Yıl, 1950. Bodrum’da henüz turizm gelişmemiş. Ana geçim kaynağı, bölgedeki geçmişi 2 bin 800 yıl öncesine dayanan zeytin. İbrahim Uyar ve oğlu Hüseyin, Çömlekçi’de kurdukları sıkım tesisiyle sektöre adım atmışlar. 80’lerde bayrak Erol Uyar’a, 2017’de de dedesiyle aynı ismi taşıyan oğlu Hüseyin’e geçmiş. O da ablalarıyla el ele vermiş, ortaya bakın nasıl bir öykü çıkmış!
Uyar ailesinin geçmişi 1950’li yıllara dayanan zeytin ve zeytinyağı ile tanışmalarının hikayesi çok da tesadüf değil. Bodrum’un kaçınılmaz gerçeği. Malum, o zamanlar Bodrum’da turizm henüz gelişmemiş. Halkın ana geçim kaynağı tarım ve süngercilik. Çiftçilikte öne çıkan ürünler ise mandalina ve zeytin. Büyük dede İbrahim Uyar ve oğlu Hüseyin Uyar, tercihlerini, Türkiye’nin zeytin ağacı varlığının yüzde 14’ünün bulunduğu ve bölgedeki geçmişi 2 bin 800 yıl öncesine kadar dayanan bu mucize meyve ve şifa kaynağı olduğuna inanılan suyundan yana kullanmışlar. Ellerindeki birikimle Çömlekçi köyünde zeytinyağı fabrikası kurmuşlar. Ki, o yıllarda bu tarz bir tesis çevre yörede bir elin 5 parmağını geçmeyecek düzeydeymiş. Kısa sürede isim yapmışlar. Günün koşullarına uygun üretim tekniklerini kullanarak kendilerininkinin yanı sıra diğer köylülerin getirdikleri zeytinleri sıkmışlar.
NÖBET ŞİMDİ 4’ÜNCÜ KUŞAKTA
1980’lere gelindiğinde bayrak üçüncü kuşağı temsil eden Erol Uyar’a geçmiş. Erol Bey, zeytinyağının yanında kendi ürettiği meyve sebzelerle birlikte Bodrum, Yalıkavak, Turgutreis pazarlarında zeytin ticaretine başlamış. Daha sonra yoluna sadece zeytinle devam etmiş. Hiçbir kimyasal madde kullanmadan tamamen doğal yollarla ürettiği ürünlerin karşılığını iş hacminin büyümesiyle almış. 2005 yılında babası ve oğlunun adını taşıyan ‘Hüseyin Uyar’, 2010’da da köylerinin ismi olan ‘Çömlekçi’ markalarını tescil ettirmiş. 2017 yılında nöbeti oğlu Hüseyin Uyar’a devretmiş.
GEÇMİŞİ GELECEĞE TAŞIYORLAR
Dokuz Eylül Üniversitesi’nde işletme okuyan Hüseyin Bey, o günden beri ablaları Mersin Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği mezunu Burcu Uyar ve Akdeniz Üniversitesi Çocuk Gelişimi’ni bitiren Ebru Uyar’la firmalarını geleceğe taşımak için adeta gecelerini gündüzlerine katıyorlar. Zeytinyağlarını, tamamı ‘Memecik’ cinsi, 3 bahçede toplam 40 dönüm olan kendi zeytinliklerinden toplayıp aynı gün içinde erken hasat şeklinde sıktırıyorlar. Önümüzdeki 2 yıl içinde kendi butik zeytinyağı tesislerini kurmayı hedefliyorlar. Yeşil zeytinleri Yatağan (Memecik), Nazilli (Çekişte), Hatay (Halhalı), Edremit (Edremit Yağlık), Akhisar (Domat), Büyükbelen’den (Kalamata); siyah zeytini ise Gemlik’ten alıp kendileri işliyorlar. Domat zeytinini çekirdeksiz olarak alıp içine tek tek bademli, limon ve portakal dolgulu, acı biberli, kırmızı biberli, sarımsaklı, havuçlu ve ızgara olarak beğeniye sunuyorlar. Kalitenin devamı için her yıl aynı bahçelerin ürünlerini tercih ediyorlar.
100 TON ZEYTİN, 20 TON YAĞ
Halen 30’un üzerinde zeytin çeşidiyle yıllık 100 tonluk iş hacimleri olduğunu söyleyen Hüseyin Uyar, “Onun yanında zeytinyağında da 20 ton kapasitesine sahibiz. Bunu 5 yıl içinde ihracatla birleştirmeyi, kalitemizden ödün vermeden gelişerek büyümeyi amaçlıyoruz. Gerek Bodrum’da, gerek Türkiye çapında birçok otel, restoran, kafenin zeytin ve zeytinyağı tedarikini sağladığımız gibi birçok müşterimizin de ihtiyaçlarını kargoyla gideriyoruz. Çok kısa bir süre sonra e-ticaret mağazamızı açıp bütün çeşitlerimizi online olarak da satışa sunacağız. Bizler gelişip büyürken, değerlerimizin de unutulmadan geleceğe aktarılması gerektiğine inanıyoruz. Bunun için çaba gösteriyoruz” diyor.