve yurtdışındaki tüm gelişmeleri yakından takip ediyor, sürekli okuyor, araştırıyor, sorguluyoruz. Yolumuzun kesiştiği herkesin bizim için şans olduğunu düşünüyor, hepsine katkıları için çok teşekkür ediyoruz” diyorlar.
DOĞAYA SAYGI DUYUYORLAR
Ailenin zeytinleri ‘Gemlik’ cinsi. Yeni ektikleriyle kısa sürede 15 bin ağaca ulaşmayı hedefliyorlar. Arazinin hafif eğimli olması, yazın rüzgar alması ve göle yakın konumu kısa sürede iyi sonuçlar almalarını sağlamış. Bu arada, doğaya saygılı ve yarınlara sorumlu bakış açısıyla tüm üretim süreçlerinde teknolojik ve dijital tarım uygulamalarını doğal tarımla buluşturmaları da sürdürülebilir başarı yolunda avantaj yaratmış. Gıda mühendisi ve Türkiye’nin en iyi zeytinyağı tadım uzmanlarından Birsen Can Pehlivan’ın yönlendirmeleri sayesinde zeytinyağlarının en sağlıklı ve lezzetli olacak şekilde sofralarda yer alabilmesi için doğru sıkım, filtreleme, ambalaj, saklama koşullarını kusursuzca uygulamışlar. 2021’de ürünlerinin tamamı organik olarak piyasada olacağı için çok mutlular. Zira, insana ve doğaya duydukları saygıyla ekolojik dengeyi korumayı ve kimyasal kirlilikle zehirli kalıntı oluşturmadan üretim yapmayı önemsiyorlar. Dünyanın en sağlıklı ürünlerinden zeytinyağının lezzetini sofralara en doğal haliyle taşımak istiyorlar. “Bu yıl tüm konsantrasyonumuzu zeytinyağına verdik ama önümüzdeki sene sofralık zeytin, zeytinyağı sabunu, zeytin yaprağı gibi ürünlerde çeşitlerimizi artırmayı hedefliyoruz” diye de ekliyorlar.
TELAFFUZU VE AKILDA KALMASI KOLAY
Uzun yıllardır kurumsal hayatta edindikleri tecrübe, etik değerler ve her zaman en iyisini başarma arzusuyla yola çıkan Özdoğan çifti, markalarının ismini belirlerken onlarca kişiden yüzlerce fikir almışlar. Arkadaşlarının yorum ve katkılarıyla yeşile olan aşklarını en iyi ifade eden ‘Green Amour’da karar kılmışlar. Bu tercihi, “Globalleşen dünyada hedeflerimiz arasında ihracat yapmak da olduğundan tüm dillerde kolayca telaffuz edilebilen, akıllarda kolay kalan bir isim seçmek istedik. Logomuzu belirlerken aynı zamanda vizyonumuz olan akıllı, modern ve yenilikçi tarım uygulamalarına ithafen daha modern, bize özel bir zeytin ağacı tasarladık” sözleriyle özetliyorlar.
İLK BAŞVURU TAMAM
Aldıkları başarılı analiz sonuçları ve lezzetle ilgili güzel geri bildirimler ışığında ulusal ve uluslararası yarışmalara girmeye karar veren Özdoğan ailesi, ilk başvurularını da yapmış. “Ama bizler için yarışmada ödül almaktan ziyade ismimizi koyduğumuz işimizde dürüst ve güvenilir bir satıcı olarak tüketiciye kaliteli, güvenilir ürünler sunmak, faydası saymakla bitmeyen zeytinyağının tüketimini artırmak için insanları bilinçlendirmek, bulunduğumuz ilçede istihdam ve katma değer yaratmak, markamızla ülkemizi yurtdışında başarıyla temsil etmek gibi çok daha büyük hedefler motive ediyor” diyorlar.
Suhbel-Yurdakul Özdoğan, yeşile ve zeytine olan tutkularıyla çıktıkları yolculuklarına bugün 15 bin zeytin ağacının 400 dönüm toprağa kök salmasıyla devam ediyorlar.