Cumhuriyet Bulvarı No: 82 Erboy 2 İş Merkezi

Havacılık kökenli Nil-Serkan Saygın, yaptıkları işleri belgelemek, standart hale getirmek ve buna göre devam ettirmek mesleki bir şart olduğundan yola çıkarak bunu zeytine olan sevgileriyle birleştirmişler. Sonunda ortaya hem içi, hem dışı ‘Nish’ (niş) olan bir ürün çıkmış.

İkisi de havacılık kökenli olan Nil-Serkan Saygın çiftinin hayranı oldukları zeytin ağacı, meyvesi ve suyuyla tanışıklıkları Nil Hanım’ın babasının yaklaşık çeyrek asır önce Altınoluk’ta aldığı zeytinlikle başlamış. Ne biliyorlarsa bahçeyi aldıkları Ali Dede’den öğrenmişler. Üretime katılmasalar da, çocukluktan beri kendi bahçelerinin zeytinini-yağını tüketmiş olsalar da araştırıp öğrendikçe saygıları daha da artmış.

 

LOGODA KARATAVUKTA KARAR KILMIŞLAR

 

2013’ten 2015’e kadar bölgedeki çiftçilerle aynı kaderi paylaşmışlar. Ancak o yıl ailenin kullanımı için ayırdıkları paydan sonra kalan yağı dökme olarak tüccara vermeme kararı almışlar. “Ne yapabiliriz?” diye düşünürken marka oluşturma yolunu seçmişler. İlk önce hedeflerini ve onu (yani ‘kalite’yi) anlatan adlarını belirlemişler, ardından logo ve ambalajlarını tasarlamışlar, sonunda ortaya hem içi, hem dışı ‘Nish’ (niş) olan bir ürün çıkmış.

“İsim düşünürken birkaç farklı alternatifimiz vardı ama ‘Nish’ en başından beri hep belliydi. Logo tasarımında da ne istediğimizi biliyorduk. ‘Tahtalı Kuşu’ (Karatavuk) mutlaka olmalıydı. Hep bu fikir etrafında çalıştık. Bildiğiniz gibi zeytin ağacı kendiliğinden yetişmez. Ya bir insan eli değmesi ya da zeytin danesini yiyen bir Tahtalı Kuşu’nun sindiriminden geçtikten sonra filizlenmeye hazır hale gelen çekirdeğin toprakla buluşması gerekir. Körfezdeki uçsuz bucaksız zeytin ormanlarına bakınca onların bu katkısına da boş kalmadık” diyorlar.

 

3 BAHÇENİN HASADI DA SIKIMI DA AYRI

 

Halihazırda 3 parça halinde ama hasat ve sıkımları ayrı ayrı yapılan 40 dönüm zeytinlikleri var. Ağaçlarının cinsi Edremit. Yıllık kapasiteleri 8-10 ton arası. Bahçelerinde iyi tarım uygulamaları yapılıyor. İlacın her türlüsüne karşılar. Doğallığı korumak için en yüksek çabayı harcıyorlar. Yağlarını her sene sıkıldıktan sonra İstanbul’a gönderip analiz ettiriyorlar. Bireysel müşterilerine bile bu analiz sertifikalarını gönderiyorlar. Ürünlerini web sayfalarının yanında şimdilik İstanbul ve Antalya’da niş işletmelerde satıyorlar. Marketlerdeki reyonlar büyük firmalara ayrıldığı için ürünlerini onlardan ayırmak istiyorlar. -Kendi tabirleriyle- Üretimden sonra en çok kafa yordukları konu aslında bu!

 

ÖNYARGILARI YIKMAYA ÇALIŞIYORLAR

 

Üretime katıldıktan sonra zeytinin kendilerine çok başka kapılar açtığını fark etmişler. İşin içine girmeye başladıkça sadece zeytinyağında değil, günlük hayatta tükettiğimiz ürünlerin neredeyse her birinde yapılan hileleri görmüşler. İnsan sağlığıyla nasıl oynandığını tanık olmuşlar ve üzülerek insanların zeytinyağı konusunda ne kadar yanlış bilgilendirildiğini anlamışlar. “Margarin satılsın diye yazdırılan türkülerden, çocuklara ‘Sür sür yedir’ diye reklamı yapılanlara kadar hepsi, tarihin en başından beri kültürümüzün bir parçası olan zeytinyağından bizi uzaklaştırmış. Yanma noktası en yüksek olan yağlardan biri olmasına rağmen halk arasında hala ‘Kızartmada kullanılmaz’ gibi bir önyargı var, bunun neden ve ne kadar yanlış olduğunu anlatmaya çalışıyoruz” diye konuşuyorlar.

 

POLİFENOL DEĞERİ ÇOK DA BİLİNMİYOR

 

Tüm dünyada kaliteli zeytinyağı denilince ilk üç arasında kabul edilen Kuzey Ege gibi şahane bir coğrafyamız olduğuna dikkat çeken Saygınlar, “Biz insanımıza Kuzey Ege zeytinyağının farkını anlatıyoruz. Türkiye’de çok bilinmeyen ve dikkate alınmayan bir konu da zeytinyağının polifonel değeri. Ticari kaygılar göz önünde bulundurulduğundan kaliteli zeytinyağı tanımı sadece yağın asit derecesine indirilmiş ki, bu, rafinede bile ayarlanabilen bir şey. 2018 hasadında ne yazık ki elde edilen dizem yağ minimum düzeyde kaldı. Yıllık üretim rakamlarını kontrol ettiğinizde TÜİK kayıtlarına göre üretilen yağların çok büyük bir bölümü rafinelik standartlarında. Burada hem üretimden, hem işlenme proseslerinden gelen hatalar var. Bunlar ticari kaygılarla birleştiğinde zeytinyağı ilaç olması gerekirken, ne damağa, ne de mideye hitap edemeyen bir ürün haline geliyor. Biz bunu anlatıyoruz. Uzun vadede niş olduğunu belgelendirebildiğimiz ürünlerden portföyümüze katmak istiyoruz. Bunun için de altyapı çalışmalarına başladık” düşüncesini dile getiriyorlar.

 

SIRA KALİTEYİ TAÇLANDIRMAYA GELDİ

Son söz olarak da, şimdiye kadar emekleme aşamasında olduklarını, neyi nasıl profesyonelce yapmaları gerektiğini öğrendiklerini, bundan sonra yarışmalara katılıp adlarını duyurmak istediklerini paylaşıyorlar. “Dediğimiz gibi kalite ve nefaset konusunda kendimize ve ürünlerimize güvenimiz tam, şimdi sıra bunu birkaç ödülle taçlandırmaya geldi” diye de ekliyorlar.

 

Nil Saygın uluslararası ilişkiler, dış ticaret ve işletme okumuş. 10 yılı aşkın süredir sivil havacılıkta teknik ikmal, lojistik ve satış alanlarında çalışıyor.

 

Serkan Saygın işletme ve dış ticaret mezunu. O da yaklaşık 20 senedir sivil havacılıkta eşinin sorumluluklarına ek olarak denetleme alanında da görev yapıyor.

 

Nish Olive Gurme Zeytincilik

Nish

Altınoluk