Artık bir dünya klasiği
Dünyada 43 ülkede ekonomik anlamda zeytin üretimi yapılmakta olup, üretim alanlarının yaklaşık yüzde 95’i Akdeniz’de yer alıyor. Eskiden bu havzaya özgü klasik bir ağaç olan zeytin artık bir dünya klasiği olmuş durumda. Suudi Arabistan vahalarından Güney Amerika pampalarına, Pakistan, Çin, Japonya’ya kadar tüm ülkeler zeytin ağacını yetiştirmek için çaba sarf ediyor.
Son yıllarda küresel iklim değişikliğinin etkileri dünyada ve ülkemizde de şiddetli olarak hissediliyor. Özellikle zeytin&zeytinyağı üretimindeki dalgalanmalarla kendini gösteren bu etkilerin sonucu piyasalara da yansıyor ve fiyatlarda da dalgalanmalara sebep oluyor. Dünya zeytinyağı üretimi 2016/17 hasat yılında 549 bin 500 ton zeytinyağı stoğu ile açıldı. Önceki ürün yılı (- 637 bin 500 ton) ile karşılaştırıldığında yüzde 53 düşüşle 2 milyon 539 bin ton seviyesinde üretim miktarıyla sonuçlandı.
IOC üyesi ülkelerin zeytinyağı üretim rakamı dünya toplamının yüzde 93’ünü oluşturarak 2 milyon 350 bin 500 ton olarak gerçekleşti. AB zeytinyağı üretimi ise yıllık bazda yüzde 25 azalarak 1 milyon 747 bin 500 ton oldu. İspanya tek başına 1 milyon 286 bin 600 ton üretimle ilk sırada yer alırken, onu 195 bin tonla Yunanistan, 182 bin 300 tonla İtalya, 69 bin 400 tonla Portekiz izledi. IOC üyelerinin geri kalanındaki genel üretimde ise yüzde 10 oranında düşme görülüyor. Grubun lideri 110 bin tonla Fas (yüzde -15), onu 100 bin tonla Tunus (yüzde -29), 63 bin tonla Cezayir (yüzde -23), 21 bin 500 tonla Arjantin (yüzde -10), 20 bin tonla Ürdün (yüzde -32), 19 bin 500 tonla Filistin (yüzde -7), 16 bin tonla Libya (yüzde -11) ve 15 bin tonla İsrail (yüzde -17) izliyor. Türkiye’de ise (+ yüzde 18) artışla 177 bin ton üretim olurken, Mısır 20 bin ton (+ yüzde 21) ve Lübnan 25 bin tonla (+ yüzde 9) yerini aldı.
ÜRETİMİN YÜZDE 14 ARTMASI BEKLENİYOR
İçinde bulunduğumuz 2017/18 iş yılında Uluslararası Zeytin Konseyi’nin tahminlerine göre dünya zeytinyağı üretiminin yüzde 14 artarak yaklaşık 2 milyon 894 bin ton civarında gerçekleşmesi bekleniyor. IOC üyesi ülkelerin toplam üretimi 2 milyon 717 bin ton olarak tahmin ediliyor. AB ülkelerinin toplam üretimi ise 1 milyon 805 bin ton öngörülüyor. İspanya’daki üretim son ürün yılına göre yüzde 15 düşüşle 1 milyon 90 bin 500 ton olarak tahmin edilirken, bunu 320 bin tonla (+ yüzde 76) İtalya’nın, 300 bin tonla (+ yüzde 54) Yunanistan’ın, 78 bin 800 tonla (+ yüzde 14) Portekiz’in takip etmesi öngörülüyor. Diğer IOC üye ülkelerinde ise geçen yıla göre yüzde 51’le güçlü bir artış olması bekleniyor. Bu ülkelerin arasında Türkiye yaklaşık 287 bin ton (yaklaşık yüzde 62) üretimle rekor bir artışla ilk sırayı alırken, ardından 220 bin tonla Tunus (yüzde + 120), 140 bin tonla Fas (+ yüzde 27), 80 bin tonla Cezayir (+ yüzde 27), 37 bin 500 tonla Arjantin (+ yüzde 74) geliyor.
Uluslararası Zeytin Konseyi verilerine göre 2016/17 ekim döneminde dünya tüketiminin bir önceki yıla göre yüzde 6 azalarak 2 milyon 803 bin ton olarak gerçekleştiği değerlendiriliyor. AB, toplamda yüzde 12’lik (-197 bin ton) azalma ile 1 milyon 46 bin tonunu tüketmiş. Tüketimin düştüğü ülkeler Yunanistan (yüzde -25), Fransa (yüzde -17), İtalya (yüzde -14), İspanya (yüzde -7) iken, küçük üretici ülkelerde (Kıbrıs, Hırvatistan, Slovenya) tüketim yüzde 8 artmış. IOC üyesi ülkelerin geri kalanı için tüketim rakamları yaklaşık yüzde 2 oranında artış göstermiş. En önemli artış Türkiye (yüzde 34), Lübnan (yüzde 11) ve İran’da (yüzde + 5) görülüyor. Dünya zeytin tüketiminin 2017/18 dönemi için 2 milyon 954 bin ton olduğu tahmin ediliyor. Bu, bir önceki ürün yılına göre yüzde 5 artış anlamına geliyor.
