FİRMA: OOVİVA
MARKA: OOVİVA
BÖLGE: Antalya
Ailesi için ürettiği yaşam iksirini daha sağlıklı yaşam sürmeyi arzu eden herkesle paylaşmaya karar verdi
“Çevremizde sağlık sorunları yaşayanlar çoğalmaya başlamıştı. Sağlıklı gıdaya erişimin devamlılığını sağlamak ise gün geçtikçe zorlaşıyordu. Yüksek polifenollü zeytinyağını keşfetme ve kendi yağımızı üretme hikayemiz işte böyle başladı” diyen Selim Sarıkaya anlattı, biz dinledik…
İnşaat mühendisi Selim Sarıkaya, 1986 yılında serbest meslek hayatına atılmış. İnovatif ve idealist yaklaşımı öncelikle inşaat sektöründe elde ettiği başarılar ve mühendislik alanında attığı büyük adımlarla kendini göstermiş. 1995’te BST Mühendislik adlı aile şirketini kurmuş. Zaman içinde, hızlı şehirleşmenin beraberinde getirdiği problemlerle karşılaşması onu kendi çözümlerini geliştirmeye zorlamış. Öncü fikirleri ve projeleriyle kazık temel konusunda çalışmalar yapmış. Çeşitli zemin problemlerinin üstesinden gelmek için ataşman ve makine imalatı yapmaya başlamış. CFA tipi kazık uygulamasının Türkiye’deki öncüsü olmuş ve yerli CFA kazık makineleri üretmiş. Yenilikçi bir kazık yapım yöntemi olan, patentini aldığı JMK’yı (jet mantolu kazık) geliştirmiş. Aile şirketi yıllar içinde kendi söküğünü diken bir terzi misali çalışmaya ve büyümeye devam ederken yakın çevresinde metabolik hastalıklar artmaya başlayınca, araştırmacı ruhuyla bu konularda da daha çok bilgi edinmeye yönelmiş. Sağlıklı beslenmenin hastalıkları önlemede ve sendromları azaltmada kilit rol oynadığını ama sağlıklı gıdalara sürdürülebilir şekilde ulaşmakta yaşanan zorlukların bu konuda büyük engel oluşturduğunu görmüş. Edindiği bilgiler onu daha da kapsamlı araştırmalar yapmaya ve bir kez daha kendi dertlerine deva olmak için çözümler üretmeye teşvik etmiş. Yüksek polifenollü zeytinyağını keşfetme ve kendi yağını üretme hikayesi işte böyle başlamış.
LİKYALILARDAN KALMA YÖNTEM
‘Ölümsüz ağaç’ olarak bilinen zeytinin meyve suyu olan zeytinyağını en ideal yöntemlerle üretebilmek için kolları sıvamış. Mühendislik geçmişi, polifenolik bileşen ve aroma bakımından yüksek değerlere sahip, üstün kalitede bir zeytinyağı elde edebilmek için gerçekleştirdiği Ar-Ge çalışmalarında hızla yol almasını sağlamış. Çekirdeklerin bir kısmının çıkarılması sonucu, zeytinyağının daha aromatik özelliklere sahip olduğunu bire bir deneyimledik. Likya ve Roma’da kullanılan, daha aromatik özelliklere sahip olduğunu öğrendiği ‘trapetum’ yöntemiyle zeytinyağı elde etmeye yönelmiş. Yaptığı çalışmalarla, zeytin çekirdeği özünü yüksek ısıya maruz bırakmadan ve zarar vermeden çıkarmayı başaran bir yöntem geliştirmiş ve bununla ilgili olarak Avrupa patent başvurusunda bulunmuş. Bu alanda bir önemli adım daha atarak, zeytinyağı çıkarma işleminin atığı olan pirinayı yüksek ısılara maruz bırakmadan kurutarak hayvan yemi haline getirme projesi için de yine Avrupa patent başvurusu yapmış. Yüksek polifenol seviyelerine ulaşmak için bilginin ışığında yaptığı kapsamlı çalışmalar ve geliştirdiği yöntemler sonucu elde ettiği zeytinyağının kalitesinden ve sağladığı faydalardan yaşadığı memnuniyetle, ürününü yakın çevresiyle de paylaşmış ve çok iyi geri bildirimler almış. Ve günün sonunda, ailesi için ürettiği bu yaşam iksirini daha sağlıklı bir yaşam sürmeyi arzu eden herkesle paylaşmaya karar vermiş.
