Cumhuriyet Bulvarı No: 82 Erboy 2 İş Merkezi

Öykümüzün kahramanı Gökhan Aydın, ABD Atlanta’daki Herzing Collage’de bilgisayar bilgi sistemleri eğitimi almış. 1989-1993’te Antalya Kemer’de turizm sektöründe çalışmış. 1993-2008’de uluslararası bir firmanın Avrupa-Ortadoğu-Afrika Koordinatörlüğü’nü yapmış. 2008-2009’da 500 yıllık geçmişe sahip bir Avrupa firmasının Türkiye organizasyonunu üstlenmiş. Sonrasında bir e-ticaret firması kurmuş ve 3 yılın sonunda bir Arap fonuna satmış. 2017’de zeytin ve zeytinyağı işine girmiş. Son 1 senedir de zeytinliklerinin olduğu bölgede ufak bir butik otel işletmeye başlamış.

ZEYTİNLİĞİ GÖRMEDEN ALMIŞ

Gökhan Bey sektöre atılış öyküsünü, “3 yıl önce babamın bir arkadaşından Çanakkale Eceabat’ın Alçıtepe köyündeki zeytinliğini satışa çıkardığını öğrendim. Coğrafyaya olan düşkünlüğümden dolayı araziyi görmeden aldım. Gençlik yıllarımda babamın görevi vesilesiyle Çanakkale’de bulunmuş ve çok güzel anılar biriktirmiştim. Bölgenin, Türkiye ve dünya tarihindeki önemi, tarihe amatör seviyede ilgisi olan beni ayrıca cezbetti. Hemen peşinden bir zeytinlik daha aldım” sözleriyle özetliyor.

Zeytin ve zeytin yetiştirme hakkında hiçbir bilgisi olmadığından ilk başta köylülerden bilgi almaya çalışmış. Ancak aldığı hiçbir bilgi onu tatmin etmemiş. Kişisel olarak hiçbir zaman kimyevi bir şey kullanmak ve kimyevi işlem uygulanmış bir ürünü satmak mantığında olmadığından işe ağaçlardan ziyade toprak nasıl diye bakmakla başlamış. Tarlaların farklı yerlerinden numuneler alıp tahlile yollamış. Hiçbir şey anlamadığı 3 sayfa rapor gelmiş. Bakmış olacak gibi değil, arayıp anlayacağı şekilde izah etmelerini istemiş. Sonuçta, yıllar boyunca kimyevi gübre kullanmaktan toprakta hiçbir yaşamın olmadığını, tüm habitatın bittiğini, yeniden can vermek için en doğrusunun küçükbaş hayvan gübresi olduğunu öğrenmiş.

KEÇİ GÜBRESİ MUCİZESİ

Hemen köyden keçi gübresi bulmuş. İlk yıl toplamda 52 dönüm arazi için 30 ton kadar keçi gübresi atmış. Burada özellikle belirtmek istediği bir detay var Gökhan Aydın’ın… “Ben Karadenizliyim. Bizim oralarda nerede bir yeşillik görseniz ve eşeleseniz illa topraktan bir solucan, böcek, bir şey çıkar. Yakındaki kuş, martı vs. de hemen neyse nasibini almaya gelir. Biz 52 dönüm tarla sürdük, tarlaya bir tane bile kuş, martı konmadı. Çünkü biz ne kadar karıştırsak da toprakta hayat olmadığı için kuşun, martının yiyeceği bir şey yoktu. Toprağı doğal gübre ile besledikten sonra sıra ağaçlara geldi. Yine aynı şekilde yıllarca bakımsız kalmış ağaçlardan verim almak mümkün olmayacağı için hepsini tek tek elden geçirdim, budadım ve gerekiyorsa aşı yaptım. Ve nihayet 3’üncü senemizde ilk defa toprağı sürerken traktörün arkasında kuşları, martıları topraktan çıkan solucan ve böcekleri yerken görünce tarifsiz mutlu oldum. Sonunda toprak yeniden canlanmıştı. İşte o an bir daha anladım ki, toprağa bakarsak o da karşılığını fazlasıyla veriyordu. Tarlaya giderken komşu tarlalardan geçiyorum doğal olarak. Ancak hiçbirinin ağacının yeşilinin benim ağaçlarımın yeşili gibi olmadığını, hiçbirinin meyvesinin benim ağaçlarımdaki meyveler kadar iri ve diri olmadığımı görüp (itiraf ediyorum) gururlanıyorum” diye anlatıyor tüm yaşadıklarını.

HER AŞAMADA İŞİN İÇİNDE

Gökhan Aydın’ın iki bahçede toplamda 52 dönüm zeytinliği var. Ağaçları ‘Edremit Yağlık’ cinsi. En başından beri işin içinde. Her aşamada her şeye dahil. Ağaçlara yaptığı bakımlar sonucunda her yıl artan bir meyve trendi var. Sıkımı köyün kooperatifine ait tesiste yapıyor. Yakın çevresinden başladığı satışa şimdi sosyal mecra üzerinden devam ediyor. İç piyasanın yanı sıra ABD ve Türkmenistan’a numune göndermiş, olumlu geri bildirimler de almış. Markası, ‘HemDem via GA’. Hani bildiğiniz samimi dost, en yakın-canciğer arkadaş manasında. Zaten kendisi de öyle. Kişiliğini markasına yansıtmış. “İşimle ilgili yapılan tüm eleştirileri duymayı, onu geliştirmek için bir fırsat olarak görürüm. O yüzden de bundan sonraki hedefim, kalite ve lezzetimi koruyarak bu işten gelir de elde edebilmek. Ulusal ve uluslararası yarışmalara katılıp nerede olduğumu görebilmek. Hep daha iyisi için çalışmayı sürdürmek” diyor.