Danimarka’da doğup büyüyen Banu Sezgin, İTÜ İç Mimarlık Bölümü’nden mezun olduğu 2018’de, bir yandan mesleğine devam ederken, bir yandan da yıllardır hayalini kurduğu zeytinyağı sektöründe hizmet veren ‘Serence’ markasını hayata geçirmiş.
Banu Hanım, sonradan değil, atadan zeytinci. Aydın’da toplamda yaklaşık 75 dönüm dönümden oluşan bahçeleri 1909’dan beri ailesi tarafından işletilmiş. Birinci kuşak (anneannesinin babası) Ali Deniz, şu anki ağaçların çoğunu zamanında kendisi dikip yetiştirmiş. Sonrasında bahçeleri dedesi Süleyman Sarıkaya devralmış.
Aile 2018’e kadar, asırlık ağaçlardan toplanan zeytinlerin bir kısmını kendisine ayırmış, kalanı da bölgedeki kooperatife satmış. Eşe dosta hediye edilen zeytinyağları o kadar beğenilmiş ki, bu lezzeti tüm dünyanın tatması yönünde öneriler gelmiş. Doğrusu ya, onlar da yağların kaliteli olduğunu biliyormuş ve daha geniş kitlelere sunulması konusunda hemfikirmişler.
‘TEMİZ, HUZUR, PÜR’ DEMEK
İşte, Banu Sezgin’in üniversiteden mezun olduğu 2018’de, harekete geçmenin tam zamanı olduğunu düşündüğü gün ‘Serence’ markası doğmuş. Serence, ‘temiz, huzurlu ve pür’ demek. Zeytin ağacının tarihi ve simgelediği değerleri (adalet, bolluk, sağlık) temsil eden ‘Serenity’ kelimesinden yola çıkarak türetilmiş.
Banu Hanım, “Egeli bir ailenin kızı olduğum için yaz sonları dedemin zeytin bahçelerindeki hasatlara gitmeye çok alışkındım. (Ki, bu iş keyifli görünse de gün doğmadan bahçeye gitmek, zeytinleri elle toplamak, ekipleri organize etmek büyük efor ve emek gerektirir.) Ama ben tam anlamıyla ilk hasadımı 2018’de ‘Serence’ için ilk yaptım. İşin başında tek olmama rağmen şanslıyım ki, her zaman arkamda yardıma yetişen bir ailem ve hasat zamanı çevre köylerden gelen ekiplerimiz var” diyor.
HER BAHÇE AYRI SIKILIYOR
Ailenin zeytinliği tek parça değil. Ama hasatları bahçe bahçe ayırıyorlar. Kiminde erken, kiminde olgun hasat yapıyorlar. Birinden elde ettikleri yağı, diğerlerininkiyle karıştırmıyorlar. Dolayısıyla bünyelerinde farklı özelliklerde soğuk sıkım naturel sızma zeytinyağı bulunuyor. Ve müşterilerine arzu ettikleri fiyat ve kalitede yağ sunabiliyorlar. Bahçeler hep aile tarafından işletildiği için hiçbir zaman ilaç veya suni gübre kullanılmamış ve kullanılmıyor. Zeytinler kendileri nasıl tüketmek istiyorlarsa hep o şekilde yetiştirilip sıkılıyor. Yaklaşık 90-100 yıllık ağaçlar ‘Memecik’ ve ‘Domat’ ağırlıklı.
YILLIK ORTALAMA 5 TON
Yıllık yağ kapasiteleri ortalama 5 ton. Henüz kendi tesisleri yok. Sıkımı, bölgede bulunan bir tesiste gerçekleştiriyorlar. Banu Sezgin, “Tesis kurmak çok daha farklı bir iş. Bu nedenle şu an için kendi mahsullerimizle kalitesinden ödün vermeyen ürünler sunmaya odaklandık. Hasat ettiğimiz zeytinleri aynı gün sıktırıyoruz. Yağlarımızı krom tanklarda, ışık görmeyen serin alanlarda stokluyoruz. Dolumda ise koyu renkli cam şişeler veya zeytinyağına uygun tenekeler tercih ediyoruz” bilgisini paylaşıyor.
İSKANDİNAVYA’YA İHRACAT
‘Serence’, Danimarka başta olmak üzere ağırlıklı İskandinav ülkelerine ihraç ediliyor. Türkiye ayağında ise hem kurumsal, hem de bireysel satış söz konusu. Tüm bu operasyon www.serencepremium.com web sitesinden yürütülüyor. Banu Hanım, “Türkiye’de üretilen zeytinyağları çok kaliteli olmasına rağmen dünyada hak ettiği konuma henüz erişemediğini düşünüyor. “Zeytinyağı üretimi fazlasıyla özen isteyen bir süreç olduğu için emin adımlarla ilerlenmesi gerekiyor. Her yaptığınız işlem yağın kalitesini belirliyor. Dolayısıyla baştan sona bu süreç özveri gerektiriyor. Bir adım atarken bunu kontrollü bir şekilde yapmak çok önemli olduğu için kaliteyi kesinlikle ikinci plana düşürmemek gerekiyor. Hedeflerimizi belirlerken de bu durumu göz önünde bulundurarak planlamalarımızı gerçekleştiriyoruz” diye de ekliyor.