Bu, Ürgüp-İzmir-Norveç hattında geçen bir öykü. Kahramanı Ayşegül Tutkun. Ayşegül Hanım, Ürgüp’te doğmuş, İzmir’de büyümüş, 2007 yılında Norveç’e taşınmış. Halen bu ülkede minibüs iç dizaynı yapan bir firmanın sahibi. Ama hayatının odağında sadece otomotiv yok, aynı zamanda tarım da var. Toprağa sevgisi, Ürgüp’te her eylül ayında yapılan bağbozumundan geliyor. Altında odun ateşinin yandığı dev kazanlarda üzümlerin pekmeze dönüşüşünü, tatlı yorgunluğun ise eğlenerek çıkarıldığı akşamların nasıl iple çekildiğini hala ilk günkü gibi hatırlıyor. O güne kadar adına hayran olduğu zeytinle tanışmasının da ailesinin İzmir’e taşınmasıyla olduğunu söylüyor.
HOBİ DİYE BAŞLADI TUTKUYA DÖNÜŞTÜ
“2007’de Norveç’e taşındım. Yıllarca hasat zamanı Türkiye’ye geldim. Kilolarca zeytin alıp götürdüm. Zeytinimi orada da kendim yaptım. Hobi ile başladı, tutku haline dönüştü. Otomotivin yanında hep aklımın bir kenarında bu iş de vardı, sadece zamanını bekliyordum. 2016 yılında düğmeye bastım ve İtalyanların, İspanyolların, Yunanların bu işi nasıl yaptığını araştırmaya başladım. Üzülerek söylemeliyim ki, zeytini ve gerçek zeytinyağını onlardan öğrendim. 2017’de bir adım daha atarak 10 dönüm zeytin bahçesi aldım. Burasını zeytini daha iyi tanımak için bir nevi atölye olarak kullanmaya başladım. 2018’de de resmen bu sektöre adım attım” diyor.
DOĞDUĞU KÖYÜN ADINI MARKA YAPTI
Ayşegül Tutkun’un markası ‘Sinesos’. Bunu, Ürgüp’te doğduğu köyün adı olan Sinasos’tan esinlenerek oluşturmuş. Ağaçlarının cinsi ‘Edremit’. 3 çeşit yağı var. Hepsi de soğuk sıkım (19-22 derece). Halen 500 ton zeytinyağını muhafaza etme ve paketleme kapasitesi olan bir işletmesi mevcut. Büyük bir özenle ürettiği zeytinyağlarını, sıkıldığı günkü değerlerinin dış etkenler tarafından kaybolmasını önlemek için özel olarak elde yapılan ve üzerine çini tekniği ile motifler çizilen şişelerde kullanıcılarına sunuyor. Şimdilik iç piyasada yok. İhracat odaklı çalışıyor. İlk ihracat İskandinav ülkelerine yapılmış. Onları Hollanda ve Almanya izlemiş.
SIRADA AMERİKA VE JAPONYA VAR
Ayşegül Hanım, “Sırada ABD ve Japonya var. Yağımız hem kalitesi, hem de ambalajının yarattığı zenginlikle büyük ilgi çekti. İlk müşterilerimizden gurur verici dönüşler aldık. En büyük özelliğimiz bütün ürünlerimizin doğal olması. Hiçbir koruyucu ve katkı maddesi içermemesi. Zeytinlerimizi sadece tuz ve suyla fermente ediyoruz ya da acısını alıyoruz. Bu yüzden ambalajlarımızın hepsi özel tasarım. En büyük hedefimiz, dünyada Türk zeytinyağının hak ettiği yeri alması. Sinesos olarak biz de tüm bilgi birikimimiz ve enerjimizle bunun için çalışıyoruz. Çalışmaya da devam edeceğiz” diye ekliyor.