Birgi’de doğdu Mario Solinas’ta zirve yaptı
‘Dünyanın en prestijli doğal sızma zeytinyağı kalite yarışması’ olarak kabul edilen Uluslararası Mario Solinas geçen yıl ilk kez ulusal bazda da yapıldı. Uluslararası Zeytinyağı Konseyi’nin himayesinde Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi’nce düzenlenen organizasyonda ‘olgun-hafif meyvemsilik’ kategorisinde birincilik ödülü Birgili ‘Pirgion’un oldu.
Markanın sahibi Çakıroğlu ailesinin zeytin ve zeytinyağı macerası beş kuşak öncesine dayanıyor. Büyük dedeler, Ödemiş ve Birgi’nin ilk Türk zeytinyağcılarından. Mesleklerine verdikleri önem ve öncülük ruhu sonraki nesillere tek ve en büyük mirasları. 2007’de Ahmet-Nuran Çakıroğlu çifti Ankara’dan, oğulları Kerem ise İstanbul’dan kalkıp atalarının yaşadığı Ödemiş’e geliyor.
Amaçları; farklı iş dallarında ve yaşam ortamlarında edindikleri her türlü bilgi birikimi kendi topraklarına yeniden getirmek, herkesin yaptığının tersini yapmak, en iyi üretimi gerçekleştirmek ve bununla bir farklılık elde edip örnek olmak olan aile fertleri, atalarından aldıkları genlerle bölgede ve çevrede iki fazlı, susuz, soğuk işlem yapan ilk örnek yerli makine parkına sahip tek zeytinyağı fabrikasını kuruyorlar.
Tam bir çevre dostu
Tesisin en bilinen özelliği doğa dostu, çevreci olması. Doğaya atık su (karasu) bırakmıyorlar. Soğuk işlem yaptıklarından kazan daireleri yok. Dolayısıyla dumanla havayı da kirletmiyorlar. (Önümüzdeki yıllarda ise yenilenebilir kaynaklarla enerji elde edip makineleri çalıştırmayı planlıyorlar.) Birçok üretim yerinin aksine değirmen usulü çalışmayıp sezon öncesi anlaştıkları bahçelerden ‘memecik’ ve ‘çekişte’ türü zeytinleri kasalarda toplatıp 24 saat içinde iki defa eleyip iki defa yıkadıktan sonra işleme alıyorlar. Her 6 kilo zeytinden 1 kilo yağ elde ediyorlar.
Kerem Çakıroğlu, “Üretim sistemimiz gereği bize en büyük hediye olan zeytinyağının anne sütü ile eş değer olan özelliklerini yitirmemiş bir ürün elde ediyoruz. Bu da yıllık ortalama 15 ton civarı. Büyük kısmını son tüketiciye ulaştırıyoruz. Küçük bir kısmını ise kaliteli ve sağlıklı ürün kullanan restoranlara veriyoruz. Bu arada Türkiye’deki bazı İtalyan şef ve işletmecilere zeytinyağımızı kabul ettirmenin gururunu da taşıyoruz” diyor.
Hedef, akla gelen ilk 3 markadan biri olmak
Yaptıkları işin birçok anlamda eziyetli olduğuna dikkat çeken Kerem Çakıroğlu ekliyor: “Bunun paraya çevrilmesi zor. Ama gerçek bir zeytinyağını tüketiciye sunanlar içinde olmak, sağlığını bununla tekrar kazanan insanların seslerindeki ve yüzlerindeki mutluluğu yaşamak yorgunluğumuzu alıyor. Zeytin her işiyle tutku ister. O olmadan bırakın üretmeyi, zeytinyağı tüketilemez bile! Mario Solinas’ta altın madalya alarak hem tüketicimizin beğenisini, hem de emeklerimizi taçlandırmış olduk. Yaklaşık 10 yıl önce hedefimiz olan sağlıklı ve kaliteli zeytinyağı denildiğinde akla gelen ilk 3 markadan biri olabilmeyi gerçekleştirdik. Bu da yeni yüksek hedefler oluşturmamıza neden oldu.”
Merdiven altına dikkat
Kerem Çakıroğlu ülkemizde zeytinyağının üretimindeki yanlışlardan dolayı üründe ciddi bozulmalar olduğunu söylüyor. Bu ürünlerin kontrol dışı satıldığına dikkat çeken Çakıroğlu şöyle diyor: “Gübre çuvallarıyla fabrikaya gelen, günlerce bekledikten sonra sıcakla işlem gören, çöpten toplanan pet şişeler içinde uygunsuz, etiketsiz, kontrolsüz satılan zeytinyağları hem sağlığı bozuyor, hem haksız rekabete yol açıyor, hem de ülke ekonomisine ağır kayıplar veriyor.”
Adı antik Pyrgion’dan
Çakıroğlu ailesinin firması Eka Zeytinyağı Gıda Turizm... Markaları ise Pirgion... Pirgion antik çağda Birgi’nin ismi olan Pyrgion’dan esinlenerek oluşturulmuş. Logodaki motif Selçuklular’da kullanılan bir çizimin zeytin ağacına dönüştürülmesiyle elde edilmiş. Kerem Çakıroğlu, “Bulunduğumuz bölgenin Selçuklular ve Beylikler döneminde oldukça önemli bir yeri var. Bununla birlikte geçmişi Frigya ve Lidya uygarlıklarına kadar gidiyor. Eskiyi ve yeniyi tüm değerleri ile harmanlamak istedik” diyor.