Cumhuriyet Bulvarı No: 82 Erboy 2 İş Merkezi

Murat Ergün, ziraat mühendisi. 19 yılı aşkın süre yerli bir tohum firmasında satış sorumlusu, satış müdürü, satış direktörü ve en son pazarlama direktörlüğü yaptıktan sonra özel sektördeki iş hayatına nokta koymuş. Ve ata mesleği zeytinciliği bir tık yukarı taşıma heyecanıyla işe soyunmuş. Kendisi doğma büyüme, ‘sofralık zeytin’ dendiğinde akla ilk gelen bölgelerden Bursa Mudanya’ya bağlı Tirilye’li. Bir bölümü Rumlar’dan kalma arazilerinde yaklaşık bin 500 adet yüzlerce yaşa sahip ‘Tirilye’ cinsi ağaçları var. Aralarda yine Rumlar tarafından dikilmiş yüzde 1-2 oranında ‘Yabani’ diye adlandırılan ama aslında dölleyici olan farklı çeşitler de mevcut.

Tirilye yıllarca siyah sofralık zeytinle öne çıkmış bir bölge. Müthiş bir mikro klimaya sahip. Aynı adı taşıyan zeytini ince kabuk, küçük çekirdek ve yüksek oranda yağ içermesiyle biliniyor. Bunca önemli kriterin bir araya gelmesiyle elde edilen zeytinin yağ kalitesi ve muhteşem aroması tadım yapanları gerçekten büyülüyor. İşte, Ergün ailesi de bu sağlık ve lezzet deposu zeytinin meyve suyunu başta yakın çevreleri olmak üzere ulaşabildikleri herkese sunmayı hedeflemiş.

TİRİLYE’NİN BİLİNEN İLK İSMİ

Tek markaları var: ‘Trigleia’. Bu ismi hem zeytinlerinde, hem de zeytinyağlarında kullanıyorlar. Murat Bey, “Biz zeytin işini babamız Zeki Ergün’den, o da dedemiz Kara Halil’den devraldı. Babamız yaklaşık 50 yıl arazilerimizde entansif tarımı bilfiil uygulayarak işimizi bugünlere getirdi. Şimdi ise onun engin tecrübesinin ışığında bayrağı biz devraldık. Markamızı belirlerken de çok düşündük, listeler yaptık,  ama bulduğumuz isimler bir türlü içimize sinmedi. Doğduğumuz ve doyduğumuz topraklardan bir iz olmalıydı. Sonuçta, Tirilye’mizin tarihteki ilk ismi olan Trigleia’da karar kılıp marka tescilini yaptık. Bunu belki de yaşadığımız coğrafyaya olan borcumuzun bir nebze karşılığı gibi düşündük. İşletmemizi de fiilen 23 Nisan 2016’da açtık. Ki, bu bizim için özel bir tarih” diyor.

BUTİĞİZ, ÖYLE DE KALACAĞIZ

Butik bir işletme olduklarını ve bu şekilde kalmayı hedeflediklerini aktaran Murat Ergün, imkanlar ölçüsünde özellikle kapasitelerini artırmayı, gerçek zeytinyağını öncelikle Türk insanına ulaştırmak istediklerini paylaşıyor.

Zeytinyağını kendi zeytinlerinden elde ettiklerini, sıkımı ise istedikleri kriterlere uyan bir işletmeye yaptırdıklarını söyleyen Murat Bey, ekliyor: “Nedir bu kriterler? Ürünümüzü getirdiğimizde bekletmeden sıkıma alınması, 25 derecede işlem görmesi, üst ve dip basımı yapılan makinenin ayrı olması. Bunlar bizim için hayati önem taşıyor, çünkü bu kriterler kaliteyi ilk etapta direkt etkiliyor. Bizim insanımız kaliteli zeytinyağı ile maalesef yeni yeni tanışıyor. İnsanların kafasında doğru bilinen yanlışlar var. Tabii bir de damaklarında okside olmuş zeytinyağı tadı. Toplumumuza yıllarca diğer bitkisel yağlar tükettirilmiş. Zeytinyağına ulaşanlar ise genellikle asidi yüksek veya okside olmuş yağları aldıklarından zeytinyağından ya uzaklaşmışlar ya da damaklarına hoş olmayan bir tat oturmuş ne yazık ki! Ulaşabildiğimiz herkesi gerçek zeytinyağıyla tanıştırıyoruz. Bunun bizim ve hepimizin görevi olduğuna inanıyoruz.”