Oleamea, Aydın Çine’de zeytinyağı üretimi konusunda uzun yıllara dayanan tecrübe sahibi bir ailenin ikinci kuşağı tarafından kurulmuş yeni bir marka. Koç Üniversitesi İşletme mezunu Merve Doran ve Northeastern Üniversitesi Endüstri Mühendisliği’ni bitiren kardeşi Mert, katıldıkları şarap tadımlarında üzüm ile zeytinin ne kadar benzer olduğunu keşfetmişler. Ülkemize ve memleketlerine katkı sağlayabilmek için yerel ürünlerle neler yapabileceklerini araştırmaya başlamışlar. Sonuçta da zeytinyağında karar kılmışlar. İlk üretimlerini 2016’da sadece yarışmalara göndermek ve biraz da sevdikleriyle paylaşmak için yapmışlar. Aynı yıl New York ve Japonya’dan madalyalarla dönünce cesaretlenmişler. 2017’de hem kendi tesislerini kurmak, hem de organik sertifikalarını almak için işe ara vermişler. 2018’de kendi tesislerinde ürettikleri organik sertifikalı ürünlerle bu işe profesyonel olarak dahil olmuşlar.
İLK YIL İKİ MADALYA BİRDEN
Merve Hanım, “Bizim yolculuğumuz aslında atalarımıza dayanıyor. Ailece kendimizi bildik bileli yağımızı kendimiz sıkarız. Hiçbir zaman marketten almayız. Hatta rahmetli Mehmet dedemiz her yaz kendi zeytinyağı sabununu üretirdi. Öyle ki, bugüne kadar daha iyisini yapanı görmedik. Her sene yaptığımız yağları eşimize dostumuza hediye ederdik. Babamız Osman Aydın, Çine Belediye Başkanı olduğu sırada ilçedeki insanların gelir kaynaklarını artırabilmek ve organik üretimi desteklemek için Çine Gelişim Vakfı’nı kurmuştu. (Ki, halihazırda üreticilerimizin tamamı 2009’da organik tarım uygulamalarına başlayan bu vakfın üyeleri. Çine Gelişim Vakfı, bugün itibariyle 55 bin dönümden fazla bir alanda 79 farklı köyde 850’den fazla üreticiyle en iyi ürünlerini sunmaya devam ediyor.) 2016’da ‘Oleamea’ markasını kardeşimle birlikte yarattık. Aynı yıl uluslararası iki yarışmadan madalya ile dönünce ilk butik tesisimizin kuruluşu için aile büyüklerimizi heveslendirdik. 2017’de devreye aldığımız ilk tesisimiz yıllık 30 ton kapasiteye sahip. Zeytinliklere daha yakın olması açısından Soğukoluk köyünde dağda kurduk. 120 ton kapasiteli ikinci tesisimizi ise Çine OSB’de 2019’da açtık. Bu tesisle birlikte daha kurulu düzene geçmiş olduk ve merkezleşebildik” diyor.
GIDA GÜVENLİĞİ ÜST SEVİYEDE
Ailenin zeytinlikleri Çine’de. Ağaçlarının tamamı ‘Memecik’ cinsi. Yıllık üretim kapasiteleri 150 ton. Erken hasat ve soğuk sıkım yapıyorlar. Çine OSB’deki tesisleri FSSC 22000 sertifikalı. Gıda Güvenliği Belgelendirmesi Vakfı tarafından oluşturulan ISO temelli bir gıda güvenliği yönetim sistemi olan FSSC’nin amacı, tüm gıda zincirinde yer alan üreticilerin gıda güvenliği sistemlerinin tetkik edilmesi ve kriterlere uyanların sertifikalandırılması. Söz konusu sistem belgeli kuruluşun, gıda sektörü müşterilerinin ve tüketicilerin gereklerini sağlayabilecek sağlam ve etkin bir gıda güvenliği yönetim sistemine sahip olduğunu ortaya koyuyor. Zira gıda güvenliği önemi her geçen gün artan bir konu. Gıdaya bağlı hastalıklar yalnızca tüketicileri etkilemekle kalmayıp işletmelere de telafisi güç zararlar verebiliyor. İşte, Oleamea ailesi olarak onlar da üzerlerine düşen gıda güvenliği ve kalite sorumluluklarını en iyi şekilde yerine getirdiklerinden emin olmak ve bunu daim kılmak amacıyla söz konusu sistemin bir parçası olmuşlar. Organik sertifikasyonları CERES tarafından yapılıyor. Türkiye, AB ve Amerika için geçerli organik sertifikalar her yıl yenileniyor.
HERKESİN BİR GÖREVİ VAR
Mert Bey, eşi Deniz ve babaları Osman Bey Çine’de üretimin başında. Merve Hanım ve eşi Patrick Bey ise Amerika’da satış ve pazarlamadan sorumlu. Anne Birgül Hanım ise tadım uzmanları. Onun duasını ve onayını almadan üretim yapmıyorlar. Görselleri de Melis Kayacık çekiyor. Tüketiciye halen Türkiye’de, www.oleamea.com.tr, Amerika’da ise www.oleamea.com internet siteleri aracılığıyla ulaşıyorlar. Türkiye’nin yanı sıra dünyaya da açılmışlar. ABD’ye direkt, İsviçre’ye de bir başka Türk firması aracılığıyla ihracatları var. Bu yıl İsviçre’ye yaklaşık 60 ton, ABD’ye de 30 ton ihracat yapmışlar. Japonya için de araştırmaları devam ediyor. Oleamea ailesi olarak hedefleri çok. Öncelikli olarak Türkiye’de kaliteli ve sağlıklı zeytinyağını tanıtmak, bu konuda vatandaşları bilgilendirmek istiyorlar. Merve Hanım, “Şimdiye kadar zeytinyağı denince akla ilk gelen tek bir marka olurdu. Halkımıza doğru şekilde üretilmiş ve onlar için neyin aslında sağlıklı olduğunu göstermek bir diğer amacımız. Ayrıca, yurtdışında Türk zeytinyağını tanıtmayı da kendimize hedef olarak koyduk. Zira, Türkiye ihracatta üst sıralarda ama yurtdışında bilinen bir markamız yok. Biz gururla Türk markası olduğumuzu, kalite açısından tüm Akdeniz ülkeleriyle yarışır yağ ürettiğimizi anlatıyoruz ve buna devam etmek istiyoruz” diye konuşuyor.