KONUK YAZAR
UĞUR ÖZEN-MUĞLA TİCARET BORSASI MECLİS BAŞKANI
Milas, Avrupa’lı zeytinyağı
Bugünlerde Milas’ta zeytin hasadı havasında bir zeytinyağı coşkusu, bereketi yaşanmakta…
Gün geçmesin ki, mevcut zeytinyağı markalarına bir yenisi eklenmesin, Milaslı üreticiler gerekli analizlerini yaptırıp ‘coğrafi işaret etiketi’ almak için bu işin öncüsü Milas Ticaret ve Sanayi Odası’nın kapısını çalmasın ya da Muğla’nın herhangi bir yerinde Milas zeytinyağını daha da yukarıya taşımak için bir toplantı düzenlenmesin…
Hele o Milaslı zeytinyağı üreticilerine, ilgili tüm kurumlara, Milas’taki tanıdıklara ülkemizin dört bir yanından açılan, “Tebrikler”, “Milas zeytinyağını nasıl temin edebilirim?”, “Bu işi nasıl başardınız?” telefonları…
MİLAS YENİDEN KEŞFEDİLİYOR
Ben buna, “Milas yeniden keşfediliyor” diyorum.
Yeniden, çünkü, Karya’nın, Menteşeoğulları Beyliği’nin başkentliğini yapmış, yakın geçmişte sahip olduğu kültürel hareketliliği, sanayi tesisleri, ticari potansiyeli ile varlığı boyunca ‘yaşayan, ruhu olan bir şehir’ olan Milas, durağan kalmayı kabul etmeyerek, belki de topraklarında konaklattığı insanoğlundan daha önce can verdiği o kendine özgü muhteşem zeytininin yağını tekrar hatırlatıyor bizlere.
Kendisini yeniden keşfetmemizi, onu, başkentlik yaptığı, bölgeye hükmettiği o efsanevi günlerine bir daha döndürmemizi istercesine; belki de bu kez ‘zeytinin ve zeytinyağının başkenti’ olarak…
Tüm bu yaşananların gerisinde ise Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek Milas zeytinyağına Milas Ticaret ve Sanayi Odası öncülüğünde alınan ‘Avrupa Birliği Coğrafi İşaret Tescili’ yatmakta.
Bu tescille Milas’a özgü ‘Memecik’ türü zeytinlerden, Milas sınırları içinde üretilen zeytinyağının artık İtalyan Parmigiano Reggiano (Parmesan) peyniri, Fransız Champagne (Şampanya) içkisi gibi ait olduğu ürün grubunda diğerlerinden farklı, üstün ve eşsiz olduğu Avrupa Birliği’nce de kabul edilmiştir.
Söz konusu kabul, Milas zeytinyağımızın gerek itibar, gerek kazanç olarak hak ettiği o güzel noktaya daha çabuk ve daha kolay ulaşması anlamına gelmektedir; çok önemli ve değerlidir.
ÜNÜ ‘MEMECİK’TEN GELİYOR
Sözünü ettiğimiz farklılık, Türk Patent Enstitüsü’nce verilen ‘Milas Memecik Coğrafi İşaret Tescil Belgesi’nde şu şekilde tanımlanmaktadır:
“Milas zeytinyağının ünü; üretiminde, antik dönemden beri yoğun olarak ve yüksek kalitede yetişen ‘Memecik’ çeşidi zeytininin kullanılması ve söz konusu zeytinin yörenin toprak ve iklim koşullarında yüksek kalitede yetişmesinden kaynaklanmaktadır.
Milas yöresinin kireçli, killi-kumlu ve alüvyal toprak yapısı sayesinde ‘Memecik’ türü zeytinin asitlik derecesi düşük olmaktadır.
Yörenin zeytin tarımına uygun sıcaklık değerlerini yıl boyu sağlayan iklim koşulları nedeniyle bu zeytin türü olgunlaşana kadar dalında yağmuru az görmektedir.
Temel bileşen analizi sonucunda Milas zeytinyağı örneklerinin diğer bölge örneklerinden ayrıldığı kanıtlanmıştır.