ANTALYA’YA ÖZGÜ ÇEŞİTLER
“Adeta bir yaşam iksiri olarak kabul edilen zeytinyağının ne tür antioksidanlar barındırdığı ve nasıl bir aromaya sahip olacağı zeytinin çeşidine, genetik özelliklerine, yetiştiği bahçenin konumuna, bölgenin iklim koşullarına, toprağına, mineral yapısına ve kullanılan tekniklere bağlı. Zeytin ağaçlarının güneşten aldığı enerjiyi, topraktan elde ettiği mineralleri ve çevresindeki endemik türlerden gelen aromayı meyvesine aktardığını biliyoruz. Bunu yapabilmesi için güneş enerjisinin nem vs. gibi engellerde kırılmadan zeytin ağacına ulaşması gerekiyor. Bol güneş alan zeytin soğumazsa güneş enerjisini tam olarak işleyemez. Hafif esintinin zeytin ağaçlarının arasında gezmesi, geceleri ayaza çekmesi zeytinyağının polifenolünü ve aromasın artırır. Bu nedenle bahçelerimizi seçerken Antalya’ya 90 kilometre mesafede büyük bir vadi içinde yamaçlarda olmasına dikkat ettik. Bahçelerimiz 400-750 rakım civarında. Ve bu arazi koşullarında çalışmak gerçekten zor” diyor.
Aldıkları bahçelerde 200 yaşına kadar uzanan ‘Memecik’ çeşidi zeytin ağaçları olduğunu, buralara yine ‘Delice’lere aşılayarak ‘Memecik’ diktiklerini söyleyen Selim Bey, boş olan arazilerde ise Antalya yöresine özgü ‘Tavşan Yüreği’ ve ‘Beylik’ zeytinlerini toprakla buluşturduklarını belirtiyor. Çalışmaların devam ettiğini, şimdilik 320 dönüm civarında bahçeleri olduğunu paylaşan Selim Sarıkaya, şöyle devam ediyor:
MOBİL ÜRETİM YAPIYORLAR
“Zeytin, yapraklarını dökmeyen bir ağaç olduğu için kendisini zararlılardan korumak amacıyla polifenol içerikler üretir. Polifenoller ağacın yapraklarında ve meyvesinde yoğundur. Bu sayede kendisini ve meyvesini korur. İlaçlama yapılırsa, yanlış bakım ve yoğun su kullanırsa ağacın kendisini koruma ihtiyacı azalır. Polifenol üretimini durdurur ve daha fazla meyve vermeye başlar. Hasat zamanı ve sürecine ayrıca hassasiyet gösterilmesi gerekir. Biz, en uygun zamanda topladığımız zeytinlerden elde ettiğimiz zeytinyağının faydalı içeriklerini yüksek seviyede koruyabilmesi için kendimize özgü bir yol izliyoruz. Mobil zeytinyağı üretim tesisimiz sayesinde hasat sırasında topladığımız zeytinleri hemen işleyebiliyoruz. Toplanan zeytinler işlenmeye başladığı andan depolana kadar oksijen, ısı, su ve ışıktan korunmalıdır. Yüksek polifenol içeriğimizi korumak için, kırma, malaksasyon, dekantasyon, seperasyon aşamalarında yaygın olan sıkma teknikleri yerine susuz işlemeye uygun makineler-üretim teknikleri tercih ediyor ve geliştiriyoruz. Zeytin hamur haline getirildikten sonra malaksasyonda karıştırıldığı süre boyunca oksijenle temas halindedir. Ar-Ge çalışmaları sonucu geliştirdiğimiz vakumlu malaksasyon tanklarını kullanarak daha fazla aroma ve polifenol elde etmeye çalışıyoruz. Zeytinyağının üretiminde son aşama elde edilen yağın partiküllerden arındırılması işlemidir. Günümüzde bu işlem seperatör, filtre ve doğal dinlendirme ile gerçekleştiriliyor. Yapılan araştırmalar seperatör ve filtrenin yağın içindeki polifenol ve aromayı olumsuz yönde etkilediğini gösteriyor. Bu yüzden, geliştirdiğimiz seperatörle hızlandırılmış sedimantasyon tekniklerini tercih ediyoruz. Böylece polifenol ve aromatikleri en yüksek seviyede koruyarak tüketiciye ulaştırmaya çalışıyoruz. OOVİVA ailesi olarak her zaman idealist ve öncü yaklaşımımızla, tüm sınırları zorlayarak, durmaksızın gelişmeye ve büyümeye kararlıyız. Çalışmalarımızı sürdürerek alanımızda daha nice başarılara imza atmaya hazırlanırken, zeytinyağımızla yaşam kalitenizi artırarak birçok derdinize de deva olmaktan büyük gurur ve mutluluk duyuyoruz.”
Selim Sarıkaya
ZEYTİNYAĞI YAŞATIR
Marka ismi belirlenirken sonsuzluktan ve sonsuzluk işaretinden yola çıkılmış. DNA’nın sarmalı, makinelerde kullanılan sarmal ve sonsuzluk göze çarpınca en basit hali ‘oo’ olarak kalmış. Başka bir bakış açısında ise ‘olive oil viva’ kökeni Latinceye dayanan ve ‘yaşam’ anlamına gelen bir kelime olduğu için seçilmiş. Özetle, ‘zeytinyağı yaşatır’ gibi bir uyarlama yapılmış.