Merhaba
Derler ki, cennette iki ağaç vardır:
Biri incir ‘gerçek ağacı’, diğeri ise zeytin ‘hayat ağacı’.
Zeytin, kutsal kitapların ağacıdır.
Müslümanlar, Hıristiyanlar ve Museviler için aynı simgesel anlamı taşır:
Akıl, zafer, barış, bereket, uzun ömür, olgunluk, saflık, sadelik...
Zeytin, binlerce yıllık bir kültürdür, gelenektir.
Doğallıktır, sağlıktır, lezzettir.
Alın teridir, sevinçtir, mutluluktur.
Sadakattir, tutkudur, hayatttır, yaşama biçimidir.
Sıkılan ilk danedir, sürülen ilk damladır, bandırılan ilk ekmektir.
Ülkemizde yıllardır sayısız üretici, gölgesinde büyüdükleri ve iyileştirici gücünü keşfettikleri bu ölümsüz ağacın meyvesinin suyunu (iksirini) herkes tatsın ve şifalansın diye, sevgi, istek ve sabırla yoğuruyor.
Ya iş ya da eğitim için doğdukları topraklardan büyük şehirlere göçen ve sonrasında keşmekeşten bunalıp, “Haydi köyümüze geri dönelim” diyerek, özellikle zeytine sevdalananların sayısı her geçen gün artıyor.
Amaç sadece kendi firması-markası değil, bulunduğu bölgenin yağ, et, çekirdek oranı yüksek eşsiz zeytinlerini de tanıtıp yüceltmek olunca ulusal ve uluslararası arenada ödüller de peşi sıra geliyor.
Buna bir de genç ve kadın eli değip, ataların bilgi birikimiyle harmanlandığında işin rengi bambaşka bir boyut kazanıyor.
İşte, bugün ilk sayısını elinizde tuttuğunuz ‘Bilge Ağaç’ dergisi, bu kutsal meyve ve ötesiyle ilgili sizi büyülü bir yolculuğa çıkarmayı hedefliyor.
Yılda sadece iki kez yayımlanacak.
İkincisi ise ‘hasat’ temasıyla kasımda zeytin ve zeytinyağı tutkunlarıyla buluşacak.
Biz de kalemimizin yettiği, sayfalarımızın el verdiğince A’dan Z’ye bu sevdanın peşinden koşmaya devam edeceğiz.
Amacımız özetle üreticiyle tüketici arasında köprü olabilmek.
Boşuna dememişler, “Bir zeytini sevmekle başlar her şey” diye...
Biz sevdik, biliyoruz ki sizler de seviyorsunuz.
Bakarsınız aramıza yeni sevdalılar da katılır.
Tekrar, merhaba...
Hoş geldik, dileriz hoş bulursunuz!