FİRMA: MayAda
MARKA: MayAda Olive
BÖLGE: İzmir, Urla
Urla’nın en yenisi
Urla’ya çocuklarının doğa içinde mutlu bir şekilde büyümelerini istemelerinden dolayı yerleşen Ayşegül-Alper Tunga Gülbahar çifti, markalarının ismini de küçük kızları ‘Maya’ ve büyük kızları ‘Ada’dan esinlenerek ‘MayAda’ koymuşlar.
“Dedemizin emaneti olan bu bahçeler çocukluğumuz süresince istisnasız her yaz tatilini kuzenlerimle geçirdiğim güzel anılarımızla dolu yerlerdi. Biz de çocuklarımızın aynı şekilde doğayla iç içe büyümesi için eşim Alper Tunga Gülbahar’la birlikte karar verdik ve 2015’te İzmir’in Urla ilçesine taşındık. Profesyonel hayatımızı yoluna koyduktan sonra gönlümüzdeki zeytin serüvenimize başladık ve 2022 itibariyle markamızı oluşturduk. Zeytinyağı bizim için bir aile geleneği. Mübadele zamanında Urla’ya göç eden dedemiz Nevrekoplu Hüseyin Bey ile anneannemiz Selanikli Arnavut kızı Kamile Hanım’ın elleriyle diktiği zeytin fidanlarından başlayarak torunlarımızın da devam ettireceği bir miras” diyor, Ayşegül Gülbahar…
BİRİ DOKTOR, DİĞERİ MÜHENDİS
Kendilerinin de bu geleneği klasik ve modern yöntemleri harmanlayarak zeytinyağı üretimlerini devam ettirdiklerini söyleyen Ayşegül Hanım, “Annem Urlalı, babam ise Bodrum Yalıkavaklı. Yani ben bir Ege kızıyım. Hacettepe İngilizce Tıp Fakültesi’nden mezun oldum, kadın hastalıkları ve doğum uzmanı olarak 2012’den bu yana Sağlık Bakanlığı’nda çalışıyorum. Eşim ise Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nde bilgisayar mühendisliği okudu ve yurtdışında ‘hesaplanabilir mantık’ üzerine yüksek lisansını tamamladı. Şu anda özel bir firmada yöneticilik yapıyor. Kardeşim Doç. Dr. Engin Köse de benim gibi Hacettepe Tıp Fakültesi mezunu ve şu anda Ankara Üniversitesi Pediatri Anabilim Dalı’nda öğretim görevlisi olarak çalışıyor. Bu yolculukta da bize destek oluyor. Ayrıca bize inanıp dedelerimizden kalan bu emaneti gözü kapalı teslim eden dayımız (Akın Başaran), teyzemiz (Semra Haytaç) ve annemiz (Zehra Köse) de her türlü konuda destek oluyorlar” bilgisini paylaşıyor.
TEK ODAK NOKTALARI ‘KALİTE’
Ailenin zeytinlikleri Urla’da. İki bahçede toplam 15 dönüm. Bahçelerinde üç çeşit zeytin ağacı var: ‘Erkence’, ‘Delice’ aşılı ‘Memecik’ ve ‘Ayvalık’. Geçtiğimiz yıl başından itibaren bu bahçelere detaylı bakım yapmaya başlamışlar ve 200 adet yeni zeytin ağacı dikmişler. 2022’de erken hasat yaparak 1.4 ton zeytinyağı elde etmişler. Daha ilk yılları olduğunu düşünürsek her geçen sene kapasitelerinin daha da artacağını düşünüyorlar. Bütün yağlarını özel yapım krom tanklarda saklıyorlar. Öncelikli amaçları sağlıklı, temiz ve kaliteli zeytinyağı üretmek, sonrasında aynı kalitede daha çok zeytinyağı üretebilmek. Bu nedenle üretimin her aşamasında kaliteye odaklanmışlar. Organik gübrelerle besledikleri, doğal yöntemlerle büyüttükleri zeytinleri elle topladıktan sonra sıkımı, Hiç Urla’da gerçekleştirmişler.
SAĞLIKLI YAŞAM ARKADAŞLARI
Ayşegül Gülhabar, bu noktada araya girip, “Yola çıkarken kendimize birçok hedef koyduk. Bunlardan biri kendi tesisimizi kurmak olsa da asıl amacımız atalarımızın yaptığı gibi bu bölgedeki üreticiler ve çiftçilerle ortaklaşa çalışarak herkesin birbirinden faydalanabileceği bir sistem oluşturmak. Bu konuda eşimin yazılım ve proje geliştirme tecrübesinden faydalanarak, herkesin kolay erişilebileceği ve kullanabileceği bir uygulama üzerinde çalışmaya başlayacağız. Bence zeytin ve zeytinyağı sadece tüketim malzemeleri olarak düşünülmemeli. Bunlar aslında hepimizin sofralarına konuk olması gereken sağlıklı yaşam arkadaşı. Bu yüzden kaliteden ödün vermek yerine az ve öz zeytinyağı üretmeyi tercih ediyoruz. Zeytinyağımıza kolayca ulaşılabilmesi için kendi sosyal medya hesaplarımızı ve internet sayfamızı oluşturduk. Ayrıca, aile dostumuz Nil Nurlu Deniz ve Serkan Deniz’in sahip olduğu BLW Marketim ve Depodone ile işbirliği yaparak online perakende ve mağazalara satış kanalları oluşturduk” diye konuşuyor.
