Onlar, Ayvacık’a bağlı Gülpınar’da (eski adıyla Külahlı) zeytinin ve zeytinyağının kıymetini bilerek büyüyen bir aile işletmesi. Önem Erol Usta ve kuzeni Halil Erol, atalarından miras asırlık ağaçlarından elde ettikleri sertifikalı organik ürünlerini, tarihsel değerlere sahip çıkmak adına köylerinin adıyla markalaştırmışlar.
Çanakkale Ayvacık’a bağlı Gülpınar (eski adıyla Külahlı) yüzlerce yıllık zeytin ağaçlarıyla zeytinyağı geleneğini geçmişten günümüze sürdürüyor. Dünya zeytinyağı literatüründe bu bölge düşük asitli ve kendine has güzel kokulu yağın üretildiği en önemli merkezlerden biri olarak biliniyor. Ve, zeytin ağacının aradığı en uygun iklimsel koşulları burada bulduğu rivayet olunuyor. İşte, Erol ailesi de atalarından miras zeytinleri onlardan devraldıkları gelenekle 2003’ten bu yana Gülpınar’daki kendilerine ait işletmede zeytinyağına dönüştürüyor.
KUZENLER İŞİN BAŞINDA
Onların yolculuğu, Kamil ve Ahmet Erol’un köydeki eski zeytinyağı fabrikasını satın alıp modernize etmesiyle başlamış. Yüksek hacimli kontinü sistem zeytinyağı makinesi ve krom depolama tankları alarak kapasiteyi artırırken, teknolojiyi de yenilemişler. Mevcut zeytinlikleri yenilerini alarak genişletmişler. Binlerce yeni zeytin dikerek ağaç sayılarını artırmışlar. İşin başında şu an Önem Erol Usta ve kuzeni Halil Erol var. 2010’da amca Ahmet Erol’un genç yaşta acı kaybı sonucu bir dönem tüm şirket işlerini aile olarak iki nesil birlikte yürütmüşler. Şu anda Önem Hanım ve Halil Bey ikinci kuşak olarak tüm işleri ortaklaşa, dayanışma içinde yönetiyorlar. Bir yandan da İzmir’de yaklaşık 30 yıldır kimya sektöründe hizmet veren şirketlerini daha ileriye taşımak için çabalıyorlar.
ORGANİK ZEYTİNİN ÖNCÜSÜ
Öykünün devamını Önem Erol Usta, şöyle anlatıyor: “Gülpınar, Türkiye’de sertifikalı organik zeytincilik uygulamasının ilk yapıldığı yerlerden biri. Biz de 2005’ten bu yana Ecocert firmasının denetiminde organik üretim yapıyoruz. Kaliteli zeytinyağı üretimi için sürekli kendimizi geliştirmeye çalışıyoruz. Öncelikle zeytin ağaçlarımıza iyi bakıyoruz. Zeytin hasadını, sağlığa yararlı bileşenlerin en yüksek olduğu zamanda (erken hasat) yapıyoruz. Apollon Smintheion Antik Kenti sınırında bulunan ‘Erpa Zeytinyağı’ adlı fabrikamızda sadece Gülpınar ve Babakale’den özenle topladığımız Edremit tipi zeytinleri, eşsiz tat ve nefasetini koruyarak, el değmeden sıkıyor, en uygun koşullarda depolayıp ambalajlayarak en saf haliyle tüketicilere doğrudan ulaştırıyoruz. 600 ağaç da Gemlik çeşidi zeytinimiz bulunuyor. Şimdiye kadar dalından ham olarak sattığımız Gemlik zeytinlerimizi de çok yakında sofralık olarak hazırlayarak paketleyip tüketicilerimizle doğrudan buluşturmayı hedefliyoruz.”
İLK YARIŞMADA GÜMÜŞ GELDİ
Gülpınar’ın eski adı Külahlı’dan devraldığı tarihsel değerlere sahip çıkmak ve yaşatmak adına marka olarak ‘Külahlı’da karar kılmışlar. Logoyu ve etiketlerin ilk tasarımlarını aynı zamanda grafik eğitimi alan Halil Erol yapmış. Sonrasında ise bu konuyu zeytinyağı tasarımında bir Türkiye markası olan Zülfikar Fidancı’ya teslim etmişler. Bu yıl, katıldıkları ilk yarışma olan IOC-UZZK Türkiye Naturel Zeytinyağı Kalite Yarışması’nda ikinci olup gümüş madalyayla taçlanmışlar.
Önem Hanım, “Zeytin işçiliği zordur, emek ister. Dalından düşen bir zeytin tanesi yuvarlanır bazen bir dikenli çalının dibine. Bu zeytin tanesini alabilmek için daldırırız elimizi çalının içine. Bir zeytin tanesi bile zarar görmesin isteriz. Bir zeytin tanesinden bir damla zeytinyağı çıkar. Bir damlası bile kıymetlidir bizim için zeytinyağının, hep o çalıyı hatırlarız. Gülpınar’ın en önemli geçim kaynağı zeytindir. Gülpınar ve çevresi göz alabildiğine zeytinliklerle çevrilidir. Ve bu coğrafyanın insanları 70’inde bile zeytin diker. Zeytin ağacı kutsaldır ve atalarımızdan mirastır bize. Zeytinliklerimizi korumak için mücadele ederiz. Bir dalına bile zarar gelsin istemeyiz. Barışı simgeler zeytin dalı, bereketi simgeler aynı zamanda. Sofralarda bereket, dünyada barış diliyoruz” diye de ekliyor.
(kutu)
HİPOKRAT 60’DAN FAZLA İLAÇTA KULLANIYORDU
M.Ö. 400 yılında Hipokrat 60’tan fazla ilaç karışımında zeytinyağı kullanıyordu. Hipokrat’ın yaşam iksiri zeytinyağı, her derde devadır yüzyıllardır bizim kültürümüzde de… Çocukluğumuzda karnımız ağrısa zeytinyağı içirilir, öksürüyorsak sırtımız zeytinyağı ile ovulurdu. Ben kendi çocuğumda da uyguladım bu geleneksel yöntemleri ve çok faydalandım. Zeytinyağının anne sütüne en yakın besin olduğu biliniyor. Son yıllarda uzmanlar, zeytinyağının kalp-damar sağlığına faydalarının da altını çizmeye başladılar. Doğanın bize sunduğu bir mucizedir zeytin ve zeytinyağı… Zeytini sevgiyle yetiştiriyor, zeytinyağını özenle üretiyoruz. Zeytinin ve zeytinyağının kıymetini bilerek büyüyen bir aile işletmesiyiz biz. Gelecek nesillere en önemli mirasımız zeytin ve zeytinyağını tanıtmak, kıymetini anlatmak olacak.
ERPA Turizm Kimya Sanayi Ltd. Şti.
Külahlı
Gülpınar ve Babakale