MARKA: Karaosmanoğlu
BÖLGE: Manisa, Kırkağaç
17’nci Yüzyıl’dan günümüze uzanan bir öykü
Yaklaşık 400 yıl önce Akhisar’da ‘Mültezim’ sıfatıyla boy gösteren, sonrasında Kırkağaç’ta kök salan Karaosmanoğlu ailesi, günümüzde genç kuşağı temsil eden Emin Süreyya Karaosmanoğlu ile toptandan perakendeye geçiş yapmışlar. ‘Aile Geleneği’ sloganıyla kendi sofralarına nasıl özeniyorlarsa tüketicilere de aynı titizlikle hizmet veriyorlar.
(yazı buradan başlıyor)
Yıllarca büyük firmalara ürün sağlamışlar, şarküterilere mal göndermişler, restoranlara hizmet vermişler. Ancak 2020 yılı kurumsallaşma aşamasında bir milat olmuş. Soyadlarından yola çıkarak oluşturdukları ‘Karaosmanoğlu’ markasıyla bir anlamda, “O ürünlerin arkasında kökü 17’nci Yüzyıl’a kadar giden bir aile geleneği, emek var” demişler.
KÖKÜ 17’NCİ YÜZYIL’A GİDİYOR
Yaklaşık 400 yıl önce Manisa Akhisar’da (Zeytinliova) ‘Mültezim’ sıfatıyla boy gösteren büyük büyük dedeler, zeytin-zeytinyağı ağırlıklı tarım ve ticaret yapmışlar. Sonrasında Kırkağaç’ta kök salmışlar. Aynı işe burada da devam etmişler. Bu durum kuşaktan kuşağa sürmüş. Sondan üçüncü kuşağı ilk temsilcisi Emin Süreyya Karaosmanoğlu ve oğlu Hasan Karaosmanoğlu bir yandan büyük firmaların traktör bayiliğini yaparken, bir yandan da ata mirası zeytinliklere yenilerini eklemişler. Ama ürünü genelde toptan satmışlar, perakendeye girmemişler.
Büyüklerinden devraldığı arazilere adeta gözü gibi bakan, büyüten, zor şartlarda ekip biçen Emin Süreyya Bey, zaman içinde nöbeti Hasan Bey’e bırakmış. O da mevcut işi, siyasi görevleri ve rutin koşuşturmalarına rağmen tıpkı babası gibi mirasa sahip çıkmış. Yoğun temposuna rağmen bir şekilde yolu hep doğaya çıkan, boş arazilere tohum bırakan, yolda giderken durup ağaç sulayan, uzaktan görse bile ağacın cinsini bilecek kadar doğa sevdalısı Hasan Karaosmanoğlu, her ne kadar markalaşmaya gitmese de süreci hep bu yönde ilerletmiş. Geçen sezon itibariyle de bayrağı, dedesiyle aynı ismi taşıyan oğlu Emin Süreyya Karaosmanoğlu’na teslim etmiş.
HER ŞERDE BİR HAYIR VARDIR
Torun Emin Süreyya, Yeditepe Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nü bitirmiş. Okul kulüpleri, stajlar, kurumsal hayat deneyimleri genelde pazarlama üzerine olmuş. Ama tüm dönemlerinde elinde bir yağ şişesi çevresine bir şeyler tattırmak için uğraşmış. İnsanların doğallıktan uzak kaldığı, market raflarına esir olduğu ya da kaliteli ürün bulamadığını gördükçe bu işe daha da sarılmış. Zira, bu küçük çabalarının karşılığında çok güzel geri dönüşler yakalamış.
“İki farklı kurumsal şirket deneyimim oldu, reklam ve stratejik pazarlama departmanlarında. Plaza hayatının ortasında bir beyaz yakalıydım ama gözüm hep zeytin ağaçlarındaydı. 2020 yılı için zaten niyetim hasatta yer almaktı ama hani, ‘Her şerde bir hayır vardır’ derler ya, Kovid-19 benim için erken bilet oldu. Home-office çalışmaya başladıktan sonra geçen haziran itibariyle İstanbul’daki evimi kapatıp Kırkağaç’a ailemin yanına geldim. İlk etapta sosyal medya pazarlamasıyla marka bilinirliğimizi artırdık. Çok güzel dönüşler yaşadık, dostluklar kurduk ve kurmaya devam ediyoruz” diyor.
SLOGANLARI: AİLE GELENEĞİ
Arazilerinin neredeyse hepsinin Kırkağaç’ta olduğunu, 300 dönümde ağırlıklı ‘Domat’ ve ‘Edremit’, biraz da ‘Trilye’ cinsi yaklaşık 7 bin 500 ağaçları bulunduğunu, yılına göre 15-30 ton arası yağ elde ettiklerini söyleyen Emin Süreyya Karaosmanoğlu, “Hasadı tamamen biz yönetiyoruz. Senelerdir aynı ekiple çalışıyoruz. Yağlarımızı yöredeki modern fabrikalarda soğuk sıkım yöntemiyle elde ediyoruz. Tüketiciye öncelikle network ile ulaşıyorduk, şu an Instagram’daki karaosmanogluzeytinyagi sayfasından talep topluyoruz, web sitemiz de yapıp aşamasında. Önceliğimiz, markamızı ‘Aile Geleneği’ sloganımızla, aile soframıza nasıl özeniyorsak aynı titizlikle tüketiciye ulaşmak” diye de ekliyor. Bakalım bu yol onları nerelere götürecek?
YURTDIŞI İÇİN THE ARISTOCRATS
İki markaları var. Biri, soyadlarını taşıyan ‘Karaosmanoğlu’. Diğeri ise yurtdışı pazarı için ‘The Aristocrats’. Emin Süreyya Bey, “Açıkçası isim konusu bizim için hem kolay, hem zor bir süreçti. Yörede bu kadar eski olup soyadı markası olmazsa olmazdı. Logolarımız için kurumsal hayatımdan dostlarıma danıştım, ajanslardan teklifler aldım ama en sonunda Leonardo Da Vinci’nin, ‘Sadelik nihai karmaşıklıktır’ cümlesi bana kendi logomu yaptırdı” diyor.
HEDEF PAZAR İRLANDA VE İNGİLTERE
İhracat hayalleri olduğundan 2017’de ‘The Aristoctats’ markasının patentini aldıklarını paylaşan Emin Süreyya Bey, “Şu an görüştüğümüz birkaç yatırımcı var. Süreç devam ediyor. Moldovya, İngiltere ve Hindistan’a numunelerimizi gönderdik. Ülkemizde zeytinyağı pazarında butik üretici olarak konumumuzu güçlendirmek ilk hedefimiz. Ancak 5 yıllık planımda The Aristocrats’ı özellikle İrlanda ve İngiltere raflarında görmek istiyorum. Bu arada, Karaosmanoğlu markasını zamanla çiftlik yaşamına çevirip, kardeşlerimi de dahil edebileceğim ve istihdam sağlayacağım bir markaya çevirmek beni fazlasıyla mutlu edecek. Özellikle Kırkağaç’ta yöre üreticileriyle yeni ürünler eklemeyi planlıyorum” diye konuşuyor.
Emin Süreyya Karaosmanoğlu