Aslında herkes onları dondurmacı olarak tanıyor. Hani, Ayvalık’ın ödüllü, ünü sınırları aşmış meşhur ‘Çamlık Dondurmacısı’ var ya, ondan bahsediyoruz. Ama Sezer ailesi aynı zamanda köklü bir zeytinyağı üreticisi. Öyküleri, 1923’te henüz 8 yaşında iken Midilli’den mübadele ile gelen babaanne Sabiha Sezer’e verilen 20 zeytinle başlamış. Dede Abdullah Sezer, zeytinden iyi anlayan, ağaçlarını çocuğu gibi seven ve özenle bakan biriymiş. Onun attığı tohumlarla zeytinlerin sayısı zamanla çoğalmış. Baba Güngör Sezer de gençlik döneminde yıllarca oynadığı profesyonel futboldan elde ettiği kazancı hep ağaçlara yatırmış. 40, 100 derken, binlerce zeytine ulaşılmış.
ESKİ BİR MİLLİ VOLEYBOLCU
Günümüzde Periçeşme Mevkisi’nde, 70 ve 65 dönümlük iki bahçede 200, 300, 500 yıllık ağaçların yanı sıra 30 senelik genç ağaçlar da var. Bunlardan elde edilen yağ geçen yıla kadar dökme olarak satılırken, üçüncü jenerasyon Berna Sezer’den sürekli yağ isteyen arkadaşlarının talepleri üzerine biraz da mecburiyetten markalaşma yoluna gidilmiş. Beşiktaş, Eczacıbaşı, Galatasaray, Göztepe, Bursaspor ve TED Ankara Koleji’nde 25 yıla yakın voleybol oynayıp 33 kez milli takımda görev yapan Berna Hanım, hem memleketine, hem de babasına olan inanç ve saygısından dolayı ‘Babatoprağı’ markasında karar kılmış.
“Babam iflah olmaz bir ağaç severdir. Her sene bizim için bıkmadan usanmadan ağaç diker. Onun zeytin ağaçlarına gösterdiği özeni tüm Ayvalıklılar da iyi bilir. Markamı oluştururken bu nedenle bir an bile tereddüt etmedim. Babatoprağı’nın ilk vitrine çıkışı şişe tasarımı ve isim de dahil sadece 12 günde gerçekleşti. Ekim 2017’de ilk kez Tasarım Tom Tom Sokak’ta tüketicilerle buluştu. Bu sempatik ortamda satış yapmak bana çok cesaret verdi. Herkese tek tek zeytinyağını anlatmak bence aşktan farklı bir şey değil, inanın” diyor.
HASTALANMADAN ÖNCE TÜKETİN
Ağaçları Edremit yağlık. Yıllık kapasiteleri 20 ton civarında. Sıkımı Özgün’de yaptırıyorlar. Tüketiciye çeşitli etkinlikler ve sosyal medya aracılığıyla ulaşıyorlar. Ayrıca, İstanbul’da özel noktalarda satış yapıyorlar. Berna Sezer, yavaş yavaş, iyi zeytinyağı yemek isteyenlere ulaşacaklarına inandığını dile getirip ekliyor: “Benim tek hedefim herkese hastalanmadan önce iyi yağ yedirmek. Murat Küçükçakır’ın çok sevdiğim bir sözü var. ‘Kötü yağ yoktur, kötü yola düşürülmüş yağ vardır’ der. Haydi; sizler bilinçli tüketiciler olun, bizler de hevesli üreticiler olarak size en güzelini sunalım. Sağlık ve zeytinyağının şifası sizinle olsun!”