‘Cömert’i budadı ‘cmrt’yi yarattı
İbrahim Mustafa Cömert’in 4’üncü kuşağını temsil ettiği ailesinin kökleri Midilli’nin Güle köyüne dayanıyor. O tarihte, büyük dedesinin zeytinlikleri ve Bekir Cömertoğulları (Bekirzade) adında zeytinyağı fabrikasına sahipler. 1923’te mübadele ile Ayvalık’a geliyorlar. Bekir Bey ve çocukları burada da aynı işe devam ediyor. Sonra işe torunlardan Mustafa, Ali, Yusuf ve Mehmet dahil oluyor. Ancak bir süre sonra kardeşlerin yolları ayrılıyor. Ardından da ambalajlı işten eskisi gibi para kazanamadıkları gerekçesiyle markalarını Konyalı Tüfekcioğlu ailesine satıyorlar. Mustafa Cömert ve oğlu Zekeriya Erdoğan bu tarihten sonra ürettikleri zeytini dökme olarak pazarlıyor. Erdoğan Bey’in oğlu İbrahim Mustafa da babasının izinden gidiyor. Kardeşi Yavuz’la birlikte dökme yağ işi yapıyor. Taa ki, Haziran 2016’ya kadar...
Soyadındaki sesli harfleri attı
‘Cömertoğulları’ markasının satılmasını bir türlü içine sindiremeyen İbrahim Mustafa Cömert, soyadlarındaki sessiz harflerden ‘cmrt’yi oluşturarak tescilletiyor. Dökmenin yanında yeniden ambalajlı (hem de birbirinden şık) zeytinyağı satışına da başlıyor. Bir anlamda asırlık geçmişlerinin namusunu temizliyor. 1.5 yıl içinde küllerinden doğan ödüllü bir marka yaratıyor. Diyor ki: “(Bu işi alfabesinden öğrenmişiz, bırakmak olur mu?) dedim. Önce bir şahıs firmasıyla Türkiye’nin her yerinden yağ alıp sattım. ‘Cömert’ adını almak istedim, vermediler. Ben de sesli harfleri atıp ‘cmrt’yi tescil ettirdim. Bir anlamda namus temizledim. 20 bin ağacımız var. Hem kendi zeytinlerimizden, hem de müstahsillerin ürünlerinden kaliteli soğuk sıkım yağ yapıyoruz. Üretimde atalarımızdan miras asırlık tecrübemizi, bilgi birikimimizi, özen ve etik değerleri kullanıyoruz.”
Mario Solinas’ta üçüncülük geldi
Mustafa Bey, 1961 Ayvalık doğumlu. 11 yaşından beri sektörün içinde. Yaklaşık 45 yıllık birikime ve deneyime sahip. Zaten bunun meyvesini geçen yıl ilk kez ulusal bazda da yapılan, dünyanın en prestijli doğal sızma zeytinyağı kalite yarışması Mario Solinas’ta orta meyvemsilik kategorisinde üçüncülük ödülüne değer bulunarak almış. Gandhi’nin, “Gelecek bugün ne yaptığınıza göre şekillenir” sözünü hatırlatarak, “Başarı denen şey asla tesadüf değil. Bilgi ve ustalık işi. İşin içinde yoğrulmak, sevmek lazım. Marka olmak için sürdürülebilir olmak, her yıl aynı kalite, lezzet, nefaset ve standardı yakalamak gerek. Isıyı yükseltirseniz fazla yağ alırsınız. Ama içindeki mineralleri öldürür, yağı yakarsınız. Zeytinyağı soğuk sever” diye de ekliyor.
Elleri taşın altına koyma zamanı
Türkiye’deki tüm zeytinyağı üreticilerinin bu ve benzer yarışmalara katılmalarını öneren İbrahim Mustafa Cömert, “Piyasaya böyle düzgün ürünler sunmaya devam edersek inanıyorum ki, Avrupa’da da, dünyada da söz sahibi oluruz” diye de iddialı konuşuyor. Ayvalık zeytinyağının daha yukarılara taşınması için de yoğun çaba harcıyor. Öyle ki, bunun için gerekirse bölgedeki tüm firmaların ve müstahsillerin içinde yer alacağı bir kooperatif çatısı altında toplanmayı öneriyor. “Ayvalık olarak ülkenin ilk coğrafi işaretli zeytinyağını üretiyoruz. Bu nedenle çok taklit ediliyoruz. Bazı işletmeler tağşiş yaptıkları ürünleri kentimizin adını kullanarak pazara sürüyor. Elimizi taşın altına koyup Ayvalık markasına hep birlikte sahip çıkmamız işte bu nedenle çok önemli. Tağşiş olduğu müddetçe insanlar kaliteli ürünleri ‘pahalı’ diye almıyor. Zaten zeytinyağına yabancıyız. Ege, Akdeniz tamam da Anadolu’da zeytinyağı kültürü yok” diyor.
Kozmetikte de iddialı
cmrt’de ürün çeşitliliği de dikkat çekiyor. İbrahim Mustafa Cömert, “Atalarımızdan gördüğümüz gibi, zeytin, zeytinyağı ve sabun yaptık. Sabun ilgi görünce bu kez 6 dizyem yemeklik yağdan krem yaptık. Sonra süzme yağdan şampuan ve duş jeli ürettik. Değişik kozmetik ürünler de yapacağız” bilgisini paylaşıyor.