Cumhuriyet Bulvarı No: 82 Erboy 2 İş Merkezi

Mustafa Özbelge ve Mustafa Özduran’ın temellerini attığı Revnak Zeytinyağı-Garanti Zeytinyağı Fabrikası faaliyetine 1957’de Doğruluk Yağhanesi ismiyle başlamış. 1970’li yılların sonlarına kadar her ikisi de üretim sürecinde yer almışlar. İlk olarak hayvan gücüyle çalıştırılan dik taşlı değirmende öğütülen zeytinden mengene yöntemiyle zeytinyağı elde etmişler. Bölgeye 1967’de elektriğin gelmesiyle hidrolik pres -sulu sistem- (halkımız tarafından kabul görmüş adı ile taş baskı) yöntemiyle zeytinyağı üretmeye başlamışlar.
Firmanın temelleri Mustafa Özduran atmış ama fabrikayı bugünlerine getiren oğlu Nejat Özduran olmuş. 1980’li yılların başında firmaya katılım sağlayan Nejat Bey, 1984’te, almış olduğu mesleki eğitimin de verdiği cesaretle ciddi bir atılım gerçekleştirerek İtalya’dan ülkemizin ilk kontinü sistem zeytinyağı makinelerinden birini ithal etmiş. Bu, Türkiye’nin ilklerinden biri olmuş. Nejat Özduran, söz konusu dönemde, zeytinyağının kalitesinin artması ve üretimdeki hızı sağlamak konusunda zorunlu bir geçiş olarak gördüğü kontinü sistemi diğer işletmelerin de kullanmaya başlaması için öncülük etmiş. Nejat Bey, firmada eskisi kadar aktif olmasa da hala birçok konuda ışık tutmaya devam ediyor.
YARIM ASIR SONRA MARKALAŞTI
İşin başında şu an aktif olarak üçüncü kuşağı temsilen Nejat Özduran’ın oğlu Muammer Mustafa Özduran var. Mustafa Bey, 1987 İzmir doğumlu. İzmir Ekonomi Üniversitesi İngilizce İşletme Bölümü mezunu. Evli, iki çocuk babası. 2009’dan bu yana tam zamanlı olarak aile şirketinde görev alıyor. Aynı zamanda Kemalpaşa Sanayici ve İş İnsanları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi. İzmir Ticaret Borsası’nda da Sıvı ve Katı Yağ İmalatı Meslek Komitesi Başkan Yardımcısı.
“Firma olarak 50 yılı aşkın bir süredir yağhanecilerin karakteristik özelliğiyle elde ettiğimiz ürünü çok büyük oranda dökme olarak sattık. Ancak ben markalaşarak bu ürünü son tüketiciye sunmak istedim. Aynı kalarak sürdürülebilir olamazsınız. Gelişim göstermeli, dünyanın gittiği yönü analiz ederek dönüşebilmelisiniz. Bu sebeple 2009’da ‘Revnak’ markasını tescil ettirdik ve ürettiğimiz altın sıvıyı nihai tüketiciye direkt olarak ulaştırmaya başladık” diyor.
MARİO SOLİNAS’TAN ÖDÜL GELDİ
Zeytinyağının da aslında şarap gibi kupaj bir ürün olduğunu, standardı sağlayabilmek için birçok eğitime katıldığını paylaşan Mustafa Özduran, “2011’de Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi’nce İzmir’de düzenlenen, İspanyol oleogol Dr. Wenceslao Moreda’nın verdiği natürel zeytinyağının duyusal özelliklerinin tespiti eğitimine katıldım. Nisan 2019’da ise İtalya’nın İmperia kentinde dünyanın ilk zeytinyağı tadım okulu olarak kabul edilen O.N.A.O.O’nun (L’Organizzazione Nazionale Assaggiatori Olio di Oliva) duyusal analiz eğitimi birinci seviyesine katıldım ve sınavı da geçerek başarıyla tamamladım” diye konuşuyor.
Doğal olarak özenli çalışmalarının, aldıkları eğitimlerin sonucunda birçok ödül de kazanmışlar. 2017’de, kuruluşlarının 60’ıncı yılında sektörün en prestijli ödüllerinden biri olarak kabul edilen IOC (International Olive Council) himayelerinde UZZK (Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi) tarafından düzenlenen Mario Solinas Türkiye Natürel Sızma Zeytinyağı Kalite Yarışması’nda olgun meyvemsilik kategorisinde dördüncülük ödülüne layık görülmüşler. Mustafa Bey, “Zaten bu ödülden sonra markalaşma ve tasarım sürecine hız vererek sektörün önde gelen grafik tasarımcıları ile çalıştık ve Revnak markasına yeni bir çehre kazandırdık diyebilirim. Daha sonra 2020 ve 2022’de IOC (International Olive Council) himayelerinde UZZK tarafından düzenlenen Natürel Sızma Zeytinyağı Kalite Yarışması’nda sırasıyla gümüş madalyanın ve bronz madalyanın sahibi olduk” diyerek, bundan duydukları gurur ve mutluluğu aktarıyor.
AYAKTA KALMANIN SIRRI BU ÜÇLÜDE
Kemalpaşa’nın en eski yağhanesi olduklarını da dile getiren Mustafa Özduran, bunca zaman ayakta kalmanın sırrını ise şöyle açıklıyor: “Bizden önce kurulan yağhaneler ya bayrağı devredecek kimse bulamadı ya da tesisinin yer aldığı arazinin çok değerlenmesi sonucunda kepenklerini indirdi. Örneğin, 13 kilometre mesafedeki Bornova’da bundan 45-50 yıl öncesinde 9-10 tane yağhane olduğu bilinirken, şu anda ne yazık ki bir tane bile kalmadı. Bölgemizdeki çiftçilere hizmet veren 4 yağhane daha var ama en eskisi biziz. Farkımız şu olabilir, müstahsil çok temiz bir yağ alıyor. İtalya’da üretilmiş sınıfının en iyisi çift seperatörle çalışıyoruz, posa miktarı yüzde 3’lere kadar düşüyor. Çiftçilerimiz 200 kiloluk varilin dibinde 15-20 kilogram posa görebilecekken, 6-7 kilogram posa görünce son derece mutlu oluyor. Ayrıca yağhanemizde güler yüzlü ve güvenilir bir hizmet sunuyoruz. Bizim sırrımız özetle kaliteli ve güler yüzlü hizmet, doğru fiyat.”

