Cumhuriyet Bulvarı No: 82 Erboy 2 İş Merkezi

Mersin’e 160 kilometre uzaklıktaki Mut, Torosların eteğinde, Göksu Nehri tarafından parçalanarak oluşan Taşeli Platosu üzerinde yer alıyor. 2 bin 718 kilometrekarelik yüzölçümü ile kentin alanca üçüncü büyük ilçesi olan Mut’un denizden yüksekliği 300 metre. Mersin zeytin üretiminin yüzde 56’sının, Türkiye üretiminin ise yüzde 5.6’sının yapıldığı Mut’ta zeytinciliğin tarihi oldukça eskiye dayanıyor. Öyle ki, Hicri 1316 tarihli Salname kayıtlarında, “İlçede aşılanmış olan yabani zeytinlerden gayet nefis zeytin ve zeytinyağı çıkar. İhtiyaçlarından fazlasını çevre ilçelere ve Karaman’a gönderirler” ifadelerinin yer aldığı toplam zeytin ağacı varlığı yaklaşık 12 milyon 500 bin adet.

MİKRO KLİMA MUCİZESİ

Mut zeytincilikteki iklimsel avantajını mikro klima özelliğinden sağlıyor. Bölgedeki zeytinler gerek iklim, gerek toprak yapısı, gerek çevresel etmenler açısından herhangi bir şekilde kimyasal mücadeleye ve gübrelemeye gerek kalmadan yetişebiliyor. Dolayısıyla doğal olarak büyüyen Mut zeytininde herhangi bir kalıntı bulunmuyor. Zeytin elle toplandığı için asidi yok denecek kadar az. Dört mevsim kuru ve rüzgarlı ikliminden dolayı zeytin sineği ve benzeri zararlı haşere, mantar hastalığı da yok. İşte, bu öykünün çıkış noktası da bu!

KURUMSALLIKTAN SIKILDI

1972 Mut doğumlu Türker Çiftçi, Türkiye 10’uncusu olarak girdiği ODTÜ Elektrik ve Elektronik Mühendisliği’ni şeref derecesi ile bitirmiş. Sonrasında Ericsson Türkiye, Ericsson Almanya ve Turkcell’de yönetici olarak çalışmış. Ardından kendi şirketini kurup Marmara’da çeşitli illerde iletişim ve telekom üzerine hizmet vermiş. Bundan 3 yıl önce, yaşadığı yoğun ve stresli hayatı bir kenara bırakarak memleketi Mut’ta ‘Orgatek’ markasıyla zeytinyağı sektörüne adım atmış. Bu tercihinde de babasının, “Biz bahçelerimizde hiçbir zaman zirai ilaç ve gübre kullanmadık. Çünkü Mut’ta zeytin sineği olmaz” sözleri etkili olmuş. Ve hemen bu mucize meyve ve suyunu daha fazla insana ulaştırmak için kolları sıvamış.

ONLAR DA DAHİL OLDU

Yaklaşık 1.5 yıl sonra, yani 2018’in yazında sürece Bilal Pekdemir de katılmış. Türker Bey’le Pekdemir’i buluşturan ise 1997’lere dayanan aile dostlukları olmuş. Bilal Bey, 1980 Giresun Bulancak doğumlu. Kamu yönetimi mezunu. 1976’dan beri inşaat müteahhitliği yapan bir ailenin 4 çocuğundan 3’üncüsü. Giresun’da başlayıp Tokat ve Sivas’ta devam eden yolculuklarını 1989’da İstanbul’a taşımışlar. Sonra 5 yıllık Ankara maceraları olmuş. Günümüzde yine İstanbul’dalar. 2000’de bayrağı babalarından devralan kardeşler kendilerine yeni bir iş kolu daha ararken, Türker Çiftçi’den gelen teklifle zeytin sektöründe karar kılmışlar. Aileyi de temsilen Bilal Pekdemir’i bu oluşumda görevlendirmişler.

KENDİ TESİSLERİNİ KURACAKLAR

Bilal Bey, “Zeytin ve zeytinyağına ilgimiz hep vardı ama bu tüketici olmaktan öte değildi. Esas ışığın yanması Mut’taki zeytin ağaçlarına ilaç vurulmadığını öğrendiğimizde oldu. Tamamı Mut’ta, yarıya yakını yeni ağaç olmak üzere, parçalı yaklaşık 200 dönüm zeytinliğimiz mevcut. Ağaçların cinsi ağırlıklı ‘Ayvalık’ ve ‘Gemlik’. Çok az da endemik ‘Sarıulak’ var. Geçen yıl 10 ton yağımız oldu. Bu sene rekolte biraz daha az. Ancak meyve veren ağaçlarımız arttı. Bu orantıya göre beklentimiz yaklaşık 8 ton. Bu sene kendi üretim tesisimizi kuruyoruz. Hem butim, hem de yüksek kapasiteli makine ile yola çıkıyoruz. Hedefimiz bu süreçten sonra da kalitemizi ve kapasitemizi artırarak yurtiçi-yurtdışında Mut zeytinyağını hak ettiği yere oturtmak. İç pazarın yanı sıra ihracat da planlarımız arasında” diyor.