YILLIK TÜKETİMİMİZ HALA 1.75 KİLO
UZZK, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, ilgili diğer kamu ve özel sektör işbirliği içinde dünyadaki gelişmelere paralel olarak ülkemiz için stratejik öneme sahip olan zeytin ve zeytinyağı sektöründe İspanya’dan sonra dünya ikinciliğine ulaşmak amacıyla zeytin yetiştiriciliğinden zeytinyağı üretimi, tüketimi, ihracatı ve pazarlamasına kadar tüm alanlarda belirlenen hedeflere ulaşma doğrultusunda birçok proje yürütüldü ve zeytincilik önemli oranda desteklendi. Günümüzde Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü verilerine göre zeytinlik alanlarımız yüzde 40 büyürken, ağaç varlığımızda da yüzde 75 artış sağlandı.
UZZK olarak sektörel işbirliği çerçevesinde 2009/2010 iş yılından beri yaptığımız rekolte tahminleri çerçevesinde yıllar itibariyle hazırlanan üretim, ithalat, ihracat, tüketim verileri üretim rakamlarında ‘var’ ve ‘yok’ yılları arasında makasın çok daraldığı ve 9 yıllık ortalama üretimin 179 bin ton olduğu görülüyor. Aynı işlemi tüketim rakamlarını dikkate alarak yaptığımızda bu kez ortalama zeytinyağı tüketiminin 136 bin ton olduğu ve bu rakamın da kişi başına yıllık tüketimin 1.75 kilogram olduğu anlaşılıyor.
Gerçek şu ki, tarım, üstü açık bir fabrika. Maalesef hem ürün kalitesi, hem miktarı iklim koşullarıyla son derece etkili bir şekilde değişebiliyor ve bunu öncesinde tahmin edebilmek mümkün değil. Bu iş yılında da aynı şeyleri yaşadık. Kuraklık ve sıcak etkisi nedeniyle üretim artışımız ciddi anlamda yüksek olmasına, serbest yağ asitliğinin oldukça düşük gerçekleşmesine rağmen kalite kriterleri olumsuz olarak etkilendi. Bütün bu olumsuzluklara rağmen dünya genelinde üretimini artıran tek ülke Türkiye oldu. Bu durum yeni dikilen fidanların yavaş yavaş ürün vermeye başlamış olmasından kaynaklanıyor ve dünya ikinciliği hedefimiz için de ümit veriyor. Türkiye uzun yıllardır sofralık zeytin üretimi açısından dünyada ikinci sırada yer alırken, son senelerde Mısır’ın yaptığı büyük hamleyle üçüncülüğe geriledi. İspanya zeytinyağında olduğu gibi sofralık zeytin üretiminde de dünyada zirvede bulunuyor.
RİVİERA NATÜREL SIZMA FARKI KAPANIYOR
Tüketim verilerine baktığımızda son 3 iş yılında toplam tüketimin (riviera+natürel sızma) ton bazında yüzde 17 küçülürken, ciro bazında yüzde 14 büyüdüğü görülüyor. Yine aynı dönemde natürel sızma zeytinyağının tüketiminde yüzde 9 gibi bir büyüme yaşanırken toplam zeytinyağı pazarının geçen yıla oranla yüzde 20, riviera pazarının ise yüzde 29 küçüldüğü tespiti yapılıyor. Önceki dönemde olduğu gibi bu dönemde de riviera ve natürel sızma tüketimi arasındaki farkın kapandığını ve tüketicinin eğiliminin natürel sızma zeytinyağı kullanımı yönünde olduğunu söyleyebiliriz. Ancak son yıllarda taklit ve tağşişli ürünlerde çok ciddi artış olduğu saptanmış durumda. Sektörümüz bir taraftan kayıt dışı tüketim, diğer taraftan taklit ve tağşişli ürünler nedeniyle büyüme sürecinde büyük zorluk yaşıyor. Yasal mevzuatımız AB ile uyumlu hale geldi. Konseyimizce piyasa takip ediliyor, kalite kontrol programı uygulanıyor. Bu analizlerin yapılabilmesi için bakanlığımız bünyesinde de Ankara, İzmir ve Bursa’da kontrol laboratuvarları faaliyet gösteriyor. Bu laboratuvarların sayılarının artırılmasının sağlanması, başta tanker ve depo bazında kontrollere ağırlık verilmesi, tağşişli yağla ilgili kamu denetimlerinin sıklaştırılarak etkin hale getirilmesi gerekiyor.