‘Düğün’ deyince aklınıza bir damat bir de gelin geliyor değil mi? Oysa, 2016’nın 5-6 Kasım’ında İzmir Urla’da yapılan düğünde sadece ‘gelin’ varmış! Ve o gece ilk defa bir yöreye ait zeytinyağı, şarap ve yöresel yemek eşleşmesi yapılmış.. ‘Gelin’den ötürü de etkinlikten ‘Zeytin Düğünü’ diye bahsedilmiş. Organizasyonun mimarı ise Pelin Omuroğlu Balcıoğlu’ymuş.
Pelin Hanım aslen İstanbul doğumlu. İlkokulu İzmit’te bitirdiğinden bu yana İzmir’de yaşıyor. Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Seracılık Bölümü’nden mezun olduktan sonra ABD Kaliforniya’daki UCDavis Üniversitesi’ne gitmiş. Orada organik tarımı öğrenmiş, orkide serasında staj yapmış. Kaliforniya’da organik tarım yapan çiftlikleri ziyaret edip araştırmalarda bulunmuş. Daha sonra ofis ortamını ve plazaları sevmediği için Türkiye’ye dönmeye karar vermiş. Tam da o noktada bu düşüncesini ailesine açıklamış ve babası Erdinç Omuroğlu ve annesi Zerrin Omuroğlu’nun Urla Yağcılar’daki hayali olan ‘zeytinlik’ ama ‘organik’ konusunda anlaşmış.
‘MAKYAJLI ÇİFTÇİ’ OLMADIĞINI GÖSTERDİ
Pelin Omuroğlu Balcıoğlu o günleri şöyle anlatıyor: “1998’de ilk fidanları dikmeye başladık. Tabii o yıllarda tarımda kadının adı yok. Haliyle ilk sıfatlar ‘makyajlı çiftçi’ ve ‘dağlar kızı Reyhan’ gibi sıralamalarda geldi. İlk yıllar köylüler bana topraktan ve hayvandan anlamayan şehirli gözüyle baktılar, zaman zaman karşılarına aldılar, yanıltmaya çalıştılar. Sonra beni elimde çapa, sabahın 3’ünde keçi damında, zeytin ağaçlarının tepesinde görünce saygı duymaya başladılar. Bu arada, adını ‘Aeria’ medeniyetinden alan ‘Ayerya Rüzgarlı Vadi Çiftliği’mizde hedefimiz olan 12 bin zeytin ağacına ulaştık. Bekleme döneminde boş durmamak için kendimi 80 bin kök enginar yetiştirerek oyalamaya başladım, bölgenin ilk organik sakız enginar üreticisi oldum. Ürettiğim enginarın ileride sıkacağım zeytinyağının en önemli kalite kriteri olan enginar aromasına katkısı olacağından ise habersizdim. 2011’de, yine ailemin desteğiyle Urla’nın merkezinde restore ettiğim iki tarihi binayı ‘Ayerya Organik Ürünler ve Cafe’ olarak hayata geçirdim. 2003’te Türkiye’nin ilk sertifikalı organik küçük baş hayvancılığını yaptım. Bu sırada ürünlerimiz işlenebilecek miktarlara gelmeye başlamıştı ve bir markası vardı: Olivurla…”
ÖNCE GÜMÜŞ, SONRA ALTIN MADALYA ALDI
Öykünün devamı ise satır başlarıyla şöyle: 2013’te zeytinlerin daha da meyve vermesiyle bir işletme ihtiyacı oluşmuş. İZKA’nın da desteğiyle Türkiye’nin ilk güneş enerjisiyle zeytinyağı sıkan Turla Organik Zeytin ve Zeytinyağı Tesisi kurulmuş. O andan itibaren de hep uluslararası platformlarda ödül alınmaya başlanmış. İtalya Bari’de düzenlenen dünyanın en prestijli zeytinyağı yarışmalarından BIOL’de 2015’te gümüş, geçen yıl Uluslararası Zeytin Konseyi’nce düzenlenen Mario Solinos Kalite Yarışması’nın ulusal bölümünde altın madalya, bu sene de madalya gelmiş. Pelin Hanım diyor ki: “Bu yarışmalar önemli. Çünkü öncelikle zeytinyağların akredite bir laboratuvarda kimyasal değerlerine bakılıyor. Hem natürel sızma kriterleri aranıyor, hem de organik olup olmadığı sonuçları 11 sayfalık raporla sunulan kapsamlı analizle araştırılıyor. Daha sonra dünyanın dört bir yerinden gelen profesyonel tadımcı panelist grubuyla bütün zeytinyağları tek tek duyusal analizden geçiriliyor. Bunun sonucunda da extra gold, gold ve silver olarak sınıflandırmalara alınıyor.”
