Zeytincilikle uğraşanlar bilir ki, zeytin çekirdeğinin toprağa gömülmesiyle ağaç filizlendirilemez. Bunu ancak 24-25 cm boyunda, simsiyah tüylerle kaplı, gagaları sarı-kavuniçi renkli ‘Karatavuk’ adlı kuşlar başarabilir. İşte o karatavuklar, Emir Gözüm tarafından, İspanyolca karşılığı olan ‘Mirlo’ ile markalaştırıldı.
Her beyaz yakalı gibi Emir Gözüm’ün de en büyük hayali hayatının bir bölümünden sonra Ege’ye yerleşmekmiş. Ancak bu isteği beyaz yakalı olduğu için değil, köklerinin Egeli oluşundan imiş. Yeditepe Üniversitesi Uluslararası İşletme Yönetimi Bölümü’nden mezun olduktan sonra başladığı bankacılık kariyerine radikal bir kararla 2017’nin ortasında son verip Kuzey Ege’nin farklı yörelerinde yaşayan aile fertlerinin yanına gelmiş. Yılın yaklaşık 6 ayını onlarla birlikte geçirmiş. Artık temelli olarak bu taraflara gelmeyi planlarken, bir yandan da bağ, bahçe, arsa gezip neler yapabileceğini düşünmüş. İşte bu sırada zeytine olan ilgisini fark etmiş. Bu konuya yoğunlaşıp Kuzey Ege’de pek çok köy gezmiş, köylülerle tanışmış. Onların sorunlarını, isteklerini, hayallerini dinlemiş. Tüm bunlardan sonra da zeytinciliğe atılmaya karar vermiş. Zeytincilik konusunda şüphesiz ki, aile büyüklerinin destekleri ve öğretileri oldukça fazla olmuş. Bu işi hem doğduğu topraklarda zeytincilikle uğraşan yakınlarının, hem de eğitimler, seminerler ve zeytincilik üzerine okuduğu pek çok kitapla öğrenmeye çalışmış. Ve sonuçta ortaya ‘Mirlo’ çıkmış.
KARATAVUK DENİLEN MUCİZE
Zeytincilikle uğraşanlar bilir ki, zeytin çekirdeğinin toprağa gömülmesiyle ağaç filizlendirilemez. Bunu ancak 24-25 cm boyunda, simsiyah tüylerle kaplı, gagaları sarı-kavuniçi renkli ‘Karatavuk’ adı verilen kuşlar başarabilir. Zeytini insanlar kadar çok seven bu kuşlar, bu mucize meyveyi bir çırpıda yutarlar. Kursaklarında zeytinin etli kısımlarını sindirirler. Çekirdeklerini ise dışkılama yoluyla dışarıya atarlar. Karatavukların kursaklarındaki küçük taşlar ve kuvvetli asitler sayesinde zeytin çekirdeklerinin odunsu kabuğu sindirim sırasında incelir ve yumuşar. Bu sayede de toprağa düştüğünde filizlenebilir. Emir Bey de bu doğa mucizesini markasına taşımak istemiş ve karatavuk kuşunun İspanyolca karşılığı olan Mirlo’yu seçmiş. Mirlo yıl başından bu yana faaliyetini sürdüren bir marka. Yani, “Oldukça yeni” denebilir. Şimdilik tüketicilerle sosyal medya aracılığıyla buluşuyor. Ayrıca, İstanbul’daki bazı elit şarküteri ve gurme marketlerde satılıyor. Zincir marketlerde yer almak gibi bir hedefi ise bulunmuyor. Bunun yanında tabii ki bazı restoranların mutfaklarında pişen yemeklerde kullanılıyor. Çok kısa bir zamanda online alışveriş imkanı da sunulmuş olacak.
NASIR TUTAN ELLERE DESTEK
Emir Gözüm diyor ki: “Mirlo markasının sürdürülebilirlik dışında bir hedefi daha bulunuyor. Başta da belirttiğim üzere doğduğu topraklarda bu işi yarı profesyonel olarak sürdürme gayretinde olan köylülerimizin de bazı hayalleri var. En büyük arzuları ise yoğun bir emekle yaptıkları bu işten elde edecekleri hakkaniyetli gelir. Ancak maalesef şu anki düzen pek mutlu edici kıvamda değil. İşte bu yüzden Mirlo markası genel olarak bu tipteki üreticilerin de kazanacağı ve herkesin mutluluk duyabileceği bir düzen oluşturma gayretinde. Zeytin ve zeytinyağı ülkemizin son derece büyük bir değeri. Bu değerin oluşması adına nasır tutan ellerin her daim yanında olacağız ve yakın zamanda bu konuda hakkında da bazı girişimlerimizi ortaya çıkartacağız. Bu vesileyle de belirtmek isterim ki, zeytinyağımız tek bahçeye ait zeytinlerden değil, belirli kriterler dahilinde köylülerce yetiştirilmiş, toplanmış ve sıkılmış zeytinlerden elde edilmiş bulunuyor.”