Reçete onda
Atilla Totoş, 1962 Ankara doğumlu. Ve aslen eczacı. Ankara Üniversitesi mezunu. Aynı zamanda okul arkadaşı olan eşi Sebahat Hanım, Muğlalı ve (kendi deyimiyle Muğla da bu kadar güzel olunca) doğup büyüdüğü Başkent’i ardından bırakıp Ege’ye, Yatağan’a gelmiş. Zeytinyağını bilirmiş ancak elde edilişini buralarda öğrenmiş. Çuvallarda çürüyene kadar bekletilen zeytinden, kaynama derecesine kadar ısıtılarak elde edilen ve acı tadı gitsin diye havalandırılan zeytinyağını doğru bilerek tüketmiş yıllarca. Yabancılara toprak satışı söylemleri ortalıkta dolaşmaya başladığında tüm dünyası alt üst olmuş. Bu halini gören Sebahat Totoş sormuş: “Ne yapmak istiyorsun?” O da, “Tarıma yatırım yapmak istiyorum” demiş. Atilla Bey’in macerası işte böyle başlamış.
İtalyanı dinledi, AR-GE kurdu
“Kulaktan dolma bilgilerle 2006’da bir zeytin sıkma tesisi (değirmen) kurduk. Kiralık binada bazı sıkıntılar yaşayınca hemen 5 kilometre öteye kendi tesisimizi inşa ettik. Eczacılıktan gelen bilgilerimizle geleneksel üretimi harmanladığımız bu tesise bir İtalyan makine firmasının mühendisi gelip, ‘Sizin gibi bir işletmenin bir AR-GE birimi olmalı’ deyince, 2015’te AR-GE’nin temellerini attık. 2009’da Zeytindostu Derneği ile tanıştım. Bir yıl sonra da zeytinyağında duyusal analiz konusunda ilk belgemi yine derneğin eğitimlerinde aldım” diyor.
Bu süreçte iki büyük toplantıyla akademisyenleri Muğla’ya davet eden Atilla Totoş, edindiği bilgilerin bambaşka bir şeyi anlattığını görmüş. “Bana, ‘Zeytinyağında polifenoller var’ diyorlardı. Dikkatimi çeken bu söylemleri incelediğimde zeytinyağının şifa kaynağı olmasına sebep olan maddeleri gördüm. Bu maddelerin, zeytinin hasat zamanı, hasat şekli, ısı ve hava ile temasta yok olduklarını da öğrendim. Zeytin işleme yöntemini buna göre değiştirmeye başladım. Bu çabalarımızda en büyük desteği Doç. Dr. Mücahit Taha Özkaya ve Serdar Öçten Ünsal’dan aldık. Üretiminin sonunda polifenol miktarını merak edip buna ve lezzetine göre zeytinyağlarını ayıran ilk tesis de sanırım biz olduk” diye ekliyor.
Altın damlarla başarı öyküleri
2013’te ilk ödülü alınca ne kadar doğru işler yaptığını anlamış. 2015’i ulusal ve uluslararası yarışmalarda 8 ödülle tamamlamış. Sonrasını şöyle anlatıyor: “2016’ya geldiğimizde her fabrikanın bir eğitim merkezi olması gerektiği düşüncemizi örnekleyerek hayata geçirdik. Aynı yıl dünyanın önde gelen birçok yarışmasından ödüller aldık. Bizim gibi çalışmak isteyen ve markalaşma yolunda ilerleyen üretici ve firmalara da kapılarımızı açtık. 1 premium (yüksek altın), 2 altın, 2 gümüş olmak üzere toplam 5 madalya ile ödüllendirildik. Yetiştiricilik ve hasatta önerilerimize kulak veren uygulamalı okulumuzun sezonluk öğrencileriyle yaptığımız çalışmalardan da 9 ayrı ödül kazandık. Avrupa’da gurme köşe yazarlarının oluşturduğu bir dernek bizi dünyanın en iyi 260 fabrikası içinde ve bir ürün üzerine yapılan çalışmalarda Türkiye’nin en iyisi seçtiğini öğrendiğimizde mutluluğumuz da katlandı. 2017 yine okulumuzun öğrencileriyle alınan yolla mutluluk verici bir yıla dönüştü. Dünya yarışmaları bizi 5 ayrı kez ödüllendirdi. Bu yıl da öğrencilerimizden 10 ayrı ödül geldi. Toplam 15 ödül kazanmış olarak 2017-2018 sezonuna hazırlandık. Ülkemizin geleceğine altından damlalarla başarı hikayelerini yazacak yeni üreticiler yetiştiriyor olmak mutlulukların en büyüğü olsa gerek.”
O günden beri kimi görse içiriyor
Atilla Bey polifenolleri öğrendi de ne oldu? 2013’te bunu belgeleyerek yayınlayan ve değerini muhafaza etmesi için uğraşan bölgedeki ilk tesis oldu. Ayrıca, polifenollerin onarıcı etkisini görünce insanlara zeytinyağı içmeyi önermeye başladı. İlk içirdiği kişi bir hekim arkadaşıydı. Ondaki değişimi görünce birçok insana zeytinyağı içirmeye ve neden içmeleri gerektiği konusunda halk diliyle bilgiler aktarmaya başladı. Yakın çevresinde ‘zeytinyağı içiren eczacı’ olarak anılmaya başlandı. Bütün bunlar olurken de önce Zeytindostu Derneği Muğla İl Temsilcisi, sonra yönetim kurulu üyesi, genel sekreter ve yeniden yönetim kurulu üyesi oldu. Şu anda bir yandan Türkiye’nin her köşesinde eğitimler verirken, bir yandan gen merkezi Muğla olan memecik zeytininin geleceğe olan yolculuğunun saha çalışmalarında (eşi Sebahat Totoş, Nurdan Nimet Kaykı ve Ferudun Kaykı ile birlikte) görev alıyor. Tabii bir yandan da sahibi olduğu Turgut Anadolu Yatırım’da başta ‘Zeytinin Efendisi Zeytinyağı’ ve ‘Tuay’ olmak üzere markalarını geliştirip büyütüyor.