Cumhuriyet Bulvarı No: 82 Erboy 2 İş Merkezi

Genel cerrah olan babasından iyi zeytinyağının hem gıda, hem ilaç olduğunu öğrenmiş. Gıda mühendisi annesinden ise küçüklüğünden beri zeytinyağının sayısız faydasını dinlemiş. “İnsan ne yerse odur” sözüne her zaman inanmış. İyi gıdaya olan tutkusu Amerika’da yaşarken yaptığı gözlemleriyle birleşince kendisini zeytinyağı işinin içinde bulmuş. Los Angeles’ta Türk zeytinyağının marka bilinirliğinin olmaması bir pazarlamacı olarak onu çok etkilemiş. Bunun üzerine hem ABD’de, hem Türkiye’de firma kurmuş. Markasını her iki ülkede de tescilletip, kaliteli Türk zeytinyağını dünyaya tanıtmak üzere kolları sıvamış. Ve oradaki işini bırakıp Türkiye’ye dönmüş. İlk başlarda birçok sorunla karşılaşmış ama hiç moralini bozmamış. Günlerce zeytinliklerde dolaşmış, aldığı numuneleri laboratuvarda incelemiş. Sonunda da asit oranı düşük, yüksek kaliteli zeytinyağını pazarlamayı başarmış.

DOĞRU PAZARLAMAYI BİLMİYORUZ

Zeytinyağına merakı Akdeniz mutfak kültürünü aldığı ailesinden gelen Ece Er Aydın, “İlk ve orta öğrenimimi İzmir’de tamamladım. ODTÜ Endüstri Mühendisliği Bölümü’nden mezun olduktan sonra İstanbul’a taşındım. Coca-Cola Pazarlama Departmanı’nda ürün müdürü olarak görev aldım. İstanbul’da geçen 5 yılın sonunda ABD’nin Los Angeles şehrine taşındım. Malibu’daki Pepperdine Üniversitesi’nde MBA eğitimine başladım. Girişimcilik odaklı işletme yüksek lisans eğitimime devam ettiğim sırada Amerika’nın en büyük catering ve food truck rezervasyon hizmeti sunan online girişimi Roaming Hunger şirketinde stratejik danışman olarak çalıştım. ABD’de, ‘iyi zeytinyağı’ deyince akla İtalya ve İspanya geliyor. Yunanistan ve Tunus zeytinyağını dahi marketlerin raflarında görmek mümkün. Ne yazık ki Türk zeytinyağı bilinmiyor. Oysa bizim yağımızın kalite açısından bir eksiği yok. Tek eksiğimiz markalaşma ve doğru pazarlama. İşte benim de amacım Türk zeytinyağını Türk markasıyla en doğru şekilde, en doğru kanallardan dünyaya pazarlamak. En iyi bildiğim ve sevdiğim işi yapıyorum: Hayal etmek, yaratıcılığımı kullanmak, stratejiyi kurmak ve pazarlamak” diyor.

HER İYİ YAĞ OLİZZİ’NİN OLABİLİR

Ece Hanım’ın tarlaları yok, ancak en iyi zeytinyağını bulmak için birçok tedarikçi ile hep dirsek temasında. Seçtiği ve beğendiği yağları analiz ettirdikten sonra alıyor. Avantajı da burada ortaya çıkıyor. Ailesi ve arkadaşları her zaman en büyük destekçileri. Ancak profesyonel olarak şu anda bu işi tek başına yürütüyor. Tabii ki konusunda uzman danışmanlarla, ajanslarla ve tedarikçilerle çalışıyor. Zeytinyağının her detayını danıştığı birçok profesyonel isimden oluşan mentörleri var. “Ülkemizin kaliteli zeytinyağı üretimi konusunda eksikleri olabilir. Ama birçok başarılı üreticimiz var. En büyük eksiğimiz pazarlama ve markalaşma noktasında ortaya çıkıyor. Kısacası; Türkiye’de üretilen kalitesi yüksek, hedef pazarın damak tadına uyan her iyi zeytinyağı Olizzi’nin olabilir! Bu da Olizzi’yi daha güçlü yapıyor. Şu anda satışta olan ürünlerimden Olizzi Organik Premium ‘Domat’, Olizzi Everyday ise ‘Edremit’ türü zeytinden. Yüksek kaliteli bir zeytinyağı, tarladan sofraya gelene kadar her adımında özen ve tutku istiyor. Biz en geç ekim ayı başında, zeytinler henüz yeşilken hasat ediyoruz. Biraz maliyetli bir süreç ancak daha düşük asiditede ve daha yüksek besin değerleri olan zeytinyağına ulaşmamızı sağlıyor. Zeytinlerimizi tek tek elle topladıktan sonra çok hızlı bir şekilde soğuk sıkıma gönderiyoruz. Hiçbir kimyasal veya ısıl işlem kullanmıyor, yarım litrelik cam şişelerle satışa sunuyoruz. Tüm bu çabalarımız bize Olizzi Premium Organik için yüzde 0.25, Olizzi Everyday için yüzde 0.50 oranında asidite seviyesi (serbest yağ asidi oranı) olarak geri dönüyor” diye konuşuyor.

RADARINDA ABD VE JAPONYA VAR

Olizzi tüketicisine online kanallardan ulaşıyor. Türkiye’de www.olizzi.com, Trendyol, N11 ve Hepsiburada’da satıştalar. Çok yakında ABD’de kendi web sitelerinden ve Amazon üzerinden satışta olacaklar. Takip edilmeye değer, tüketiciye fayda sağlayacak paylaşımlarda bulunarak ürünlerini tanıtmaya çalışıyorlar. Tek kullanımlık kapsül ürünleri restoranlar ve take-away kafeler tarafından tercih ediliyor. Offline kanallarda satış için de temasları devam ediyor. Ece Er Aydın, sözlerini şöyle tamamlıyor: “İhracat esas amacım! Türkiye’de satış yapmayı hiç hedeflememiştim ancak değişen koşullar ve Kovid-19 nedeniyle rotayı Türkiye’ye çevirdim. Şimdi yeniden ihracata odaklanma zamanı. Hedef ülkelerim ABD ve Japonya. Olizzi ile tıpkı bir bebekle ilgilenir gibi ilgileniyorum. Her gün zeytinyağına ilişkin yeni şeyler öğreniyorum. Bu da beni çok mutlu ediyor. Amacım Türk zeytinyağını global bir vizyonla tüm dünyaya hak ettiği şekilde tanıtmak. Girişimcilik zor ama keyifli bir yolculuk, hayallerimin peşinden koşmaya devam edeceğim.”