Akhisar’ın zeytin devrimi
Akhisar tütün kentiyken yönünü zeytine çevirdi. 6 milyon olan ağaç sayısını önce 16 milyona çıkardı. İyi tarım uygulamalarını devreye soktu, ardından Zeytin ve Zeytinyağı Türevleri OSB’yi kurdu. Sofralık zeytinin yüzde 70’ini, zeytinyağının ise yüzde 30’unu tek başına üretme başarısı gösterdi. Yarışmalarda ödüller kazandı. 44 fabrikayla 60 ülkeye ihracat yaparak bir devrime imza attı.
Akhisar tütün merkezi iken Türkiye’nin en önemli zeytin üretim bölgesi oldu. Tütünde kota uygulaması, fiyatın çok düşük seyretmesi ve üreticinin yabancı sigara tekellerine mahkum olması farklı ürünlere arayışı gündeme getirdi. Bu arayışın sonucunda tütünden zeytinciliğe geçerken adeta bir devrim de gerçekleştirdik. Önce, 6 milyon olan ağaç sayısını 15 milyona çıkardık. Ardından iyi tarım uygulamalarını devreye alarak Zeytin ve Zeytinyağı Türevleri OSB’yi kurduk. 1 milyar dolarlık yatırıma ev sahipliği yaparken, sofralık zeytinin yüzde 70’ini, zeytinyağının ise yüzde 30’unu tek başına üretebilecek noktaya geldik. Burada üretilen zeytin ve zeytinyağlarımız hem ulusal, hem de uluslararası yarışmalarda ödüller kazandı. Toplam 44 fabrikamızla 60 ülkeye ihracat yapmaya başladık.
TOSKANA’DAN HİÇBİR EKSİĞİMİZ YOK
Zeytinyağı kalitesiyle en üst sıralara çıkan Akhisar’ı, küresel marka yapmak için ilk adımları da attık. Türkiye’de sofralık zeytinde tuz oranını düşürerek tüketimi yılda 100 bin ton artırdık. Malum; Akhisar, Türkiye’nin en büyük zeytin üretim merkezi. Ülkemizde yeşil olarak satılan iki tip zeytin var. Biri Akhisar domat, diğeri Edremit. İç piyasanın yanında son iki yılda ihracatımızda da yüzde 300’e varan bir artış oldu. Malum, dünyanın en önemli zeytin merkezlerinden biri de İtalya’daki Toskana. Akhisar da Toskana’daki iklimle aynı özelliklere sahip. İnanıyorum ki, Akhisar zeytinyağı yüksek kalitesiyle uluslararası sektörde de dengeleri değiştirecek. Ama bunların hiçbirinin önemi yok. Asıl önemli olan sağlıklı nesiller yetiştirebilmemiz için herkesin zeytinyağı kullanması. Bunu ille de doktorunuzun söylemesine gerek yok. Dünyanın en sağlıklı ürünü. Salatada, yemekte, her öğün kullanılmalı. Akhisar markalı ve ambalajlı üretim konusuna da önderlik ediyor. Eğer biz zeytini, zeytinyağını ihraç edeceksek bunu markalı yapmak zorundayız.
SAĞLIKLI NESİL İÇİN DESTEK ŞART
Şifa kaynağı zeytin ve zeytinyağı tüketimini artırırsak sağlıklı nesiller yetiştirebiliriz. Bunun için desteklemelerin de artarak devam etmesi gerekiyor. Bu olursa büyük bir başarıya hep birlikte imza atarız. Artık zeytine prim verilmesinin zamanı geldi. 2005-2006 sezonundan bugüne verilen desteklerle üreticilerimiz ağaç sayısını artırdı. Bunun da rekolteye olumlu etkisi oldu. Konuşulması gereken konu ise rekolte değil, tüketimin nasıl artırılacağı olmalı. Bu konuda yeni bir yol haritasına ihtiyaç var. İç piyasa ve ihracatta yol haritamızı yenilememiz lazım. İç tüketimi artırmak için marşa basılması gerekiyor. Zeytine prim verilirse üreticimiz rahat bir nefes alırsa üretim daha da artacak. Buna bağlı olarak tüketimi de artırmak için özel çalışma yürütülmesi şart.
KDV ORANI YÜZDE 1’E İNDİRİLMELİ
Benzer durum zeytinyağı için de geçerli. Tüketimi artırmak için KDV yüzde 8’den yüzde 1’e indirilmeli. Bu indirimin doğrudan fiyatlara yansımasıyla sofralarda yer alacak zeytinyağının tüketimi de yükselir. Türkiye’deki ağaç varlığı dünyada ilk 5’lerde. Tüketimde ise zeytin üreten ülkeler arasında en sonuncuyuz. Çiftçiye destek olalım, üretimi artıralım ama diğer taraftan da tüketiciyi bilinçlendirmek zorundayız. Ülkenin sağlığı için bunu yapmalıyız. Bitkisel yağ yerine zeytinyağı kullanırsak sağlık giderlerinde büyük düşüş yaşanır. 20 yılda ülke sağlığını büyük bir değişime sürükleyebiliriz. Sadece yağ tüketimimizi 2 kilodan 5 kiloya çıkarırsak bu bile Türkiye’yi değiştirir. Dünyada zeytinyağı fiyatları düşme eğiliminde. Ancak döviz kuru nedeniyle bu durum ülkemizde hissedilmiyor. Zeytinyağı ihracatında Akhisar olarak çok yol kat ettik. Yatırımcımız bilinçli ve sağlıklı çalışmalar yapıyor. Biz de gereken tüm katkıyı veriyoruz. Sağlıklı iş yapıyoruz. Tüketimi hedeflenen rakamlara çıkarabilirsek, torunlarımıza bu işin altında imzamız olduğunu gösterebileceğiz.
YEMEKHANELERİN REÇETESİNE GİRMELİ
Zeytin ve zeytinyağı tüketimini artırmak için yeni bir proje üzerinde çalışıyoruz. Projemizi; Sağlık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığı’na sunduk. Tüm hastaneler ile okullardaki yemekhanelerde zeytin ve zeytinyağının yemek reçetelerinde yer alması için önerilerde bulunduk. Bu çalışmanın sağlıklı bir neslin yetişmesine ve zeytinyağı tüketiminin artmasına katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Yemekhanelerde günlük 1 milyon kişiye yemek çıkıyor. Bu da tüketimin günde 16 ton artması demek. Böyle bir çalışmayla yılda 6 bin ton tüketim artışı sağlanır ki, 400 bin üreticisi olan sektörü rahatlatır. Bu konuda tüm bakanlıklarımızı da göreve davet ediyoruz.