‘Zeytini Kuşlar Diker’ kitabının yazarı Ayşe Aktül-Schäfer, Güney Afrika izlenimlerini Bilge Ağaç için kaleme aldı.
Mandela’nın ülkesinden zeytinlerin selamı var...
10 Mart’ta beklediğimiz gün geldi. İlk kez Güney Yarımküre’ye uçacaktık. Hem de siyasi tarihini çok yakından takip ettiğimiz Mandela’nın ülkesi, Güney Afrika’ya! Heyecanlanmamak mümkün mü? Bu, müthiş bir duyguydu bizim için. ‘Zeytini Kuşlar Diker’ kitabımın hazırlık aşamasında Güney Afrika’da zeytinliklerin kurulmakta olduğunu öğrenmiştim. Ayrıca, ailesiyle birlikte Güney Afrika’dan Avrupa’ya göç eden öğrencim Stefan’dan zeytinlikleri hakkında bilgi edinmiştim. Stefan, zeytinliklerini anlatırken çok duygulanmıştı. Ona, bir gün mutlaka oralara gideceğime ve zeytinlerin selamını getireceğime söz vermiştim. Söz yerine getirmek için verilir!
Kitabım yayınlanmış ama ben Güney Afrika’daki zeytinlere dokunamamıştım henüz! Zeytin sabır ister. Ben de iyi sabretmeyi bilenlerdenim. Kızım Selin ve eşim Bernd ile gezimizin bir bölümünü zeytinliklerde geçirmek üzere anlaştık. Tabii Afrika’ya gidilir de yabani yaşam görmeden gelinir mi? Özellikle 550 filin yaşadığı milli parkta kamp kuracaktık. Bağları, şaraphaneleri gezecek, Güney Afrika şaraplarının tadına da bakacaktık elbette.
VE ARADIĞIMIZI SONUNDA BULDUK
3 başkenti ve 11 resmi dili olan, okul kitaplarımızdan bildiğimiz Ümit Burnu’nun da bulunduğu bu ilginç ülkenin tarihi, coğrafyası ve kültürüyle ilgili birçok kitap devirdik. Ancak, zeytincilikle ilgili okuduklarımız gezi rehberlerindeki 1-2 cümleyle sınırlı kaldı. Peki, neredeydi Stefan’ın özlemle anlattığı bu zeytin bahçeleri? Tabii pes etmedik. Sıradışı kaynakları taradık. Tanınmış restoranların menülerini inceledik. Ve Avrupa’dan getirtilen şeflerin menülerinde zeytinyağlı mezelere rastladık. Derken, bu sitelerin birinde Güney Afrika zeytinciliğiyle ilgili bir kaynak kitaba rastladık. Aradığımızı bulmanın sevinci içinde, yazarı Reni Hildenbrand’a bir mail gönderdik.
Cape Town’a uçacaktık. Okuduğumuz kitaplarda kent ve bölge hakkında çok bilgi edinmiştik ama orada olmak, toprağına ayak basmak, havasını koklamak, suyunu içmek başka bir şeydi! Medyada, Cape Town’da susuzluk çekildiğini öğrendik ama olsun! Zeytin ağaçları çok su istemez. Susuzluğun nedeni zeytin ağaçları olamazdı. Güney Afrika’nın Western Cape Bölgesi, Akdeniz iklimine hakim. Buraya 300 yıl önce Avrupa’dan göç eden Fransızlar ilk bağları kurmuşlar. Gelişen teknolojiyi takip ederek çok kaliteli şaraplar üretmişler. Ülke genelinde ciddi bir şarap tüketiminin yanı sıra yarattıkları ‘Yeni Dünya Şarapları’ imajıyla artık dünyanın dört bir köşesine pazarlıyorlar.
4.3 MİLYONUN ZEYTİNİ O DİKMİŞ
İşte, bu başarılı şarap üreticilerinden İtalyan asıllı Giulio Bertrand, İtalya’daki Zeytin Araştırmaları Enstitüsü’nden Prof. Dr. Gıuseppe Fontanazza’nın danışmanlığında, Güney Afrika’ya uyum sağlayacak 14 zeytin çeşidini tespit etmiş. Toplam 2 bin fidanı (Frantoio, Leccino ve Coratina ağırlıklı) 1994’te İtalya’dan getirerek, Stellenbosch kenti yakınlarındaki arazisinde ilk zeytin bahçesini kurmuş. Bugün 5 milyon ağaç varlığına ulaşmış olan bölgedeki ağaçların 4.3 milyonunu Giulio Bertrand yetiştirmiş. Bu yıl 91’inci yaşını kutladığını öğrenince, Nazım Hikmet’in dizeleri geldi aklımıza... Bölgedeki birçok zeytinliği gezdik. Yeni zeytinliklerin kurulmakta olduğunu gördük. Fidanlarını artık kendileri yetiştiriyorlar. Yeni kurulan zeytinliklerde ‘Mission’, ‘Kalamata’ ve ‘Manzanilla’ gibi çeşitlere de rastladık.
Güney Afrika zeytinciliğiyle ilgili tüm bilgi ve bağlantıları Reni Hildenbrand’dan edindik. Reni Hanım, Alman asıllı bir mimar. Mimarlık yapmaya geldiği Johannesburg’da uzun yıllar çalışmış. Ülkeye yerleşmeye karar verince Stellenbosch yakınlarında bir çiftlik satın almış ve organik tarım yapmaya başlamış. Bölgenin ilk organik zeytinyağını üretmiş, halen de üretimine devam ediyor. Aynı zamanda özverili çalışmalarıyla çevresindeki küçük zeytin üreticileriyle birlikte bir tadım paneli oluşturmuş. Başkanlığını da üstlenmiş.
Ülkenin akredite olmuş ilk ve tek tadım paneli unvanını taşıyan grup 12 üreticiden oluşuyor. Bu tadımcılar her yıl toplu halde veya küçük gruplara ayrılarak zeytin yetiştiren ülkelere gidiyor ve oradaki üreticilerle bir araya geliyorlar. Ancak, kendimizi mi veya daha kolay diye onları mı eleştirmeliyim bilmem? Zeytinin anavatanı olan ülkemiz zentinciliği hakkında hiçbir bilgiye sahip değiller! Biz üzerimize düşen görevi yerine getirmek üzere Reni Hildenbrand’ı ve grubundan birkaç üreticiyi Ege’ye, zeytinin anavatanı ve üreticileriyle tanıştırmak üzere davet ettik. Güney Afrika’da kurduğumuz zeytin dostluğunu ülkemizde pekiştireceğimiz için çok mutluyuz.
MARTTA BAŞLIYOR, MAYISTA BİTİYOR
Dostumuz Reni, bizden ziyareti iade sözü alarak gelmeyi kabul etti. Güney Afrika’da zeytin hasadı mart-nisanda başlıyor, mayıs sonuna kadar devam ediyor. Tüm zeytin ve zeytinyağı üretici dostlara duyurulur. 28 Ekim–5 Kasım tarihleri arasında bizi ziyaret edecek olan Güney Afrika zeytinyağı panelistlerine, Ege’nin zengin zeytin kültürünü, tarihini, mutfağını ve samimi zeytin insanını bir araya getirmekten onur duyacağız. Yeni Dünya zeytin üreticileriyle geçireceğimiz 2018 zeytin hasat dönemiyle ilgili anılarımızı ise Bilge Ağaç’ın 3’üncü sayısında sizlerle paylaşacağız. Yeniden buluşmak üzere, hasadınız bol olsun! Sevgiyle kalın...