Cumhuriyet Bulvarı No: 82 Erboy 2 İş Merkezi

Yüksek kimyager Aylin Yalçın önderliğindeki ‘Soap and Beauty’ ailesi, en iyi kalitedeki zeytinyağını şifalı bitkiler, tohumlar ve bitki öz sularıyla bir araya getirerek birbirinden yararlı sabunları üretmekle kalmıyor; görenlerde merak uyandıran, desenli, gül tomurcukları, meyve kuruları, tarçın çubuklarıyla görsel şölene dönüştürüyor.

 

Sabunun ne zaman keşfedildiği tam olarak bilinmese de günümüze kadar popülerliğini korumuş. Eski çağlarda hem tıbbi, hem de halk sağlığı için temizlik amaçlı kullanılmış. Kişisel hijyenin hastalıkları azalttığı fark edildikten sonra tüketimi giderek yaygınlaşmış.

Osmanlı’da ise sabunun yükselişi özellikle İstanbul’un fethinden sonra olmuş. Çok sayıda hamamın inşa edilmesiyle hamam kültürü ve banyo bilinci yerleşmeye başlamış. Tabii bu dönemde sabunlar deneme yanılma ile yapılmış. Hayvansal iç yağlar kullanılmış ama zamanla rengi kahverengine dönerken kötü kokmaya başlamış. Çok sonraları da zeytinyağı ile kül suyu bir araya getirilerek zeytinyağı sabunu elde edilmiş. 1’inci Dünya Savaşı sırasında bu sabunlar yaraları temizlemede büyük rol oynamış.

HEM RUHA, HEM BEDENE İYİ GELİYOR

Günümüzde ise tıpkı zeytin ve zeytinyağı gibi zeytinyağı sabunu da bir kültür mirası kabul ediliyor. ‘Hamam’ denilince akla ilk gelen şey sabun oluyor. Banyodan sonra insanlarda yarattığı temizlik hissi hem ruha, hem de bedene iyi geliyor. Şifa kaynağı kabul ediliyor. Ülkemizin eşsiz doğasındaki şifalı otlar bu yağlarla birleştirilerek çok daha yararlı, cilt hastalıklarına iyi gelen sabunlar üretildi. Geleneksel yöntemlerle yapılan sabunların yanı sıra daha modern yapım tekniklerinin ortaya çıkmasıyla belli hastalıkları hedef alan daha spesifik sabunlar yükselişe geçti. Bu tür sabunlar yağ ve kül suyunun doğal tepkimesi sonucu oluşur ve yan ürün olarak gliserin içerir. Bu gliserin sabundan ayrıştırılmaz. Cilt için doğal bir nemlendirici üründür. Yani bilinenin aksine doğal sabunlar cildi kurutmaz, bilakis cilt için sağlıklıdır. Temizleme sonrasında ciltte birikme yapmaz ve cildi ölü hücrelerden, mikroorganizmalardan arındırır.

SİZ HİÇ ARTİSAN SABUN GÖRDÜNÜZ MÜ?

İşte, kuruculuğunu yüksek kimyager Aylin Yalçın’ın yaptığı ‘Soap and Beauty’ ailesi, uzun bir Ar-Ge döneminden sonra en iyi kalitedeki zeytinyağını şifalı bitkiler, tohumlar ve bitki öz sularıyla bir araya getirerek birbirinden yararlı sabunlar üretmeye başlamış. Bu üretim aşamasında yağı kaynatarak zararlı bileşenleri ortaya çıkarmak yerine soğuk üretim yöntemi esas alınmış. Böylece en kaliteli yağdan en kaliteli sabun üretilmiş. Tabii bu üretim yapılırken biraz da işe estetik kazandırılmak istenmiş ve ortaya ‘Artisan Sabun’ çıkmış. Görenlerde merak uyandıran, desenli, gül tomurcukları, meyve kuruları, tarçın çubuklarıyla görsel şölene dönüşen sabunlar kısa zamanda ilgi odağı olmuş.

ÜNÜ SINIRLARI AŞTI DÜNYAYA YAYILDI

Aylin Hanım, “Öyle ki, bu sabunlarımızın ünü Türkiye sınırlarını aşıp birçok kıtadaki değişik ülkelere yayıldı. Ülkemizdeki hem zeytinyağını, hem de zeytinyağı sabununu tanıtmak bize gurur verdi. Özellikle son aylarda yaşanan Kovit-19 salgınıyla beraber görüldü ki, kişisel hijyen son derece önemli. El ve vücut sağlığımıza dikkat etmemiz elzem bir kural. Bunu yaparken de mis gibi zeytinyağı sabunlarımız var” diyor.

Endüstriyel ürünlerin içeriğindeki kimyasal bileşenlerdense, doğal olarak üretilen sabunların cilt için çok daha faydalı ve yeterli olduğunu söyleyen Aylin Yalçın, böylece hem cildimizi, hem de doğamızı korumuş olacağımızı vurguluyor. “Çünkü yüzde 100 doğal sabunlarda koruyucu, alkol, paraben, SLS, SLES vb. bulunmaz. Saf sabundur ve bu yüzden çok değerlidir. Giderek doğanın, doğal ürün kullanmanın kıymetinin daha iyi anlaşıldığı şu günlerde siz de hayatınızda zeytinyağı sabununa şans verin. Temizlik hissini sonuna kadar yaşarken cildinizin canlanmasına, tazelenmesine tanıklık edeceksiniz. Sağlıkla kalın” diye konuşuyor.