ZEYTİN AĞAÇLARI YERİNDEN EDİLMESİN
Pelin Omuroğlu Balcıoğlu tam bir toprak insanı, üretmeyi seviyor. Dokunup ona kulak verip derdini dinledikten sonra aralarında çok özel bir bağ oluştuğunu söylüyor. Ve o bağın devamı için yaklaşık 20 yıllık tecrübesini yeni nesillere, çocuklara, gençlere aktarabilmeyi hedefliyor. Onlara yönelik zeytin, organik tarım, zeytinyağı tadımı ve üretimi konularında atölyeler düzenliyor. Meşhur hurma zeytinini tattırıp anlatarak binlerce yıllık ‘Erkence’ ağaçlarına sıkı sıkı tutunmaları için fırsat yaratıyor. Yani tek derdi olan kaliteli zeytin-zeytinyağı üretimini ve tüketimini artırmayı hedefliyor. Son söz olarak ise şu çağrıyı yapıyor:
“Yıllarca, ‘Urla’dan çıksa çıksa makine yağı çıkar’ denildi. Bakın geldiğimiz noktaya… Altın madalyalar kazanıyoruz, hem de daha da zor olan organik sınıfında! Zeytin ağacı kusursuz olarak bize dalında meyvesini sunar. Ancak bilgi, tecrübe, emek, aşk ve sabırla onu en saf, doğal ve hatta ilaç olarak tüketebileceğimiz kalitede üretebilmek mümkün. Şefleri, çocuğunu zeytinyağı ile büyüten anneleri, hastalıklara yakalanmadan keyifle Urla zeytinyağlarını arayıp soracak ve damak tadına en güzel geleni bulabilecek tüketicileri görmek istiyorum. Urla’nın ölümsüz ağaçlarının ölümsüz meyvelerini tüketmeye önce kendi insanlarımızın ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Zeytinler var olsun, ‘Erkence’lere, ‘Delice’lere vs kimse el süremesin, yerinden yurdundan sökülmesin.”
EKO-TURİZM DE VAR
2003’te sayıları 500’ü bulan sağmal keçilerimizle yöresel organik keçi sepet peyniri üretttik. Seramızda 6 bin saksı orkide yetiştirdik. Son üç yıldır Akdeniz yeşilliklerinden oluşan meyve sebzelerle damaklarda iz bırakan hafta sonu kahvaltı ve gastronomi organizasyonları düzenliyoruz. Tarladan sofraya konsepti bizim için en önemli buluşma. Her ne üretiyorsak, bunları soframızda Urla yöresel yemek kültürüyle buluşturan lezzetler yapmaya özen gösteriyoruz. Büyük masalar etrafında misafirlerimizle güzel sohbetlerde Urla’yı, antik çağda zeytini, asırlık zeytin ağaçlarımızın meyvesini anlatıp bunları tattırıyoruz. Çiftliğimizde bu anlamda eko-turizm alanında da hizmet veriyoruz.
ORGANİK NATÜREL SOFRALIK ZEYTİN
Bütün ürünümüzü yağlık olarak değerlendirmiyoruz. Piyasada üretimi pek de kolay olmayan organik natürel sofralık zeytin de üretiyoruz. En doğal haliyle, bütün besin değerlerini muhafaza etmeye çalışarak, hatta pastörize yapmadan, zeytinin et yapısını ve dalından koptuğu lezzetini olabildiğince koruyarak ve kesinlike hijyenik ortamda üretiyoruz. Bunun özelikle altını çizmek istiyorum. Çünkü organik zeytin üretimi gittikçe zorlaşıyor. İçine sadece tuz ve limontuzu konulan bir meyveyi hem Türk kültüründe sabah kahvaltısının olmazsa olmazı bir lezzete ulaştırmaya, hem de bütün besleyici değerleri muhafaza edebildiğimiz bir ürünü tüketiciye sunmaya çalışıyoruz.