İKİNCİ MARKALARI ‘NARTUGAN URLA’
Urla’ya çocuklarının doğa içinde mutlu bir şekilde büyümelerini istemelerinden dolayı yerleşen Ayşegül-Alper Tunga Gülbahar çifti, markalarının ismini de küçük kızları ‘Maya’ ve büyük kızları ‘Ada’dan esinlenerek ‘MayAda’ koymuşlar. Logolarındaki Anka kuşu atalarından onlara miras kalan zeytin bahçelerini ‘MayAda’ markası altında yeniden oluşturmayı sembolize ediyor. Kökleri ile toprağa tutunan zeytin ağacı ise onlardan önce de var olan kadim zeytin ağacının onlardan sonra da var olacağını ve kendilerine miras kalan dede yadigarı bahçelerin torunlarına kalacağını simgeliyor. Zeytin ağacının kökleri ile Anka kuşunun kuyruğunun bütünleşmesi, ölümsüz zeytin ağacı ve küllerinden doğan Anka kuşunun birleşmesini temsil ederek bu işi ne kadar sahiplendiklerini gösteriyor. Diğer bir markaları ise bahçelerinin ismi olan ‘Nartugan’. Malum, ‘Nartugan’ gündüzün geceyi bastırmasını ve yeniden doğuşu temsil eden mitolojik bir gün. Kendileri için çok anlam ifade ettiğinden seçmişler. Amaçları zeytin bahçelerinde çocuk, doğa ve sanatı birleştirmek ve dostlarına açmak.
3 SERİ: ‘ADA’, ‘MAYA’, ‘GOLD’
MayAda’da farklı sunumlarla üç tip zeytinyağı serisi var: ‘Ada’, ‘Maya’ ve ‘Gold’. ‘Ada’ serisi duyusal özelliği oldukça yüksek olan, ot, enginar kokusunu içinde barındıran zeytinyağı olarak ‘Ayvalık’ çeşidi ağaçların bulunduğu bahçelerinden sadece birinden üretilmiş. ‘Maya’ serisi kadim 200-400 yaşlarında ‘Erkence’ ağaçlarından elde edilen polifenol oranı yüksek zeytinyağı olarak diğer bahçelerinden üretilmiş. ‘Gold’ serisi ise yine diğer bahçelerinde bulunan ‘Ayvalık’ çeşidi ağaçlardan üretilmiş. Yeni diktikleri ‘Delice’ aşılı ‘Memecik’ fidanların da büyümesiyle hem aroma, hem de besin değerlerinin olumlu anlamda artacağını düşünüyorlar.
Hedeflerini kısa, orta ve uzun vadeli olarak oluşturmuşlar. Kısa vadede tek odaklandıkları konu kalite. Öncelikle ülkemizdeki zeytin severlere üretebildikleri en kaliteli zeytinyağını ulaştırmak istiyorlar. Orta vadeli hedefleri çevrelerindeki diğer üreticilerle ortak hedefler oluşturmak, kendi tesislerini kurmak ve çiftliklerini hayata geçirmek. Uzun vadeli hedefleri ise ihracat.
PLANLA, UYGULA, İYİLEŞTİR VE TEKRAR BAŞLA
Eşinin de kendisinin de çok detaycı ve titiz insanlar olduğunu söyleyen Ayşegül Gülbahar, ekliyor: “Basitçe oluşturduğumuz bir döngü içinde yaptığımız işleri mükemmelleştirmeye çalışıyoruz. Bu döngü kısaca; planla, uygula, iyileştir ve tekrar başla… Bu şekilde her adımda daha iyisini elde etmeyi hedefliyoruz. Zeytinyağımıza da çok özeniyoruz. Ağaçlarımızın budanmasından kullandığımız gübreye, el yordamıyla toplanıp kasalar içinde fabrikaya götürülmesine, sıkımdan sonra güğümlerde krom tanklara taşınmasından etiketlerimize kadar her şey bizim için en yüksek kalitede olmalıydı. Her hasatta bunları daha iyiye götürmeyi hedefliyoruz. Biz gönül insanlarıyız. Yaptığımız her şeyi gönülden yapmaya özen gösteriyoruz. Bu sebeple ağaçlarımızın meyvelerinin ürüne dönüşmesine kadar olan bütün adımlarda bizzat bulunuyoruz. Öncelikli hedefleri arasında kar etmek olan bir marka değiliz, bu nedenle mart ve nisan aylarımızın kârının tamamını depremzedelere bağışlama kararı aldık. Sosyal yardımlaşmanın sosyal toplum olmanın bir şartı olduğunu düşünüyoruz. Bu yüzden elimizden geldiğince dernekler, vakıflar ve yardıma ihtiyacı olan bireylere destek olmaya devam edeceğiz. Bu yolda herkese örnek olmak istiyoruz ve bayrağımızı bu felsefe doğrultusunda çocuklarımıza bırakmayı hedefliyoruz.”
Alper Tunga-Ayşegül Gülbahar