Cumhuriyet Bulvarı No: 82 Erboy 2 İş Merkezi

 

Bir kadın eli değdiği belli

 

Yıl, 1991... Yer, Ayvalık... ‘Ekbir’ adıyla bir şirket kurulur. Başlangıçta iş alanı inşaattır. Sonra buna otelcilik, turizm, tarım, akaryakıt bayiliği eklenir. Ortaya ‘Ekbir Holding’ çıkar. 2009’da, Altınova’daki fabrika Ayvalık’a taşınarak çok daha profesyonel yaklaşımla ‘Ekbir Zeytincilik’ kurulur. Dünyanın en kaliteli zeytinyağına sahip Körfez Bölgesi’nde yaşamanın gereği de yerine getirilerek zeytin ve zeytinyağı üreten tesis devreye alınır. Taş baskı, soğuk sıkımla yeni teknolojinin harmanlandığı fabrikada yörenin en seçkin zeytinlerinden, doğadaki saflığı korunarak üretime başlanır. ‘Ekbir’ markasının üretimi, gelişimi ve adını duyurması ise bu işe gönül veren atalarından el alan Saffet Birel ve eşi Arzu Hergüner Birel’le olur.

2000 YILINDA GELİN OLARAK GELDİ

1970 İstanbul doğumlu Arzu Hanım, 13 yıllık büyük mağazacılık yönetim ve satış pazarlama deneyiminin ardından 2000’de Birel ailesine gelin gelir. Holdingin çeşitli sektörlerdeki işleri de dahil olmak üzere insan kaynakları, satın alma ve perakende satışa destek verir. Ekbir Zeytincilik’in kurulmasıyla birlikte fabrikanın başına geçip profesyonel olarak üretim, marka geliştirme ve pazarlama konusundaki birikimini buraya aktarır. Arzu Hergüner Birel geçen yıl ‘Ekbir’in ortaklı bir yapıdan gelmesi, başka sektörlerde de faaliyetlerinin olması üzerine, sadece zeytinle geçmişi olan markanın ‘Birel’ soyadını temsil eden ‘Bir’ hecesinin daha çok yücelmeye, yükselmeye ve değere hakkının olduğunu düşünür. Geçmişe ve eşinin atalarına olan duygusal bağlılığının bir sonucu olarak ‘Bireller’ markası için Birel Zeytincilik’i kurar.

AYNI ÇATI ALTINDA ANCAK BAĞIMSIZ

“Şirket kurmamdaki tek sebep duygusal bağlılık. Bizlere, çocuklarım Ata ve Ada’ya bu imkanı sağlayan, miras kalan ata topraklarındaki ölümsüz ve kutsal zeytin ağaçları. Bu değerimizi de yeni markamızla hak ettiği yere getirmeye baş koydum” diyor. Hem Ekbir’i, hem de aynı çatı altında bağımsız olarak büyütmek ve tüm dünya ile tanıştırmak için çalışmalarına devam ettiğini söyleyen Arzu Hanım, şöyle devam ediyor: “Doğruluğumuzdan ve kalitemizden taviz vermiyoruz. ‘Az olsun öz olsun’ ilkesiyle, hastalıkların bu kadar arttığı, yapaylığın, kimyasalların gıdalarda bu kadar fazla kullanıldığı zamanda sağlıklı nesilleri hedefleyerek, insanımızın sağlığını koruyarak ve kollayarak üretim yapıyoruz. Çocuklarımızın yemesini istemediğimiz hiçbir ürünü üretmiyor, ürettirmiyoruz. Dediğim gibi, ‘Bireller’ markasının doğuşu ata topraklarına minnet. Temel ilkemiz, en doğru üretimle, dalından en doğal hali ile taş kırma soğuk sıkım ve Ayvalık coğrafi işaret tescilli Allah’ın bize nimet olarak sunduğu bu toprakların zeytinini ve sızma zeytinyağını tüketicilerimize ulaştırmak. Yöresel olarak nefaseti çok güzel ve dünyada kabul gören yöremizin sızma zeytinyağını yeni markamız ‘Bireller’le dünyaya tanıtmak ise hedefimiz. Ortaklı şirketimizde hibe destek programından yararlanmıştık. Devletin bu projeleri ve destekleri oldukça fazla. Sadece şirket kurarken değil, geliştirme,  yurtdışına yatırım, pazarlama, reklam gibi destekleri de var. Birel Zeytincilik’i kurarken ise herhangi bir destek programına katılmadım ama geliştirme ve markamı dünyaya tanıtmak için başvurabilirim.”

DOĞRULUKTAN ŞAŞMADAN SAĞLIĞA KATKI

Arzu Hergüner Birel, “Kendi işini kuran herkesin bir amacı olmalı” görüşünde. “Tabii ki, geçim kaynağı yaratıyoruz ama eğer bu çok hırslı bir hal alıyor, doğru üretim ve gerçek amacın üzerine çıkıyorsa sapmalara sebep olabiliyor. Akşam olunca yastığıma huzurla kafamı rahat koyabiliyorsam dünyanın en mutlu insanı olarak uykuma dalıyorum. Her sektörde üretim çok önemli ama kendi alanım gıda olduğu için yeni iş kuracak arkadaşlara şu mesajı vermeden geçemeyeceğim: Doğruluk ilkelerinden şaşmadan insan sağlığına katkıda bulunabilecekseniz iş kurun.”

Ülkemizde kadın üretici olmanın çok avantajlı olduğunu düşünen Arzu Hanım, ekliyor: “Artık bütün sektörlerde kadınımız var. Artık kadınımız güçlü. Artık kadınımız girişimci. Ve çok başarılı. Biraz iddialı olacak ama şahsım adına gelen, ‘Bir kadının elinin değdiği çok belli’ mesajlarıyla doğru yolda olduğumu anlıyorum. Kendi işini yapmak isteyen hemcinslerime söyleyeceklerim ise özetle iki cümle: İnanmak, istemek, başarmanın yarısıdır. Biz kadınlar istersek yaparız.”