Lovida, yani İda aşkı… Aslında 95 yıllık geçmişe sahip bir marka. Ailenin zeytinle olan yolculuğu 1924’te başlıyor. Mübadele ile Selanik’ten Ayvalık’a gelen büyük büyük dede, geçimini bölgenin en önemli ürünü olan zeytinden karşılıyor. Sonrasında nöbeti oğlu ve torunu devralıyor. 2002 yılında ise bayrak torununun oğluna geçiyor. O da eşi ve kardeşiyle el ele vererek günümüze kadar dökme olarak pazarlanan ürünü ‘Lovida’ adıyla markalaştırıyor.
GÜÇLERİNİ BİRLEŞTİRDİLER
Serdar Göçküncü, 1972 doğumlu, makine mühendisi. Eşi Gamze Göçküncü, 1980’li. AÖF İşletme mezunu. Kardeşi Tansel Göçküncü ise 1969 doğumlu, Girne Amerikan Üniversitesi’nde işletme eğitimi almış. Yıldız Teknik Üniversiteli Serdar Bey, ABD’deki 2 yıllık dil eğitiminin ardından 2002 yılında Türkiye’ye dönmüş ve zeytincilik işlerini babasından devralmış. Zeytine ilgisi küçük yaşlardan beri varmış ama eğitimini tamamladıktan sonra tamamen bu işe odaklanmış.
21 BAHÇEDE 400 DÖNÜM
Ailenin 21 farklı bahçeden oluşan toplamda 400 dönüm zeytinliği var. Arazilerin bir kısmı Edremit’te bulunmakla birlikte çoğunluğu Ayvalık sınırlarında. Ağaçlar ağırlıklı olarak ‘Ayvalık’ cinsi. Az miktarda da ‘Domat’ var. Bunlardan sezonda ortalama 25 ton zeytinyağı alıyorlar. Halen Ayvalık ve Burhaniye’de bölgenin en iyi tesislerinde yaptırdıkları sıkımı önümüzdeki süreçte kendilerine ait fabrikada gerçekleştirmeyi hedefliyorlar.
İSPANYOLCA HAYAT DEMEK
Direkt Ayvalık’taki mağazaları ve internetten online satış ağı kanalıyla tüketiciyle buluşturdukları bir tek markaları var: Lovida… ‘Love’ (aşk) ve ‘ida’ (Kazdağları’nın mitolojideki adı) birleşiminden oluşan Lovida, ‘İda aşkı’ anlamına geliyor. İspanyolca karşılığı ise ‘Hayat’… Geleneklerini unutmadan ama bilim ve teknolojinin sunduğu imkanlardan da yararlanarak tarım yapıyorlar. Her şeyden önemlisi işlerine tutku ile bağlılar ve zeytine saygı duyuyorlar. Onu en iyi koşullarda işleyip elde ettikleri ürünleri en doğru koşullarda saklayıp paketleyerek tüketicilerle buluşturuyorlar.
İŞİMİZE TUTKUYLA BAĞLIYIZ
Serdar Göçküncü, “Zeytin için mükemmel toprak ve iklim koşullarına sahip bir ülkenin ürettiği zeytinyağının dünya sıralamasında neden son sıralarda olduğunu sorgulayarak stratejilerimizi belirliyoruz. Amacımız, yüksek polifenollü kaliteli zeytinyağı üretmek ve Türk zeytinyağını tüm dünyaya tanıtmak. Bunun için de tutkuyla çalışıyoruz. Üretim aşamasında gösterdiğimiz özeni zeytinyağlarımızı stoklarken ve paketlerken de gösteriyoruz. Şişelerimizi Avrupa standartlarında kullanıyoruz. Ürünlerimizi ahşap kasalarda muhafaza edilmiş şekilde gönderiyoruz. İhracat planımız tabi ki var ancak biraz daha zaman gerekli. Bu yıl Avrupa ve ABD’deki yarışmalara da katılmayı planlıyoruz” diyor.