(kutu)
İKİ TEMEL SORUN
TAKLİT VE TAĞŞİŞ
“Taklit ve tağşişin önünü kesmeliyiz. Temel problemimiz bu. Özellikle sanal pazarlara müteselsil sorumluluk getirilmeli. 5 litresi 750 TL’ye kargo dahil teneke ambalajda fiyat veriyorlar. Teneke 50 TL, kargo 100 TL, bunları düştüğümüzde litresi 120 TL’ye zeytinyağı sattıklarını iddia ediyorlar. 120 TL’ye zeytinyağı olamaz. Bizim insanımız buna kanmamalı. Bunun için gerekirse kamu spotları yapılmalı. Bunu başarabilirsek zeytinyağı tüketimini de artırırız. Ülkemizde kişi başı zeytinyağı tüketiminin yıllık 2.5-3 kilograma geldiği tahmin ediliyor. 85 milyonla çarptığımızda 250-260 bin tona tekabül ediyor. Bizim 250 bin ton üretimimizin olmadığı yıllar oluyor. Eğer kişi başına yıllık tüketimi 3.5- 4 kilograma çıkartır ve sahtenin de önünü kesebilirsek ülkemizin üretimi ancak kendi tüketimimize yetecek. Dışarıda pazar aramak zorunda kalmayacağız.
Çiftçinin de ciddi şekilde eğitimlere tabi tutulması gerektiğini düşünüyorum. Çuvallarda zeytinleri günlerce bekletmemesini, dibinden toplanan zeytin ile başından toplanan zeytini ayırması gerektiğini, topladığı zeytinleri kasalara koyarak yağhaneye getirmesi gerektiğini öğretmemiz gerekiyor.”


M. Mustafa Özduran