‘Memecik’ çeşidi zeytinlerin triolein değerlerinin Ege, Marmara, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinden temin edilen zeytinyağları ile İspanyol zeytinyağlarından yüksek olduğu, zeytinyağının kalite unsurlarından bir diğeri olan αtokoferol değerinin de diğer zeytinyağlarından yüksek düzeyde olduğu tespit edilmiştir.
Milas zeytinyağının aroma profilinde, ‘yeşil, elma ve kesilmiş çimen’ olarak tanımlanan hekzanal bileşeni; ‘acı, badem, yeşil ve elma’ gibi tanımlanan E-2-hekzenal bileşeni, ‘meyvemsi ve kesilmiş çimen’ olarak tanımlanan hekzanol bileşeni ve ‘yeşil meyvemsi ve acı’ olarak tanımlanan Z-3 hekzenol bileşeni yer almasıyla diğer zeytinyağlarından ayrılmaktadır.”
AB COĞRAFİ İŞARET TESCİLLİ
Coğrafi işaret, tüketiciler için ürünün kaynağını, karakteristik özelliklerini gösteren ve bu ürüne has özelliklerle coğrafi alan arasındaki bağı kanıtlayarak bu bağın sürekliliğini garanti altına alan bir kimlik ve kalite belgesidir.
Coğrafi işaret, ürüne kattığı pazarlama gücü, artan tüketici talebi nedeniyle üreticiyi daha iyiye zorlar, getirdiği koruma ve denetimlerle sahte ürünlerin engellenmesini ve bölgelere özgü üretimlerle kültürün tescil yoluyla korunmasını sağlar.
Dünyada yıllık 200 milyar doların üzerinde bir katma değer oluşturan coğrafi işaretler, sadece Avrupa Birliği’ne yılda 75 milyar dolar kazanç getirmektedir.
Yapılan araştırmalarda, AB’ye tescilli coğrafi işaretli ürünlerin fiyatlarının olmayanlara göre ortalama 2-3 kat daha yüksek olduğu ortaya çıkmıştır.
Aynı emek ve masrafla ürettiğimiz ürünümüzü 3 kata kadar daha fazla bir bedelle satabilmek olağanüstü ve asla göz ardı edilmemesi gereken bir ticari getiridir.
Üreticinin toprağının, ağacının getirisinden mutlu olması; onlara sahip çıkmasını, kültürel mirasını, sahip olduğu kadim bilgileri nesillerine aktarmasını, yeni nesillerin tarıma yönelmesini, insanoğlunun hak ettiği o saf, katkısız besinlere tekrar kavuşmasını, yani özüne geri dönebilmesini sağlayacaktır.
DARISI DİĞER BÖLGELERİMİZE
Yaklaşık bir yıldır yaşamakta olduğumuz ve ne yazık ki ne zaman sona ereceğini kestiremediğimiz pandemi süreci bize hayatımızdaki en önemli unsurlardan birinin ‘toprak’ olduğunu hatırlatmıştır.
Sınırları dışına çıkamadığımız ülkelerimiz, şehirlerimiz, evlerimizle ise bu toprağın; ‘Bizim’, yani ülkemizin, şehrimizin, köyümüzün, hatta evimizin bahçesinin toprağı olduğu, küreselleşerek modern ve daha kaliteli bir oluşuma evrildiğini düşünen biz insanoğlunun yaşantısının aslında o ilkel halinden hiç kopamadığı, kabullenilmesi zor bir gerçek olarak karşımıza çıkmıştır.
Tarımsal ürünlerimize alacağımız uluslararası coğrafi işaretler, ürünümüze, toprağımıza getireceği ekonomik ve kültürel kazanımların yanında coğrafi işareti veren kurumların üretimden satışa her aşamada yaptıkları denetimlerle sağlanan sürekli gıda güvenliği ile yaşadığımız günün koşullarında çok daha önemli hale gelmiştir.
Milaslı zeytin sevdalıları olarak Milas’ımızın önce zeytinyağında aldığı, ardından yemeklik yağlı zeytininde almak üzere olduğu AB Coğrafi İşaret Tescili’ne ülkemizdeki tüm zeytin üreticisi bölgelerimizin de bir an önce ulaşarak Milas’ta yaşadığımız bu bereketin ve keyfin benzerini tatmalarını gönülden istiyoruz.
Zeytin ve zeytinyağı ile kalın, sağlıkla kalın.